Fatma Karahasanoğlu


DİLİ YOK

İyilik yaparken, nelere dikkat edilmeli?


                                              DİLİ YOK 

 

                            İyilik yaparken, nelere dikkat edilmeli? Herkese iyilik yapılır mı? Yada iyilik yapılan herkes ihtiyaçlı mıdır?

Bilmeden, sormadan, öğrenmeden adım atılmamalı.

Gerçek manada ihtiyaçlı olana yardım edilmelidir. Ne olduğu belli olmayanlara yardım etmek doğru değildir. Çünkü kişinin nasıl biri olduğunu bilmiyorsunuz. 

                             Parkın tahta bankında dinlenmek için benim dışında bir kaç kişi de diğer banklarda oturmuştu. Her biri kendi iç dünyasındaydı. Dış dünyayla fazla ilgileri yok gibiydi. Cep telefonları dünyaya tek açılan kapılarıydı sanki. 

Oturduğum banka bir kadın yavaş adımlarla yaklaştı. Önce yüzüme baktı sonra bir şeyler mırıldandı. Ne söylediğini anlayamadım. 

Kadın, bir kez daha tekrarlayarak; “bir şey söyleyeceğim. Askerde oğlum var. Yardım istiyorum” Dedi. 

Kadını bir müddet süzdüm. Fazla yaşlı değildi. Sağlıklı da görünüyordu dahası ihtiyaçlı birine benzemiyordu. Yardım  edilen yerlerin olduğunu söyledim. 

Kadın hışımla yanımdan ayrılıp, karşımdaki otelin cafesinde oturanlara elini açtı. 

Hiç kimse kadına dönüp bakmadı bile. Her biri içtiği kahvenin keyfini sürüyordu. 

Kadın bir müddet onları izledikten sonra Meydan parkına doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı. Çok geçmeden de gözden kayboldu. 

                       Şimdi bunu niye yazdım. Elbette bildiğim var. Durduk yere yazmayacağım kesin. Her yerde herkese el açılmaz. 

Allah hiç kimseyi o duruma düşürmesin. Ancak yardım eden kurumlar varken,

 Herkese el açmak hoş bir durum değildir. Bir kadına yakışmayacak hareketlerdi. 

 Caddede her türlü insan mevcut. Öteye beriye yürüyenlerin arasında kimin ne olduğunu bilmek imkansız. 

Kalabalıklaşan caddenin dili yok ki, anlatsın herkes bir telaş içerisinde bir yerlere koşturuyor. Nasip kısmete doğru yol aldılar.

                          Kent lokantasının önünde bekleyenlerin konuşmalarına istemeyerek de, olsa kulak misafiri oldum.  Her birinin ortak düşüncesi yüksek enflasyondu. Hayat pahalılığının yarattığı bunalımı dile getirdi. Bu arada açılan lokantanın kapısından sırayla içeri girildi. Üç çeşit yemek elli TL olması vatandaşın hoşuna gitti. Dört çocuğuyla lokantaya giren kadın, yemek tepsisini, tebessüm ederek aldı. 

Kent lokantası yüksek enflasyon karşısında bir nebzede olsa nefes oldu.