DUYGU KARAHASANOĞLU


             BEKLEME SALONU DEĞİL

             BEKLEME SALONU DEĞİL


                                        BEKLEME SALONU DEĞİL

 

                           Objektif bakmak hoş görülü olmak şu sıralar en çok ihtiyacımız olandır. Türkiye’nin ciğerleri olan ormanları 28 Temmuz’dan  bu yana  yanarken, siyasi polemiklerin hiç zamanı değildir.

Ülke olarak her bireye görev düşmektedir. Her şeyden önce sağ duyulu ve sakin olmalıyız. Batının oyununa gelmeden olaylara sakin ve iradeli yaklaşmalıyız. Bir yandan yangınlarla mücadele ederken, diğer yandan ABD’nin Afganlılarla ilgili göç planlarını dikkatlice takip etmek durumundayız.

                            ABD, ikiz kulelerinin 2001 yılında vurulmasıyla faturayı Afganistan’a kesti. Yirmi yıldan bu yana Afganistan’ın yer altı kaynaklarını ülkesine  taşıdı. Artık Afganistan’da işinin kalmadığını ileri süren ABD, kendisine yardım eden Afganlılara ülke arayışına girdi. Bu arayış ülke içerisine Türkiye’yi de koyması müttefiklikle bağdaşmadığı gibi NATO ülkesi olan bir ülkeye sormadan o ülke hakkında  karar alması kabul edilir bir durum değildir.

ABD Başkanı Bydın şunu bilmelidir ki Ortadoğu’yu karıştıran ve daha sonra o insanları yurtsuz bırakan ülkelerin başında geldiğini itiraf etmelidir.

                            Türkiye ne göçmen deposudur nede bekleme salonudur. Türkiye, tepki gösterince, ABD her zaman ki taktiğiyle, olayları geçiştirmeye çalıştı.

Türkiye bu sefer Afganistan’dan olası göçleri engellemek için sınır güvenliğini artırdı. Kaçak yollarla ülkeye giren göçmenleri sınır dışı yapacağını da açıkça ifade etti.

ABD Başkanı Joe Bydın o kadar biliyorsa, Afganlıları uçağa doldurup ülkesine alabilir. Hiçbir ülkeye gitmeden direk olarak kendi ülkesine alıp orada gitmek istedikleri ülkelerin listesini yaparlar. Diğer bir ifadeyle bekleme salonu kendi ülkesi olsun.

Bunca yıl o insanların kanını emeceksin, şiddet uygulayıp, silahlarını deneyeceksin. Sonra da; “bu ülkeden çekiliyorum, eve dönme vakti geldi.” Diyeceksin. Yardım eden Afganlılar için de ülke arayışına gireceksin.              

Bu sömürü düzen bitmeli. Her ülke kendi hak ve hukukunu yaşamalı. Farklı lisanların ve dinlerin yaşam sürdüğü dünyada, her insan ait olduğu ülke sınırları içerisinde kendi iç siyasetiyle yaşamak zorundadır. Bir başka ülkenin demir yumruğu altında, şiddetin kucağında, füzelerin arasında, yaşamak istemez.  Ne var ki, atası olan  Kızılderilileri öldüren ABD için başka ülkeleri karıştırmak yada yok etmek alışkanlık yaptı.