DUYGU KARAHASANOĞLU


DÜNYA FANİLERİN DEĞİLDİR

Herkesin ders çıkaracağı bu hikayeyi okuduktan sonra en z üç kere düşünmenizi tavsiye ediyorum. Kendini yalan dünyanın ihtişamına kaptıranlar bilmelidir ki, bu yalancı dünyada kimse kalıcı değildir.


                             DÜNYA FANİLERİN DEĞİLDİR

             Herkesin ders çıkaracağı bu hikayeyi okuduktan sonra en z üç kere düşünmenizi tavsiye ediyorum. Kendini yalan dünyanın ihtişamına kaptıranlar bilmelidir ki, bu yalancı dünyada kimse kalıcı değildir. 

            “Halife Harun Reşid’e, o zamanın Fransa kralı bir gül fidanı hediye etmişti. Harun Reşid, o gül fidanına çok itibar göstererek bahçıvana verdi ve:

– Buna iyi bak. Bahçeye dik. Yetiştiği zaman da ilk çiçeğinden bana getir, dedi.

Bahçıvan gülü bahçeye dikti. Gül çok güzel olmuştu. Aradan zaman geçti, çok güzel bir gül açtı. Bahçıvan gülü koparmak için o tarafa doğru giderken, gülün dalına konmuş bir bülbülün yanık yanık öttüğünü görüp onu seyre daldı.

– Nasıl olsa uçar gider. Ben de ondan sonra koparırım, diyordu. Fakat yazık ki, bülbül bir hayli öttükten sonra gülü darmadağın etti. 

Bahçıvan çok üzülmüştü. Ne diyecekti şimdi padişaha… Doğru  Halifenin huzuruna çıkıp meseleyi anlattı ve üzüntüsünü bildirdi. Halife üzülmemesini söyledikten sonra:

– Bu dünyaya etme bulma dünyası derler. Bu dünya bülbüle de kalmaz, canın sağ olsun, dedi ve bahçıvanı affetti.

Aradan zaman geçti. Bahçıvan bir gün o bülbülü bir yılanın yutmakta olduğunu görüp doğru halifenin huzuruna çıkıp vaziyeti anlattı.

– Efendim, keramet gösterdiniz. Hakikaten dünya bülbüle kalmadı, dedi.

Padişah yine aynı sözleri tekrarlayarak:

– Bu dünya yılana da kalmaz. O da bir gün belasını bulur, dedi.

Bir gün o yılan bahçe sulamakta olan bahçıvanın ayaklarına doğru hücum etti. Bahçıvan yılandan daha çabuk davranıp elindeki kürekle yılanı ortadan ikiye böldü ve öldürdükten sonra halifenin huzuruna çıkıp meseleyi anlattı. Halife yine aynı şekilde :

– Bu dünya sana da kalmaz. Sen de bulursun bir gün belanı, dedi.

Olacak ya, bir suçundan dolayı Halife bahçıvana kızıp idamına karar verdi. Cellatları çağırdı, bahçıvanı ellerine vererek kellesini kesmelerini söyledi. 

Cellatlar adamı alıp götürdüler. Fakat hüküm infaz edilmeden önce bir isteği olup olmadığını sordular. Bahçıvan :

– Var bir isteğim ama, onu ancak Halifeye söylerim, başkasına söylemem hiçbir mana ifade etmez, deyip halifeye götürmelerini istedi.

Bahçıvanın bu isteği cellatların çok acaibine gitmişti. Durumu halifeye haber verdiler. O da görüşmeyi kabul edip ne diyeceğini sordu.

Bahçıvan:

– Sultanım, mesele malumunuzdur. Bu dünya bülbüle, yılana ve bana kalmadığı gibi sana da kalmayacak. Sen beni en ufak bir sebepten cellatlara teslim ettin. Bu yalancı dünyanın sana kalacağını mı sanıyorsun. Bu dünyaya etme bulma dünyasıdır, derler diyen sendin.

Bu hatırlatma halifeye çok tesir eder,  bahçıvanı af etti.