Fatma Karahasanoğlu


DOĞANIN EKOLOJİK DENGESİ

Küresel ısınmanın belirtilerini her geçen gün görmekteyiz. 


                DOĞANIN EKOLOJİK DENGESİ 

 

         Küresel ısınmanın belirtilerini her geçen gün görmekteyiz.  Gereğinden fazla olunca, ister istemez sinir sistemlerini de, bozuyor. 

         Küresel ısınmayla artan sıcaklığın nedenlerine inildiğinde şaşırtıcı olmayan etkenlere rastlıyoruz.  Bunların en başında doğayı kirleten atıkların çoğalması silahların, bombaların doğa üzerinde bıraktığı kirli izler, ister istemez atmosferin genleşmesine ve ısınmasına yol açmaktadır. Ama bilim adamları her şeyi iyi düşünür. Önce yakıcı sıcaklığın artmasını sağlayan kirli üretimler yaparlar, ardından sıcaktan korunmak için evlere iş yerlerine takılan klimalar üretirler. 

Bu yüzyılın insanı paraya tamah ettiği için her türlü işe girerler. Girdikleri işte insan sağlığı tehdit mi ediliyor, diye bakmazlar. Her işten sonra alacak olduğu paranın hesabını yapar.

         Dünya yaşlandı. Bu gerçeği kabul etmek zorundayız. Doğanın ekolojik yapısını koruyacak yerde daha bozulmasına ön ayak oluyoruz.  Doğaya bırakılan bir poşetin yok olması tam bin yıl. Düşünün binlerce on binlerce milyonlarca poşet  doğaya atılıyor. bu poşetler doğa tarafından nasıl yok edilecek? İmkansız bir şey.

Düşünmeden, bilinçsizce hareket etmek, doğayı öldürdüğü gibi yaşadığımız bu sıcak günleri meydana getiriyor. Mevsim normallerinin üzerine çıkan bir sıcaklık normal değildir. Sıcaklığı yaratan etkenleri göremezsek gelecek yıllar daha da sıcak geçecek. Her bireye görev düşmektedir. Her ferdin elinden çöp geçmektedir. Çöpleri tekrar geri dönüşüm haline getirmek için ayrıştırılması konusunda özen gösterilmelidir. Karton kutular, cam şişeler, sebze atıkları her biri ayrı ayrı toplanmalıdır. Bu konuda kentimizden örnek verecek olursak, çöplerin ayrıştırılması için kent merkezine kutular yerleştirdiler. Sonuç, hiç bir şey değişmedi. Aynı şekilde çöpler bir arada toplanarak, bir yere dökülüyor. 

         Sokaktaki vatandaşa mikrofon uzatılıyor, vatandaş sağına soluna bakındıktan sonra mikrofona eğilip, “ne söyleyeceğim.” Gazeteci buğdayın pahalılığından ve ekmek fiyatlarının arttığını söylüyor. Vatandaş, “ne bileyim. Zam olacak ya ondandır.” Gazeteci, “küresel  ısınmayla alakalı. Kuraklık buğday rekoltesini düşürdü.” Vatandaş gülerek, “hımm öyle oldu. Şimdi anladım.”

         Bilinçli olmak gerekir, demiştik. Buna ek olarak eğitimli olmak da şart. Sözde eğitimli değil. Bugün dünyanın bu hale gelmesinde en büyük pay, kuşkusuz araştırma yapmayan sadece birilerinin, “aferin” i alabilmek için her şeyi karıştırarak söyleyen bilim adamıdır.