DUYGU KARAHASANOĞLU


         HİLAL VE HAÇ

  Mülteciler Avrupa’nın kapısına dayanınca feryadı figan başladı.


                                     HİLAL VE HAÇ

 

                 Mülteciler Avrupa’nın kapısına dayanınca feryadı figan başladı. Avrupa Birliğinin bir çok ülkesiyle birlikte ABD, Belarus’a yeni yaptırımlar uygulamaya başlayacak. Gerekçe Belarus’tan, Varşova’ya sığınmacıların geçmek istemesi. Belarus Varşova sınır hattında günlerdir, arklı ülkelere mensup sığınmacıların bekleyişi sürerken, batılı güçler adeta dehşete kapıldı. 

Sığınmacılar Türkiye’de barınırken, sesleri çıkmıyor! Şimdi ne oldu da, bağırıp duruyorlar. O sığınmacıları ülkelerinden kimler yola ize düşürüyor?  Her birinin doğduğu ve yaşadığı vatanı vardı.

Sonrası, malum! Aç gözlü, doymak bilmeyen  ülkeler bu insanları yurtsuz bırakarak, yollara düşürdü. Sonrası, işte ortada!

                 Yunanistan her fırsatta mültecileri Türkiye kara sularına itmektedir. Neymiş efendim, Avrupa’ya giderlerse, Avrupa’nın sosyal, kültürel yapısı ve  ekonomisi bozulurmuş! Türkiye’ye gelen mülteciler sosyal kültürel yapıyı ekonomiyi bozmuyor mu? Avrupa Birliği ülkeleri bana ne dercesine tavır sergilemesi,  insan haklarına sığmaz.

               Türkiye bir hukuk devletidir. Hala bunu öğrenemediler. Hala Türkiye’yi mülteci, kampı olarak düşünüyorlar.

Bugün  her devlet, kendi iç işleriyle meşgul olur veya olmalı. Bir başka ülkenin yer altı kaynakları o ülkeyi bağlar. Ne var ki, ABD gibi Fransa gibi, İngiltere gibi sömürmeyi seven ülkeler bir başka ülkenin topraklarını işgal etmeyi kendilerine hak görmektedir.

Bunun ne güzel örneğini; Irak’ta Suriye’de, Afganistan’da görmekteyiz.  Tarih sayfalarını şöyle bir karıştıracak olursak karşımıza çok farklı olayların çıktığına tanık oluruz.

Bizans’ın oyunları tarih sahnesinde hep var olmuştur. Hala var olmaya devam etmektedir.  Dünya var oldukça dinler savaşı asla bitmeyecektir. Bir yanda haç diğer yanda hilal.

Bu hep böyle sürüp gidecektir. Her ne kadar ülkeler arasında dile getirilmezse de, altında yatan gerçek budur. Her nedense Müslüman ülkeler  daima ezilen toprağı işgal olan, dahası mülteci olarak topraklarından uzaklaştırılan.

                      Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliğidir. Türkiye Müslüman  ülke olduğundan yıllardır, Avrupa Birliği kapısında  bekletildi. Hala daha bekletilmektedir. Bir çok gerekçelerle birliğe alınma konusu ortaya atılsa da, asıl gerçek Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğudur.

               Tarih sayfalarını tekrar açalım.  Alparslan 1071’de Türklere Anadolu kapılarını kapatmamak üzere açıyor. Yıl 1453 Fatih Sultan Mehmet Han, çağ kapatıp çağ açtı. Bizans’ın baş kenti İstanbul’u Osmanlının baş kenti yaptı. 

                  Yıllar su gibi aktı gitti. O tarihten bu tarihe kadar çok olaylar yaşandı. Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı, derken 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Ankara başkent oldu. Uluslararası arenada artık genç Cumhuriyet vardı. Osmanlının küllerinden kendine tekrar hayat bulan bir ülke. Adı Türkiye.

                    Şimdi bugünkü meseleye gelelim, ABD, Irak ve Suriye sınırımızda hala bazı planların peşinde. Terör örgütlerine finans sağlamaya devam ediyor. Bunu gizli yapardı artık açıktan yapmakta sakınca görmüyor.

Buradaki amaç,  Türkiye’yi zayıflatmaktır. Bunun için kendine bir çok işbirlikçi bulmaktadır. Bu çirkin ve kirli oyuna asla düşülmemeli. Batılı güçler şunu kafalarına iyi sokmalıdır. Türkler, doğuştan savaşçıdır. Dün böyleydi, bugün böyle, yarında böyle olacaktır.