BEN YAZDIM, SİZ OKUDUNUZ
Hayat, bizlere öyle şeyler sunuyor ki, adeta dudak uçuklattırıyor.
Neden mi?
Öyleyse, beni iyi dinleyin. Daha doğrusu yazıyı dikkatle okuyun.
Haa, şunu da, unutmadan yazayım.
Sakın, saçmaladığımı düşünmeyin. Siz siz olun. Yazıyı dikkatle okuyun.
Anlamadınız mı?! Ee, bunda anlamayacak ne var?
Bence neden anlamadığınızı, ben anladım. Konuyu yazmadım da, ondan anlamadınız!
Durun, canım! Hemen öyle parlamayın. Sonra siz ateş misiniz de, parlıyorsunuz? Benim bildiğim ateşe benzin dökülürse, birden bam diye parlar.
Ne o, korktunuz mu yoksa. O kadarda ürkek olmayın canım. Daha neler göreceksiniz. neler, neler!
Yaşlandınız mı, nasıl öyle yaşlanmak. Durun canım daha çok yaşayacaksınız. Yaşadıkça öğreneceksiniz, öğrendikçe yaşayacaksınız. Ne demişler, deneme yanılma dönemi.
Okurken sıkıldınız mı? Sizde amma de sıkılgan oldunuz. Şimdi yazacaklarımı iyi okuyun. Gözlük kullananlar, gözlüklerini taksınlar, salonun bol ışıklı köşesine çekilsinler. Birde köpüklü kahve fincanını sehpanın üzerine koysunlar. Unutmadan yanına bir adet fındıklı lokum alsınlar. Kahvenin yanında olmazsa olmazlarından biri de, su dur.
Kahvenin kırk yıl hatırıda benden olsun.
Ne demişler, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Şimdi siz bu yazıyı okuyorsunuz ya, işte aramızda kırk yıllık hatır, başlamış oldu. Yazıyı okumayanlar için bu durum geçerli değildir
Ne demiştik, unuttunuz mu yoksa. Oysa ben unutmadım. Siz,amma da unutkansınız.
Yahu, kardeşim! Hala öğrenemedin mi? Bir yazıyı okurken çevrenle ilgilenmeyeceksin. Kafanı boşaltacaksın, ödemeleri hesabı kitabı, yemeği unutacaksın. Kredi kartı, faiz, gibi boş işlerle meşgul olmayacaksın.
Kim geldi, kim gitti, kim baktı, kim dedi, bunlardan sanane!
Sen, gel beni dinle! Yazıyı okurken, işi gücü bırakacaksın. Bu birinci kural. Gelelim ikinci kurala, kendine sessiz bir ortam seçeceksin.
Şimdi gelelim mevzuya. Dedim ya! Çok ama çok şaşıracaksınız.
Sekiz katlı, apartmanda oturuyorsunuz.
Oturduğunuz katta bu arada çok önemli. Her katta dört daire var. Bina doğalgazla ısınıyor. Maşallah herkesin evinde bir doğalgaz kombisi var. Bu kombi verilen görevi yerine getirir. Sıcak su yapar, evi ısıtır, yemeğinizi pişirir.
Ha çayınızada kaynatır. Birde yazıyı okurken köpüklü kahvenizi pişirmenize yardımcı olur. Kombini dereceleri varır. Isınacak olduğunuz ısıyı ayarlıyorsunuz. Benden söylemesi aslında ısınmıyorsunuz çünkü alt komşunuz kombisini açınca siz kendini ısınmış sayıyorsunuz. Bu kanıya nereden vardınız onu da, anlamış değilim.
Yahu arkadaş, alt kat dairede yanan bir kombi senin evini nasıl ısıtır?
Öyle olaylar gündeme geliyor ki, kombisini yakmayana ceza geliyor. Nasıl mı, anlatayım efendim, üst komşusu, kombi yakmadığı için alt katta oturan komşu tarafından şikayet edildi.
Gerekçede kendi kombisinin üst katta ki, komşu yüzünden fazla metreküp harcamasıydı.
İşte efendim, bugünkü konumuz buydu. Ben yazdım siz okudunuz. Ve yorumu da size bırakıyorum.