DUYGU KARAHASANOĞLU

Tarih: 18.05.2021 13:13

GAZETECİNİN, EN İYİ HEDİYESİ  GAZETE

Facebook Twitter Linked-in

                              GAZETECİNİN, EN İYİ HEDİYESİ  GAZETE

               Ah! Ne zaman kalemi, yazmak için elime alsam; garip duygular içerisinde olurum. Bu köşemde siz değerli okurlarıma her konuda, yazmaya özen gösterdim. Siyasetten sanata, edebiyattan spora kadar bir çok olaya değindim. En zor olay hangisi biliyor musunuz? Anılarınızda kalanlarla ilgili olan hatıraları yazmak. 

               Maçka bir değerini daha geçen hafta ebedi, yolculuğuna uğurladı. Yılların esnafı İbrahim amca (Genç) ebedi istirahatına çekilirken, sevenleri onu hep iyi hatıralarla anlattı.

İbrahim amcanın kırtasiye dükkanı okul zamanları cıvıl cıvıl olurdu. Küçük müşterileriyle yakından ilgilenir, almak istedikleri kitap ve defterlerde yardımcı olurdu. Çocuklar etrafında dört dönerek, hep bir ağızdan almak istediklerini söylerdi. İbrahim amca, sakin duruşuyla her çocuğun isteğini yerine getirmede ustaydı.

Sekizinci sınıfta okuyordum. Öğretmen ara tatilde okumamız için yazarıyla birlikte kitabın ismini, bana  yazdırdı. Sabahçı okuduğumdan, öğleden sonra boştum. Saat 12.00 de ders çıkışı soluğu İbrahim amcanın dükkanında aldım. Rafları gözlerimle çabucak taradım. Fakat aradığım kitabı göremedim. Birkaç kez tarama işini yaptım.  

İbrahim amca sakin ses tonuyla; “yavrum, aradığın kitabın adını bana söylersen. Sana yardımcı olurum.”dedi. Sesin geldiği yöne döndüm. Alçak sesle kitabın yazarını ve adını söyledim. İbrahim amca oturduğu yerden kalktı. Raflara kısa bir bakıştan sonra dik duran kitaplardan birini çekti. Ve tezgahın üzerine koyarken; “işte küçük hanım aradığın kitap bu. Okuyunca bana da özetlersin değil mi?” dedi. Yüzüne dikkatle baktım. Evet anlamında başımı sallayıp, ücretini sordum.  İbrahim amca, “bu kitap ara tatilinde hediyem olsun.” Dedi.

İbrahim amca rahmetli büyük babamın en yakın arkadaşlarındandı. Bir çok alış veriş yapmışlar aralarında bir defa nifak ve tartışma çıkmamıştı. Emekli öğretmen olan her iki rahmetli dedem anlatırdı. Dostlukları menfaate dayalı değildi.            

                Beyaz iş bayiliğinde de, o güler yüzünü hiç kaybetmedi. Dükkandan içeri giren müşterilerine;  “kredi kartı var mı?” diye sormazdı. Çünkü bilirdi ki müşteri velinimettir.

Bugünkü bir çok esnaf kredi, kartı olmadan alış veriş yaptırmıyor. Ee ne diyelim, günümüz insanı. Teknolojiye tam gaz ayak uydurmuş.

               Maçka haber gazetesi  05 Kasım 2008 yılında yayın  hayatına girdiğinde ilk okuyucusu İbrahim amcaydı. Gazetenin çıkış gününde dükkanda hazır bulunurdu. Gazeteyi dağıtmaya çıktığımızda ilk gazeteyi İbrahim amcaya verirdik. Özenle gazeteyi katlayıp, cebine koyduktan  sonra dükkandan çıkardı. Bazen de, İbrahim amcayla yolda karşılaşır gazetesini sokakta verirdik. Ayak üstü birkaç dakikalık sohbet; huzur ve nasihat dolu olurdu. Bir defa gazetenin eksiğiyle uğraşmadı. İyi bir okuyucuydu. Gazeteyi, okumak için okurdu. Şimdi ki bazı okuyucular gibi gazetede hata aramak için değil. İbrahim amca bir gün hastaneye yattı. Haberi  alır almaz, ben ve kardeşim Fatma İbrahim amcayı hastanede ziyaret etmek için gittik. Hasta ziyaretine en iyi limon kolonya getirilir, düşüncesiyle bizde, İbrahim amcaya kolonya alıp gittik. Kolonya şişesini hediye paketine sardırdık. Hastane koridorlarında hızla ilerledik. Yattığı oda numarasını fazla zorlanmadan bulduk. Odaya girdiğimizde kızı baş ucundaydı. Bizi görünce ayağa kalktı.  İbrahim amcanın yanına giderek geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Çok memnun  kaldı. Yüzündeki gülümseme her yana yayıldı. Hafifçe yatağında doğrularak,; “ne iyi yaptınız, sizi gördüm çok mutlu oldum.” Dedi. O sırada kolonya şişesini kendisine uzattım. İbrahim amca bir şey söylemeden, paketi alıp şişeyi  çıkardı. Teşekkür ettikten sonra; “gazete yok mu? Bir gazetecinin hasta ziyaretine  giderken getireceği en iyi hediye gazetedir.”  Dedi.

                         İbrahim amca, artık anılarda yaşayacaksın, yerin mekanın cennet olsun.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —