Fatma Karahasanoğlu


                          ASLINA DÖN               

                          ASLINA DÖN               


                                                ASLINA DÖN               

 

                 Padişahın biri Hızır’ı görmek istediğini her kim ona Hızır’ı gösterirse hem ailesine hem de o kişiye bağışta bulunacağını tüm ahalisine bildirir. Kıl kanaat geçinen adam, padişahın fermanını duyar. Karısına padişaha Hızır’ı gösterebileceğini söyler. Karısı,  iyi fikir olmadığını söyleyerek, “bu yaptığın çok yanlış. Padişaha Hızır’ı nasıl  göstereceksin? Hızır’ı gösteremeyeceğini sende biliyorsun. Gösteremediğin taktirde karşılığında padişah senin canını alacaktır.” Dedi.

Adam, “olsun. Siz kırk gün rahat yaşarsınız. Yer içersiniz.” Dedi. Kadın ne kadar söylediyse, kocasını ikna edemez.

Adam, padişahın huzuruna çıkarak; “size Hızır’ı göstereceğim. Ancak bana kırk gün müsaade buyurun.” Dedi.

Padişah, tamam der. Adamın ailesine bir çok bağışta bulunur.

Kırk gün çabucak geçiverdi. Padişahın  muhafızları, adamı saraya götürür. Ve padişahın huzuruna çıkartılır. Padişah sert ve gür sesle; “hani nerede Hızır, bana yalan söyledin, bunun bedelinin ne olduğunu biliyorsun?” Deyip, üç vezirden ilkine dönerek; “bunun cezası ne  olsun?” birinci vezir; “efendim yalan söyledi. Cezası onu parça parça doğrayıp, atalım.” Dedi.

Genç bir adam araya girerek; “aslına döndü.” Dedi.

Padişah ikinci vezirine döner vezir; “bence derisini yüzelim. İçini boşaltalım.”

Aynı genç  ve ses; “aslına döndü.”

Padişah üçüncü vezirine dönerek; “sen söyle ne yapalım?” dedi. vezir, “af edelim. Büyüklük af etmektir.” Dedi.  

Aynı genç ve ses; “aslına döndü” dedi.  

Padişah, kızgın bir sesle, “sen nerden çıktın? Ne söylenip duruyorsun, kimsin sen?” dedi.

aynı genç ve ses; “ilk vezirin babası kasaptı. Aslına döndü. Keselim dedi. İkinci vezirin babası yorgancıydı. Derisini yüzelim dedi. O da aslına döndü. Üçüncü vezirin babası da vezirdi. O da aslına döndü. Ve af edelim dedi. Ben görmek istediğin Hızır’ım.” Dedi ve kayboldu.  

                                                    ***

                      Bir savaş gemisinin güvertesinde dolaşan komutan, uzakta bir ışık görür.  Çok geçmeden yardımcısı yanına gelerek; “komutanım bizimle aynı rotada. Çarpışırsak büyük facia olur.” Der.

Komutan, “derhal mesaj geçin. Rotasını yirmi mil kaydırsın” Der.

Çekilen mesaja karşılık gecikmeden gelir. “siz yirmi mil rotanızı kaydırın.”

Komutan, tekrar mesaj geçilmesini şu şekilde ister. “ben komutanım. Derhal rotanızı yirmi mil kaydırın.”  

Mesaja karşılık yine gecikmez. “bende on başıyım. Rotanızı yirmi mil kaydırın.” Komutan bir kez daha mesaj geçtirir. Cevap yine gecikmez. Bu sefer; “ben bir deniz feneriyim.”

                      Peşin hükümlü ve sabit fikirli olmak facialara çoğu kez davetiye çıkartır. Her zaman esnek olmak gerekir. Dik kafalılık her şeyi ben bilirim edası kimseye fayda sağlamaz.