BAKMAK VE GÖRMEK
Adamın dört oğlu varmış. Adam, çocuklarına ön yargılı olamamalarını ve erken karar vermemeleri konusunda nasihat edermiş.
Her birini uzak bir yerde duran ağacın yanına göndererek ağaca bakmalarını istemiş.
İlk oğlan kışın gitmiş, İkincisi ilkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda.
Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne gördüklerini sormuş.
İlk oğlan; “ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru.”söylemiş.
İkinci oğlan; “hayır, yeşillikle doluydu ve canlıydı.” demiş.
Üçüncü oğlan ise; “çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki, daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.” demiş.
Sonuncu oğlan ise; “hepiniz yanlış söylediniz. Ağacın meyvelerle doluydu.” söylemiş.
Yaşlı Adam oğullarına hepsinin haklı olduğunu söylemiş.
Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmişti.
***
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de, yolu görebileceği yere oturmuş beklemeye başlamış.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler gün içinde kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler.
Saraya meyve ve sebze getiren köylü kayayı gördü. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eliyle kayaya sarıldı ve itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama kayayı da yolun kenarına atmayı başardı. . Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde.
"Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir"