Fatma Karahasanoğlu


         EDEN BULUR

  Hangi konu olursa olsun eden, her zaman  bulur. Yapılanlar hiçbir zaman yapanın yanına kar kalmaz. Nasıl, ölüm herkesin başında, yapanında yaptıkları bir gün başına gelir.


 

                                              EDEN BULUR

 

                   Hangi konu olursa olsun eden, her zaman  bulur. Yapılanlar hiçbir zaman yapanın yanına kar kalmaz.

Nasıl, ölüm herkesin başında, yapanında yaptıkları bir gün başına gelir.

“Ben yaparım, benim dediklerim doğru, ben yaptım, oldu. Ben ne dersem o olur.” Gibi bencil düşünce yapısıyla hareket edenler, şunu çok iyi bilmelidirler ki, ettikleri her şey  bir gün kendi başlarına mutlaka gelecektir.

Onun için kalp kırmadan, kırıp dökmeden yaşam sürmektir. Yapılan bir kötülük kimsenin yanına kalmadığı gibi kar da değildir. Kandıran kendini kandırır. İlk başta karşı tarafı kandırdığını zannetse de, aslında kandırılan kendisi olur.

Kötülüğe kötülükle karşılık vermek, yapılan yanlışların en büyüğüdür. Kötülüğe verilecek olan cevap, iyiliktir. İyilik yapan iyilik bulur. Kötülük yapan da, kötülük bulur. Bunun, aksini kimse iddia edemez. 

İyiler her zaman kazanır, kötüler de her zaman kaybetmeye mahkumdur.   

                   Harun Reşit güllere çok önem verirdi. Gül bahçesi yetiştirmek onlara bakmak O’nu mutlu ederdi. Güllere daha iyi bakması için özel bir bahçıvan tutar.  Bahçıvanda güllere gözü gibi bakmaya başlar. Her sabah sular, gül ağaçlarının diplerini temizler.

Harun Reşit, bir sabah bahçıvanı yanına çağırtarak; güller hakkında bilgi alır. Sonra da, gül getirmesini ister.

Bahçıvan gerekli bilgiyi verdikten sonra gül bahçesine geri döner. Geri dönmesine geri döndü de, güllerin bir çoğu bülbül tarafından koparılıp, yonuldu.

Bahçıvan, gördükleri karşısında, ne yapacağını şaşırır. Harun Reşit’e ne söyleyeceğini bilemez. Mahcup bir şekilde yanına giderek; “efendim, güllere ,iyi bakıyordum. İstediğiniz  güllerden getirecektim.. Ancak bülbül, o güzelim gülleri kopartıp yondu.”

Harun Reşit, sadece “eden, bulur.” Dedi.

                       Bahçıvan gül bahçesinde çalıştığı bir gün, büyük bir yılanın bülbülü yediğini gördü.  Olayı Harun Reşit’e anlatmaya karar verir ve yanına gider. “efendim! Bahçede, çalışırken, yılanın bülbülü yediğini gördüm.” Deyince Harun Reşit; “eden, bulur.”

Bahçıvan bahçeye çıkar. Yapması gereken işleri yapar.  Gül ağaçları arasında büyüyen otları keserken, kendisine saldırma hazırlığında olan yılanı öldürür.

Bu olayı da, Harun Reşit’e anlatır. Aldığı cevap yine aynı olur; “eden,bulur.”

                Aradan uzun yıllar geçer. Bahçıvan bir olaydan ötürü idam cezasına çarptırılır.  İnfaz günü gelip çatar. Bahçıvan, idam sehpasına çıkmadan önce son arzusu sorulur.

Bahçıvan, Harun Reşit’e diyeceği olduğunu söyler. Gardiyanlar kendilerine söylemesi gerektiğini deseler de, bahçıvan kabul etmez.

Harun Reşit’in huzuruna çıkartılır.  Bahçıvan,  “eden, bulur.” Der.

Harun Reşit kendi sözünü hatırlar ve bahçıvanı af eder.