Fatma Karahasanoğlu


İKİ FARKLI HİKAYE

Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş.


                                      İKİ FARKLI HİKAYE

 

 

                   Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış.

Bir kurbağa sürüsü de arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış. Seyirciler arasındaki hiçbir kurbağa yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:

”Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:

”Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar.

Ama kalan son kurbağa büyük bir gayretle mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;

”Bu işi nasıl başardın?” diye.

O anda farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!

Siz de, hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere karşı hep sağır kalın. Olumsuz düşünen insanları duymayın!..

                                                                   ***

 

             Keloğlan ve zavallı anacığı, çok şiddetli bir geçim sıkıntısı içinde hayat mücadelesi veriyorlarmış. Bir kuru ekmek bir parça peynirle günlerce idare ederlermiş. Komşularına göre, tarlaları çok azmış hem de verimsizmiş üstelik senelerin birinde öyle bir kıtlık olmuş ki, bağ bahçeleri hep kurumuş mısır tarlaları bodur kalmış. Kış zamanı da yaklaşıyormuş ayrıca anası keloğlanı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

-Ah oğlum saf oğlum hem de başı keleş oğlum, gürgenlerin tepelerine baktım. Bu yıl kış hem tez gelecek , hem de kapkara geçecek hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız sen git iş ara demiş anası. 

 Keloğlan önce düşünmüş önce nerde nasıl iş bulurum diye uzun uzun düşünmüş taşınmış sonunda dışarı çıkıp iş aramaya başlamış ilk önce mağazalara bakmış iş bulamamış, bir de değirmeni kontrol edeyim demiş belki iş bulurum hevesiyle değirmene ilerlemiş sonra oradaki yaşlı amcayı gördü. 

“ amca sana bir şey teklif edeyim ben her gün buraya geleyim çalışayım hem de hiç para almadan.” Eve dönünce annesine başlamış olanları anlatmaya annesi bas bas bağırmış nedir senin şu saflığın bir kurtulamadık diye ağlamaya başlamış.

Keloğlan aralıksız her gün değirmene gitmiş değirmenciye yardım etmiş sonunda kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış..keloğlan ile anası da aç kalmış ama bu çok sürmemiş bir gün keloğlanın kapısı çalınmış. 

Keloğlan, kapıyı açınca gözlerine inanamamış, buğday dolu çuvallar ve yiyeceklerin, kapıya dizildiğini görünce çok sevinmiş. Etrafına bakınmış, çok sonra değirmencinin gönderdiğini anlamış.