Fatma Karahasanoğlu

Tarih: 08.10.2024 16:14

KAVGA DİKENLERİ

Facebook Twitter Linked-in

                                         KAVGA DİKENLERİ 

 

                   İnsanlar mı değişti? Teknolojimi ilerledi? Bunun cevabı ne olursa olsun insanlığın geldiği nokta, ortada.

Kimseyle bir şey konuşulmaz oldu. En küçük kelimede kavga dikenleri çıkıyor. Ne saygı kaldı, ne de sevgi. Selamlaşmak deseniz o da, bitme noktasında. Komşuluk ilişkisi artık nostalji kaldı. 

                Geçen gün arkadaşla sohbet ediyorduk. Çocukluğumuzdan başlayarak, günümüze kadar geldik. Biraz arkadaşım çocukluğunu anlattı. Biraz da ben çocukluğumdan kesitler verdim. 

Mahallelerimizi en ince ayrıntısına kadar anlattık. Geçmişin sayfalarını çevirdikçe, yüzümüz güldü. O yılları yeniden yaşayıp, mutlu olduk. 

Sokakta oynarken annelerimizin ekmek üzerine sürdüğü terayağlı reçeli, tüm mahallenin çocuklarıyla iştahla yediğimizi anlata anlata bitiremedik. Evde eksik malzememi var, “git komşudan iste.”  Denirdi. 

İşte arkadaşımla bunları hem konuştuk, hem de duygulandık. Arkadaşım, komşuluk kalmadığını söylerken, küçük bir anısını anlattı. “akşam yemeğimini hazırladım. Eşim ve çocuklarım hep birlikte masaya oturduk. Evde limon yoktu. Almayı unutmuşum. Salataya limon sıkmak için karşı dairedeki komşuma gitmek için ayağa kalktım. Eşim ‘hayır olmaz. Bu akşam salatayı limonsuz yiyelim.’ Dedi. Ve beni limon almak için komşuya göndermedi. Oysa çocukluğumda komşularımızdan alış veriş yapardık. Bizde olmayan komşuda olurdu, yada komşuda olmayan bizde olurdu. Karşılıklı yardımlaşırdık. Bugün nerede o günler?” 

Bende sohbet sırasında yaşadğım anımı paylaştım. 

Birkaç yıl önceydi. Pasta yapma aklıma geldi. Akşam olmak üzereydi. Dolabı açtım, yumurtanın olmadığını fark ettim. Önce pasta  yapmamayı düşündüm. Sonra komşudan istemek aklıma geldi. Salonda televizyon seyreden ablama; “komşudan iki tane yumurta al da, kek yapacağım.” Dedim. 

Ablam “tamam” deyip alt kata indi. Komşu kadın, markette yumurta satıldığını söyleyip, ablama beraber gidip almayı önerdi.

Eskiden öyle miydi? Mahallemizde birinin derdi, diğerlerinin derdiydi. Sevinçler paylaşılarak çoğalır, üzüntülerde paylaşılarak azalırdı. 

Aynı apartmanın kapısından içeri girip, aynı asansörde katlara çıkanlar birbirlerİne selam vermeden, çekip gidiyor. 

Eee şaşarda günaydın derseniz bir odun kafanıza yemediğiniz kalır. Yüz asılır,  ne demek istediğiniz anlamaya çalışılır. 

Alt tarafı bir günaydın. Bunun altında mana aramak niye? 

Eskiden şöyleydi, böyleydi diyoruz ya, işte bu yüzden asık yüzlü, insanlar olmazdı. Selam alınıp verilirdi. Komşuda pişen size de, düşerdi. İftar sofralarına davetler yapılırdı. Yakacak alındığında yardım edilirdi. Eli darda olana, her türkü destek verilirdi. 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —