DUYGU KARAHASANOĞLU


     HAFIZA BANKASI

     HAFIZA BANKASI


                  HAFIZA BANKASI

                      “İyiyi ara, güzeli ara, doğruyu ara, ama kusur arama.”Mevlana’nın dediği gibi.

 Ne yazık ki, günümüzde kusur aranır oldu. Eleştirmek adeta insanların yaşam biçimi haline geldi. Durum böyle olunca, kimin doğru, kimin yalan dediği belli olmuyor.

                      Yaşantılar belli kurallar içerisinde dönüp dururken, bir başkasının kusurunu aramak ne kadar akıllıcadır? Akıllar pazara çıktı, hiç biri nazar olmadan geri döner. Herkes kendi aklını beğendiğinden bir başkasının önerisine sıcak bakmadığı gibi anlatılanları da, dinleme zahmetine ne yazık ki katlanmıyor.

Kendi düşüncelerinin ekseninde dolaşarak, kendine göre bir sanal dünya kurmaktadır. Kurduğu dünyada kendisinden başka kimseye yer yoktur. Ne kendine ne de topluma faydası vardır. Git gellerle yaşam sürmeye mahkum olduğunu çok sonra fark edecektir.

Fark ettiği zamanda bir çok şeyi kaybettiğini görecektir.  Yüreğinde, zihninde oluşan her ne düşünce varsa, onu  dışa yansıtmaktan çoğu zaman çekinmez. Sürekli konuşarak  iç dünyasında yaşadıklarını gelişi güzel dışa vurur. İki dudağı arasında dökülen sözcüklerin  nereye gideceği hangi mana taşıdığına bakmaz.

 Hafıza bankasında biriktirdiği çürük çarık düşünceleri girdiği topluma anlatır.  Anlattığı her konu sadece kendi başına geldiğini  söylerken bile ne kadar zavallı ve biçare olduğunun farkında bile değil. Kendi düş dünyasında düşe kalka ilerlerken, çevresinde olup bitenlerin farkında olamadan ömür sermayesinden yediğini bile anlamamaktadır. Sürekli hafıza bankasından çürük çarık bilgiler çıkararak, çevresine savurur. Savrulan her bilgi bir başkasının düşüncelerini bulandırarak, çıkmaz sokağa sürükler.

                      Kendisinden emin olamayanlar, bir başkasını eleştirerek,  kendine pay çıkarmaktadır. Bu durum ruh sağlığı bozuk olanlarda daha çok görülmektedir. Bazen çocuklarının, bazen de eşlerinin arasına girerek, farklı göstermekte bu gibi  hasta beyinlerin en çok baş vurduğu bir çıkış yoludur.

Yanlış yerde, yanlış zamanda aradığı çıkış yollarını hayatı boyunca bulamaz. Bulduğunu zannettiği bir anda yine hafıza bankasında ki çürük boş sözler iki dudağı arasından dökülüverir. Dudaklarından dökülen sözcükler, havada uçuşarak, başka yanlış boş ve çirkin sözleri arar. Bulduğu anda kavga başlar. Karşılıklı söz düellosu kaçınılmaz olur.

                     Söz birikintisi, su birikintisine benzemez. Su, seni ıslatır ancak söz bir ömür kulaklarında çınlar. Cahille girdiğin her münakaşa seni daha da aşağı çeker. O, senin muhatabın değildir. Sen, ancak muhatabınla tartışır, onunla fikir alış verişinde bulunabilirsin.     

“Cahille  girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur adabına.” (Mevlana) 

                       İşte, hayatlar! İşte, insanlar! Sizler ve bizler, hafıza bankamızı hangi bilgilerle donattıysak, o bilgiler bize ışık tutar. Ya da bizi karanlık bir dehlize sürükler.