Fatma Karahasanoğlu


             BAYRAM

             BAYRAM


 

                                                BAYRAM

 

                        Yine bir kurban bayramını karşılamaya hazırlanıyoruz. Herkes karınca kararınca hazırlıklar yaptı. Kimi köyünde bayramı karşılayacak kimi de, tatil yerlerinde.

                         Dokuz günlük bayram tatili çalışanlar için nefes oldu. İş stresinden uzaklaşıp, tatil yapma fırsatı bulacaklar.

Eskiden bayramlar nasıl kutlanırdı? Şimdi nasıl kutlanıyor?

Bayramlarda herkes bir araya gelir, bayramı bayram tadında kutlar. Eş dost, akraba birlikte sofraya oturur,hoş sohbet ortamında yemekler yenilirdi. Sohbetler yapılırdı. Hal hatırlar sorulurdu. Kurban etleri donduruculara doldurulmaz, ihtiyaçlılara dağıtılırdı.

Şimdi de, tam ters bir durum yaşanmaktadır.  Tatil yerleri dolup taşarken, anne baba ziyaretleri yapılmamaktadır. Bir çok kesim bayramı bu şekilde karşılamaktadır.

Oysa bizim kültürümüzde bu yoktu. Bu kültür nereden geldi?

Öncelik anne ve baba olmalı.         

Bayram harçlıkları büyük bir zevkle toplanırdı. Ya mahalleye şeker toplamaya çıkan çocuklar! Onlar için bayramın yeri büyüklere göre çok daha farklıydı. Onlar çocuktu, tertemiz bellekleriyle büyüklerinin ellerini öperek harçlığını alırdı. Sonra arkadaşlarıyla birlikte şeker toplamaya çıkardı. Tabii bu arada bayram elbiselerini giyip, arkadaşlarına bir an önce göstermenin heyecanını gün boyu yaşardı.

O şevk, o heyecan artık kalmadı. Çocukların bile yüzü yetişkinler gibi hüzünlü. Geçmiş bayramları bilmeyen bugünkü çocuklar yarın bayramların nasıl olacağını da ne yazık ki bilmiyor.

                Ortada  bir döngü var. Bu döngü, öyle bir döngü ki, zaman içerisinde öğütmediği kimse kalmadı. Eskiden su değirmenleri vardı. Değirmende  öğütülen tahıl gibi eski bayramlarda öyle öğütülüp geride kaldı.

                  Herkesin Kurban bayramını kutlarım.