DUYGU KARAHASANOĞLU


       CEHALET KÖLELİKTİR

 Dünya geneline baktığımızda şiddet ekonomi çöküntü ölüm sömürü vb. olayları görmekteyiz.


                                         CEHALET KÖLELİKTİR

                    Dünya geneline baktığımızda şiddet ekonomi çöküntü ölüm sömürü vb. olayları görmekteyiz. İnsanları, bu tür eylemlere iten etkenler nelerdir? 

Sömürücü düzenin benimsenmesi gelişmekte olan ülkelerin başına bela olmaktadır.

Dünya üzerinde yaşayan her canlının eşit şartlarda yaşama hakkı olduğu unutulmaktadır. Bu hakkı en çok ihlal eden ülkelerin başında ABD gelmektedir.

Dünya siyasetinde öyle olaylar gelişiyor ki, belli ülkelerde yaşam sürenlerin yaşam hakkı ellerinden alınıyor. Sanki onların yaşaması sömürücü düzeni kuran ülkelerde yaşayanların ömürlerinden alıyormuş gibi bir hal takınılıyor.

Nedir bu aymazlık?! Nedir bu kural dışı davranmak?!

ABD her defasında diğer ülkelere saldırmayı yada karıştırmayı kendinde hak görmektedir. Irak’ı 2003’te çeşitli bahanelerle işgal etmedi mi? Ardından aynı bahanelerle Suriye’yi karıştırmadı mı? Arap baharı adı  altında bir çok ülkede kaos yaratmadı mı?  

Afganistan’da aynı akıbete uğramadı mı?  Sömürücü zihniyetin en temel düşüncesi; bir başka ülkenin yeraltı kaynaklarına sahip olmaktır.

Sömürücü zihniyetin dünya üzerindeki, baskısı gelişmekte olan ülkeleri olumsuz yönde etkilerken, o ülkelerde yaşayan bir çok masumu da, ateşin kucağına atmaktadır.  Hangi ülke olursa olsun, yer altı kaynağı zenginse ABD ve İngiltere o ülkeleri mutlaka işgal edip, yer altı kaynağını kendi ülkesine aktarır.

Sonuç olarak ülkesinde barınamayan yüzlerce sivil yollara düşerek, mülteci olmaktadır. Kaçış yolculuğu çoğu zaman faciaya dönüşmektedir. Bu insanları evsiz, yurtsuz bırakanların başında ABD’nin geldiği açıkça ortadadır. Mikser gibi ülkeleri karıştıran ABD, kendi menfaati dışında hiçbir ülkeyi düşünmediği de gözler önündedir. Uluslararası kurallara uymayan yine ABD’dedir.

Rusya Ukrayna savaşında en karlı çıkanların başında yine ABD’yi görmekteyiz. 24 Şubatta başlayan Rusya Ukrayna savaşının  uzamasını isteyen ülkelerin başında yine ABD ve İngiltere gelmektedir. Bu savaş ne kadar uzarsa, Rusya o kadar kan kaybeder, düşüncesiyle hareket eden ABD, Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılamak için gözleri oraya çevirdi.

Rusya’ya yaptırım uygulandı. Ancak yaptırım sadece Rusya’ya olmadı. Avrupa’da Rusya’da aldığı doğalgaz nedeniyle ekonomi çöküntü içine girdi. Bir çok Avrupa ülkesi enerji tasarrufuna giderek, karanlık ve soğuk bir kışa girmenin telaşını yaşarken, ABD kendi iç  ekonomisini düzeltmenin hesabını yapıyor. 

Rusya’nın dünya piyasalarında itibarını yok edip, tek süper devlet unvanını almak istiyor.

 Avrupa’nın para birimi ABD doları karşısında gerilemesi tesadüf değildir.   uluslar arası anlaşmalara her ülkenin uyması gerekmektedir.  

                       “Kristof Kolomb, gemilerin zorunlu tamiratı için Jamaika'ya uğrar. Oradaki yerliler tamirata yardımcı olur, gemi tayfasına yiyecek içecek verir. Ancak tamirat aylarca bitmez. Üstelik gemi tayfası, yerlilerin yiyeceklerini yağmalar. Bu duruma kızan yerliler, yardımı ve yiyeceği keser. Çaresiz durumdaki Kolomb, gemilerde bulunan takvimi karıştırırken, ertesi gün Ay tutulması olduğunu öğrenir ve hemen yerlilerin şefine gider.

Şefe, Tanrı ile haberleştiğini ve Tanrı'nın yardımın kesilmesine çok kızdığını, bu kızgınlığını da Ay'ı kan kırmızıya çevirerek göstereceğini söyler.

Ertesi gün akşam Ay tutulması başlar ve Ay'ın rengi tutulmadan dolayı kızıla döner. Kolomb'un oğlu, o anı günlüğüne şöyle yazmış:

"İnleme ve feryatlarla birlikte, her yerden gemilere doğru geldiler, yiyecek ve içecekler getirdiler, Tanrı'ya onları affetmesini söylemesi için amirale yalvardılar.”

Kolomb kum saatine bakar, 48 dakika süren tutulma bitmek üzeredir.

Onlara Tanrı'nın kendilerini affettiğini ve Ay'ı birazdan normal rengine çevireceğini söyler.

Tutulma biter, Tanrı tarafından affedilen yerliler de mutludur, evrenin işleyişini bilen Kolomb tek bir not düşer seyir defterine....

"Cehalet her zaman köleliği getirir"

Haziran 1503”