ismet eyüboğlu


KENDİ ELLERİMİZLE  SOKAĞA TERK ETTİKLERİMİZ

Sokak hayvanları denilince  akla ne gelir?


 KENDİ ELLERİMİZLE  SOKAĞA TERK ETTİKLERİMİZ

Sokak hayvanları denilince  akla ne gelir?
Kedi ve köpekler gelmez mi?
Peki bu hayvanlara neden sokak hayvanı denir?
Bunları biz  sokağa terk etmedik mı, sonra da onlar orada doğup, büyümediler mı?
O zaman bu hayvanlara neden sokak hayvanı diyoruz?
.Peki bu hayvanları kim sokağa itti?
Kimisi bakamadığından , kimisi ilgisizlikten,kimisi çocuk şımarıklığından .
Örnegin çocuk heves ediyor, köpek istiyor, sahibi de çocuğu kırmamak için
köpeği alıyor, çocuklar biraz maymun iştahlıdır, bir müddet seviyor , ondan sonra
da beziyor, ilgisini kesiyor, babası da getirip köpeği bir yere bırakıyor ,
ondan sonra çekip,gidiyor, ya da biraz vicdan sahipleri hayvana sahip çıkıyor ,
hayvanı ona veriyor, bir süre de o bakıyor
Ya da daha önce sokağa bırakılmış hayvanlar kendi başlarına kontrolsüz bir şekilde 
ürüyorlar, daha sonra da doğanın kendi yasaları gereğince, ölen ölüyor, ölmeyen de birçok acı deneyimden sonra hayata tutunuyor, çoğalıyor.
Başka  bir soru:
"Peki biz hayvanlar olmadan yaşayabilir miyiz?"
Hayır yaşayamayız,bizim bunlara ihtiyacımız var ;o zaman bizi yeni sorumluluklar bekliyor ,  çünkü onların da bize ihtiyacı var.
O zaman hayvanların beslenmelerini , üremelerini , barınaklarını  hepsini üstlemiş olacaksın.
Ya da hiçbir sorumluluk üstlenmeden bilmem ne ilindeki gibi sabahın köründe zabıtaların eline tüfeği vereceksin, gitsin sokakta bam güm, bam güm ne kadar kedi , köpek bulursa avlasın. Ondan sonra da doldur onları bir pikapa, şehrin caddelerinden gösteriş yapa yapa  gitsin  bir yerde, bir çöplüğe boşaltsın, ya da hayvanlar birer ikişer milletin dükkanlarının önünde sabah akşam dilensin dursun.
Hah ne dersiniz böyle mi yapmak gerekir?
Eğer böyle yaparsanız sizin yüzünüze kimse insan diye bakmaz, ben de bakmam.
Bir de hayvanların besleme sorunları var, en önemli sorun.
Şu piyasada satılan mamalara bir bakar mısınız, hangisi o üstünde yazılan tarifelere uygun, var mı bir tanesi?
Oysa ki bunu anlamak gayet kolay, alır tahlil ettirirsiniz, görürsünüz ne olup ne olmadığını.
Geçenlerde bir veteriner ile konuşurken "Bu piyasa mamaları olmasa, biz işsiz güçsüz kalırız." diyor.Ne demek istiyor, acaba?
Gelelim barınma sorununa.
Barınma başlı başına bir olay,bu  hayvanları için de geçerli,  insanlar için de.
Bu hayvanları nasıl barındıracaksınız?
Her mahallede bir barınak mı yapmak gerekir, yoksa kuş uçmaz kervan geçmez bir dağın yamacında mı?
Duyuyoruz böyle yerler de varmış, hayvanlar birbirini parçalıyorlarmış açlıktan, kimsesizlikten.
Eğer her sokakta bir barınak yaparsanız herkesin gözönünde olur, herkes gidip gelip
hayvanları sever, yedirir, içirir, gerekirse sahiplenir, alıp evine götürür, hayvanlar da
sosyalleşir, yabancılık çekmez, insanlar da vicdan sahibi olur, özellikle çocuklar.
Hayvanın barınması denetlenirse üremesi de denetlenir, o da düzene girer.
Sonuç olarak diyebiliriz ki biz hayvanlarla birlikte yaşamak zorundayız.Onlar
yaşadığımız hayatın zekâlarıyla, oyunlarıyla ,  tadıdır.rengidir, güzelliğidir, ayrıca
onlara ihtiyacımız da var.Onların bazi becerileri var ki insan onların yanına yaklaşmaz .
O zaman onların sorumluluklarını üstlenmek zorundayız,beslenme, barınma,
gibi sorunlarını  ciddiye almak zorundayız ki insan olduğumuzun ayırdına varalım.
Ha birisi de çıkıp diyebilir ki :
"Hoca sen  ne diyorsun, insanlar kendi beslenmelerini, kendi barınmalarını
dikkate alamıyor ki hayvanları dert etsin."
Elbette ki insanın ihtiyaçları her şeyden önce kendi önceliğimizdir, barınma ,beslenme; buna söyleyecek sözümüz yok ; ama hayvanları da ayni şekilde düşünmek zorundayız.
Aksi halde bizim onlardan , o hayvanlardan ne farkımız kalır?
Yakında belediye seçimleri var, başkan adaylarına bu temel sorunu da gündeme
almalarını öncelikle öneririz.