Fatma Karahasanoğlu


      EKİP BİÇİP GİDECEKTİK

Şairin dediği gibi “toprağı ne kadar kıymetlendirdik.


                                       EKİP BİÇİP GİDECEKTİK

 

                       Şairin dediği gibi “toprağı ne kadar kıymetlendirdik. Oysa ekip biçip gidecektik.” Ne var ki, günümüzde her şey değerli yapıldı. Ekip biçmek yerine, toprağı betonlaştırıp, değerinden fazlaya sattık.  

Sonuç ortada. Mahalle kültüründen uzaklaşıp, yabancılaşan apartman kültürüne geçildi.  Bir katta mevlit okunurken, diğer katta sazlı sözlü eğlence yapılıyor.

Kimin kimseden haberi yok. Gelenek göreneklerden utanılır hal alındı. Bizi biz yapan o değerlerdi. Toprağı ekip biçmek, hayvan besleyip, sütünden etinden faydalanmak yerine, boş işlerle uğraşılır oldu. Gençler, bilgisayar oyunlarına kapılıp giderken, yetişkinlerde teknolojinin verdiği avantajı kullanmaya çalışıyor. Çocuk zaten çocukluğunu bilip, oyuncaklarıyla oynuyor.

Nasıl bir döngü? Nasıl bir eğitim? Nasıl bir yaşam biçimi? Nasıl bir hayat standardı? Doğadan kaçmak yerine, doğada yaşamayı öğrensek ya! Apartmanda oturmak yerine bağ bahçede çalışmayı görev edinsek ya! Egzoz dumanından hava kirliliğinden uzaklaşıp, temiz hava, bol oksijen olan köylerimize dönsek ya!

Bir çok apartman birbirine yakın olduğundan insanlar, iç içe, nefes nefese  oturuyor. Ufacık alanda yüzlerce can yaşıyor. Tek kapıdan giriliyor, katlara ayrılıyor.

 Bu, ne ya! Sağlıksız ortamlar, saygısız insanlar, sevgisiz çocuklar. Sizce bu mu, yaşam?!Sizce bu mu, medeniyet?

                        Topraktan gelip, toprağa geri döneceğimiz. Ne kadar çabuk unuttuk. Toprak olmazsa, biz ne yaparız? Ne demiş Aşık Veysel “benim sadık yarim kara topraktır. Ekmek verdi, süt verdi, kazmayınca kıt verdi…” bunu da anlamayacak  kadar sağır ve kör mü olduk? Görmüyor muyuz, topraksız bir yaşam olmayacağını. Anlamıyor muyuz ekip biçmeden sağlıklı yaşayamayacağımızı.

Biz, her şeyi ne kadar da, çabuk unuttuk. Ne kadar da, erken dünya malına kandık. Dedik ya, ekip biçip gidecektik. Fakat biz ne yapıyoruz? Toprağı betonlaştırmak için el birliği edip, çalışıyoruz.

Gözler kör, kulaklar sağır mı oldu? İnşaat, inşaat. Her yer inşaat olursa, biz nerede, nasıl yaşayacağız?  Bir küçük toprak parçası birilerinin gözüne ilişmesin. Hemen bir iş makinesiyle  toprak alt üst edilip, inşaata hazırlanıyor. Diğer ifadeyle katlediliyor.

En acı tarafı ne diye sorarsanız, “şehirleşme yapıldığından, bedeli bu şekilde oluyor.”

Toprak betonlaşacaksa, ekip biçilecek alanlar, yok edilecekse, böyle şehirleşme istemiyoruz. Bırakın da, köylü kalalım.