ÇİFT TARAFLI
Hayatta kalmak için en önemli araçların başında hiç kuşkusuz para gelmektedir. Para, bir çok olayın baş aktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Paranın önünde bir çok başlar, eğilip, bir çok canlar yok olup gitmiştir.
Ünlü komutan Napolyan’a sormuşlar dünyada en değerli üç şey sayar mısın? Napolyon; “para, para, para.” Demiş.
Paranın açamayacağı kapı olmadığı gibi kapatamayacağı kapı da, yoktur. Açılan yada kapanan kapılar ardında neler yaşandığı hiçbir zaman bilinmez. Boşuna mı derler, “kapalı kapılar arkasında neler var.” Para, insanın düşmanı aynı zamanda dostudur. Çift taraflı bıçak gibi paralı da olmaz, parasız da hayat gitmez.
Para elinin kiri, aynı zamanda hayatını devam ettirmeye yarayan araç. Bazen parayı araç dışında amaç olarak kullananlarda yok değil. Onlar, kendilerini paraya satanlardır.
Paulo Coelho, para konusunda yazdığı anekdotu paylaşmak istedim. “Para sıkıntısı çeken bir adam, patronundan yardım ister. Patron ise onunla iddialaşır: “eğer bir dağ başında bütün bir gece tek başına kalabilirsen büyük bir ikramiye veririm. Yok başaramazsan o zaman bana bedava çalışmaya devam edeceksin.”
Adam, dükkandan çıkarken dışarıda buz gibi bir rüzgar estiğini fark eder. Rüzgar iliklerine kadar işleyince, içine bir korku düşer ve iddiaya girmekle bir delilik yapmadığından emin olmak için en iyi arkadaşı Aydi’ye akıl danışmaya karar verir.
Aydi biraz düşündükten sonra cevap verir; “Sana yardım edeceğim. Yarın sabah dağın tepesine çıkınca hep ileriye bak. Ben komşu dağda senin için harlı bir ateş yakıp bütün gece bekleyeceğim. Ateşi seyret, arkadaşlığımızı düşün, için ısınsın. Sen istediğini elde edeceksin, sonra benim de senden bir isteğim olacak.”
İşçi iddiayı kazanır, parasını alır ve sonra arkadaşının evine gider: “Benden bir şey isteyecektin.”
Aydi karşılık verir: “Evet, ama derdim para değil. Söz vereceksin, eğer günün birinde hayatımda buz gibi bir rüzgar eserse sen de benim için dostluk ateşini yakacaksın."
