Fatma Karahasanoğlu


GEÇMİŞ GÜNLER

Yaş ilerledikçe, anılarda birikiyor.


                                                GEÇMİŞ GÜNLER 

 

                           Yaş ilerledikçe, anılarda birikiyor. Birikilen anılar insanı ister istemez zaman yolculuğuna çıkartıyor. 

Zaman yolculuğu yaparken, o günler yeniden yaşanıyor.  Ne kadar güzel oldukları, bellekte ne kadar iz bıraktıkları o anda daha iyi anlaşılıyor.

Anılar arasında gezinirken, o yıllara yeniden dönülmek istenir. Ancak o yıllara dönmek mümkün mü? 

Geçen zamanla birlikte tüm yaşanmışlıklar mazide kalmıyor mu? Her biri geçmişin sayfalarında yer almıyor mu? 

Bir gün önce yaşananlar bile mazi de, kalmıyor mu?

Hayat serüveninde bir çok olayla karşılaşılır.  Her olay, günün şartlarına göre değer yada değersiz kalır. Ancak yaşanırlar. Zaman istense de, geçer istenmese de. 

Akıp giden yılların önünde kim durabilir? Gündüz geceye, gece gündüze dönüşürken, geçen zamana kim dur diyebilir? 

Saatler, günler, haftalar, aylar, yıllar. Akıp, akıp, akıp gider.     

                            İlkokul birinci sınıfa gidiyordum.  Okula başladığım birkaç ay sonra hastalandım. Annem, çocuk doktoruna beni götürdü. Doktorun verdiği ilaçları annem bir kaçgün bana içirdi. 

Bende iyileşmeden çok  hastalık belirtileri arttı. Ellerimde, ayaklarımda şişliklikler oluştu.  Divana çıkamaz oldum. 

Annem, o kadar ilgiliydi  ki, değişikliği hemen fark etti.  İlaçların yan etkilerini anlamakta fazla gecikmedi. Tekrar beni aynı çocuk doktoruna götürdü. 

Olan biteni anlatırken, doktorda beni muayene etti. İlaçlarımı değiştirdi. Başka ilaç yazdı. Annem, ilaçları almasına aldı ancak bana  içirme konusunda  teredddütlüydü. 

İlaç kutularındaki bilgi kağıtlarını okuyan annem, hiç bir ilacı bana içirmedi. Ancak bendeki şişlikler daha da arttı. Tuvalete gidemez oldum. Merdivenleri inip çıkamaz duruma geldim.

Annemin dayısının torunu tıp fakültesinin son sınıfında okuyordu. O günlerde Maçka’ya gelmişti. Annem, olan biteni Saim ağabeye anlattı. Saim ağabey önce ilaçlara baktı. Sonra beni muayene etti. Annneme dönerek; “derhal ilaçları kes. Sakın içirme. İlaçlardan kaynaklanan şişlikler birkaç güne kalmaz iner. Sonra tekrar  konuşuruz.” 

Aradan üç-dört gün geçti. Benim  el ve ayaklarımın şişi inmeye başladı. Tuvalete de, çıkınca davul gibi olan karnım da inmeye başladı. 

Saim ağabey tekrar bize geldi. Bendeki değişikliği hemen fark etti. Bir ilaç getirdi. Şu anda ilacın ne olduğunu hatırlamıyorum ama o ilaç bana çok yaradı. Birkaç hfta içerisinde sağlığıma kavuştum. 

Çocukluğumda bana getirdiği ilaçla şifa olan Saim ağabey, şimdi hasta. Entübe oldu.