DUYGU KARAHASANOĞLU


      BİR SABAH NAMAZI

  Makamlar, geçici olduğu kadar kişiye herhangi bir ayrıcalık tanımamalıdır.


                                              BİR SABAH NAMAZI

                     Makamlar, geçici olduğu kadar kişiye herhangi bir ayrıcalık tanımamalıdır. Her kim olursa olsun, Allah’ın kuludur. Dünyadaki unvanlar sadece dünya hayatında kullanılır. Ahıret hayatına dünyadaki unvanlar taşınmaz.

İlgilimi oldukça çeken bir alıntıyı siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.

“Konya’ya ilk vali olarak atandığı günlerde henüz kamuoyu tarafından tanınmaz. Bir gün sabah namazına Konya’daki postane civarindaki camilerden birine koruma ve makam şoförü olmadan gider. Etrafında pervane olan bürokratlar, yok!

Evi, camiye yakın olan cemaatten biri camiyi açıp ezanı okumuştur, Sair zamanlarda imam Efendi genellikle daha sonra gelip vakit olunca namazı kıldırmaktadır. Sabah namazına durma vakti gelir. O gün ne tevafuk ki, hoca efendi namaza gelememiştir. İçlerinden biri; “Arkadaşlar Hoca efendi bu gün gelemedi. İçinizde hocalık yapacak olan varsa geçsin, namazı kıldırsın.” Der. Bunun üzerine cemaat birbirine bakışır fakat kalkan olmaz.

Cemaatin hiç tanımadığı Hazım Oktay Başer kalkar, sarığı cüppeyi giyer mihraba geçip sabah namazını  kıldırır.

Sabah namazından sonra Anadolu’nun birçok yöresinde olduğu gibi Konya’da da mahalledeki lokantada çorba içilir, esnaf dükkânına, işinin başına geçer. Camide ilk defa gördükleri kılığı kıyafeti düzgün, hali tavırları son derece naif ve nazik üstelik önlerine geçip imamlık yapıp namazlarını güzelce birlikte eda ettikleri beyefendi bir misafirleri de olunca yakasını bırakmazlar.

Cemaatten birisi;  “Efendim sabah kahvaltısını bu gün bizim fakirhanede yapalım buyurmaz mısınız” der. Tabi bu nazik daveti kimse kırmak istemez ve hacı amcanın evine geçilir.

Kahvaltı sofrası kuruluncaya kadar maneviyat dolu harika bir sohbet olur. Kahvaltı yapılır, artık mesai saati de yaklaşmıştır, önemli bir husus unutulmuştur.

Birinin aklına geliverir; “Yahu arkadaşlar sohbetin güzelliğine daldık tanışmayı unuttuk, şöyle bir tanışsak…” der.

Hazım Oktay Bey sağındakine “Buyurun, efendim! Sizden başlayalım.” Der.  

 Sırasıyla adını-soyadını, ne işle meşgul olduğunu  söyleyerek, herkes kendisini tanıtır.

En sonunda sıra kendisine gelir: “Efendim bendeniz Hazım Oktay Başer, âcizane Konya valisi” der.

Herkes adeta şok olmuştur. Misafirlerinin vali olduğunu öğrenen cemaat hürmet

Ve saygının dozunu daha yüksek seviyelere çıkarınca, Hazım Oktay bey,

“Arkadaşlar bu vazife bize emanet, biz burada karşımızda insanları dizip el pençe divan durdurmak için değil sizlere hizmet için bulunuyoruz. Lütfen bu fakire olan alakanızı deminki halden daha farklı yöne değiştirmeyin, tabii olun, hep öyle kalmaya devam edin” der.

Memlekete hizmet için hangi görev ve makamda bulunursak bulunalım hayırla ve rahmetle yâd edilen bir insan olmak ne kadar büyük bir onur değil mi?”  

HAZIM OKTAY BAŞER (1937-2009)

Kars vali yardımcılığı da yapan merhum Hazım Oktay Başer (24.07.1975 - 02.03.1978) tarihlerinde Konya Valisi oldu. Merhum Başer, Konya Valiliği yaptığı sırada hacca giderek Cumhuriyet döneminde ilk hacı vali olmasıyla gündeme gelmiş ve çok konuşulmuştu. Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı da yapan Hazım Oktay bey, emekli olduktan sonra, Milli Görüş hareketi lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ın en güvendiği kişilerden biri olarak, Milli Gazete ve Yeni Devir gazetelerinde genel yayın yönetmenliği de yaptı.

2 Haziran 2009 günü İstanbul da vefat eden Hazım Oktay Başer’in mezarı, Edirnekapı Şehitliği'ndedir.