Fatma Karahasanoğlu


AYDINLIK, SEVGİLERDE

Yaşantının her döneminde sıkça ihtiyaç duyduğumuz sevgi, sayesinde ayakta kalabiliyoruz.


               AYDINLIK, SEVGİLERDE

         Yaşantının her döneminde sıkça ihtiyaç duyduğumuz sevgi, sayesinde ayakta kalabiliyoruz. Sevginin yüceliğini kabul eden, insanlar diğerlerine oranla daha şanslıdırlar. Talihin kendilerine sürekli güldüğünü ve mutlulukların içerisinde olduklarını söylerler. 

Sevdiği yiyeceklerle, donatılmış bir masada sevdikleriyle kahvaltı yapan, birinin güne daha umutla başlar, yüzünü kaplayan gülümseyişi hayatından zevk aldığını göstermektedir.  Hayatın karamsarlığından, çıkmazlığından bahsetmediği gibi bu kavramlara da yabancıdır.

Kutsal olan sevgi üzerine kurulan yuvalar daima sıcak ve aydınlık olur. Eşler arasında ki dürüstlük ön planda olup, sevgi de daima ilkeleridir. 

          Sevginin önünde, ne başlar  öne eğilmiş ; ne başlarda vurdurulmuştur. Ölesiye olan bu sevgiler, bir çok efsanelerin ana teması olmuştur, bir çok ozanın da şiir ve saz tellerinde çalınıp, yaşatılmıştır. Bunlardan Karacaoğlanın ;

         Ala gözlerini sevdiğim dilber

         Uyuyup uykuya kanamaz oldum

         Deli miyim mecnun muyum ben neyim

         Sırrımı yad ile veremez oldum. 

Dizeleri ifade eder.  Sazının tellerinde söylediği dizelerdedir sevgi, gezdiği diyarlarda yaşadığı olayları ne güzel de anlatmış. Sevgi, onun elinde bir başka işlenmiştir. Hangi meclislerde bulunursa bulunsun sevgiden, güzelden bahsetmeden yapamazdı. 

         Sevgiyi daha iyi tanımak için az isteyip, daha çok  verdiğimizde, insan sevgisinin sırrını öğreniriz. 

İnsanlar arasında ki sevgiyi biraz daha açmak da fayda var. Birbirini sevmeyen iki bireyin evlendiğini düşünelim ; bir kaç yıl içerisinde değişik sorunlarla karşılaşırlar. Her iki bireyde aradıkları sevgiyi, bulamayınca kendilerini ya çocuğuna ya da işlerine verirler. Bunlarda da ne kadar başarılı olduklarını zaman içerisinde ortaya çıkar. Girmiş oldukları bunalımları, kabul etmedikleri gibi, yeni arayışlar içerisine girerler. 

Sıcacık olan kalplerini yeni sevgilerle daha çok ısıtmak için, üstün çaba harcarlar. Karşılıklı sevgiyi artık bulduğuna inanan birey için, çeşitli sorunlar onu kapıda bekler olur. Sevgisizce yaşadığı ortam, alışkanlıklarla devam ettiğinden bir anda her şeyden kopmak ona zor gelir. Hele sevgisiz ortamda yapılan çocukları düşününce, kopamayacağını anlayınca, hayatı artık zindana dönüşür. Diğer tarafta bulduğu sıcacık sevgiden de vazgeçmek ona zor geldiği gibi, hayatın cilveleridir söyleyip kendini avutmaya çalışırken bu iki denklem arasında sürekli gidip gelir. 

                Bazı kimselerde ruhunda ve gönlünde sevginin boşluğunu hissedenler, zaman içerisinde toplumdan kendini, uzaklaştırıp  bunalıma girerler. Kendilerine bambaşka bir dünya kurup, yalnızlığa gömülürken çevresinden nefret etmeye başlar. 

Kim ona yardım etmeye çalışsa, yardımını kabul etmeyip baş düşmanı ilan eder. Onun için önemli olan sadece kendisi ve düşünceleridir. Zaman, zaman düşünmüş olduğu sevgiden de nefret derecesine gelir. Karanlık diye adlandırdığı dünyasından aydınlığa çıkmak için çaba da sarf etmez. Çektiği acılar ıstıraplar hoşuna gitmeye başlar. 

         Acılar geliyorum demez, sinsice yaklaşıp ilacını verir. Ama sevgiden haberi yoktur, dört bir taraftan gelen sevgi, acıyı kıskacı içine alarak sıkar, hapseder. Toprağa atılan tohumun zamanla patlayarak başını dışarı çıkarması gibi, sevginin de tohumları patlayarak kendini göstererek acıları yok eder. 

Önünde hiç bir engel tanımayan sevgi ; bulunmuş olduğu ortamlarda daima üstün başarı göstermiştir.