ismet eyüboğlu


ÇARE: ÜRETİM, ÜRETİM, ÜRETİM

Sağlıklı olmak,ayakta durmak, çoluğun çocuğun gelecegini güven altına almak,


           ÇARE: ÜRETİM, ÜRETİM, ÜRETİM

Sağlıklı olmak,ayakta durmak, çoluğun çocuğun gelecegini güven altına almak,
şu kısacak dünyada adam gibi yaşamanın yolu nedir?
Üretim .
Üretim nedir?
Üretim  her şeyden önce , temiz, ucuz, ulaşılabilir sağlıklı gıda demektir.Yaşamda
her şey bunun üzerine kurulu.
Peki neyle üreteceğiz?
Aslında çalışkan, fakat yıllardır çalışmaktan uzaklaştırılan insanlarımız  var.
Var diyorum, elbetteki var: şu an milyonlarca insanımız meslek sahibi olsun
olmasın iş arıyor.
Tertemiz sularımız, tertemiz havamız var.Onları da zamana karşı koruyarak daha
temiz, daha kullanışlı hale getirmemiz gerekir.
Toprağımız var, hem de ne kadar var !
Yaylalar kadar var, ormanlar kadar var, dereler, denizler kadar var,ovalar kadar. Kısaca varoğlu var.
Şimdikiyle kıyaslamamak gerekir, şimdi zaten üretim yok, atadan, deden kalan
ufak tefek işler yapıyoruz.Benim dediğim  yıllar yılı , dur durak bilmeden çalışan
didişen hummalı bir devinim.
Yerin altı da var, kavim kavim tarihimiz , kültürümüz var.Bu kültürü işleyerek insanoğlunun önüne koymak gerek.
Doğamız var hem de en harikasından, yaz kış demeden insanlara sunabileceğimiz
bir doğa.
Peki ne bekliyoruz?
Neden birbirinin yüzüne bakıyoruz , neden harekete geçemiyoruz, kim bağladı
ellerimizi kollarımızı?
Niçin işin en kolayına kaçıyoruz? Neden borçla harçla yaşamaya alışığız, neden
kapı kapi dolanip borç dileniyoruz, bulduk diyelim, yarın onlar gelip bizden verdikleri
paralarını, ve faizlerini istemeyecek mi?
Yoksa herkes kişisel mı düşünüyor, ben birşeyler buldum, öbürü ne yaparsa
yapsın mı diyor?
Ya da ben bu kadar becerebildim, kim ne yaparsa yapsın mı diyor?
Üretmeden tüketmek, ya da yeterince üretmeden tüketmek, yani borçla yaşamak,
Bu tutum en üstten başlayıp en alt aşamalara kadar öyle devam etmesi.
Bakın bu ülkede deniz bitti deniyor, peki deniz bitti ne demek?
başka yollar aramaya sıra geldi değil mi?
Herkes yine gurbete mı gidecek,köyeler yine boşalacak mı, yoksa köyler yine
etkisi gibi yazlık mı olacak?
Her gurbetten gelen bir apartman mı dikecek, ondan sonra da onu bomboş
bırakıp,tekrar gurbete mi gidecek?
Peki köyde kalan emekli ne yapacak, yumurtayı,sütü, peyniri,eti, yoğurdu, gene
gelip pazardan mı alacak?
Peki pazarın hali nasıl?
Pazarın hali herkesin gördüğü gibi felâket. Bir giden bir daha gitmemeye yemin ediyor.
Ortalıkta bir seçim kokusu.
Peki seçim mı, geçim mi?
Elbetteki geçim .
Seçimde ayağa kalkanlar ,öncelikle neden geçime çare aramıyorlar, hep bir araya
gelip,yoksa  kişisel çıkarlar mı el  vermiyor ?
O kişisel çıkarlar, yarın işler bugünkünden daha kötüye gitti mı  ne işe yarayacak?
Evet dostlar, Türkiye zor dönemden geçiyor, büyük bir karar aşamasına hızla gidiyor.
Yetmiş beş seninin bizi getirdiği yer burası.
Türkiye'nin borcu beş yüz milyarı geçti.Yeniden borçlanarak mı bu badireden kurtulacağız? Mehmet Şimşek değil kim gelirse gelsin.
O zaman yarayı doğru saptamak gerekir , yetmiş beş yıllık zincirleri kırmak gerek .
Hep birlikte üretmek, hep birlikte paylaşmak gerekir.
Devlet de zaten bunun için var.