Fatma Karahasanoğlu


      ALACA, KEL, AMA

Alaca; vücudunda beyaz lekeler olan bir hastalıktır.


                                 ALACA, KEL, AMA

 

                      Alaca; vücudunda beyaz lekeler olan bir hastalıktır.

Kel, hepimizin bildiği gibi başında saçı olmayandır. Hastalık değil ama kişiyi rahatsız eder.

Ama, gözleri görmeyendir.

Allah’u Teala, meleği  görevlendirir. Kulların isteklerini sormasını ister.

Melek, yeryüzüne iner. Alaca hastasının yanına gider. Dünyada en çok neyinin olmasını istediğini sorar. Alaca hastası, “bu hastalıktan kurtulayım. Bir devem olsun,bana yeter.” Der. Melek, alaca hastasının yüzünü sıvazlar, hastalık yok olur. Bir hamile  deve hediye edip, yanından ayrılır.

Melek, kel adamın yanına gider, ona da, aynı soruyu sorar. Kel adam, “kellikten kurtulayım, saçlarım olsun, sığırlara çok meraklıyım, sığırım olsun isterim. Başka bir şey istemem.” Melek, kel adamın yüzünü sıvazlar ve dişi bir sığır hediye edip yanından ayrılır.

Melek, son olarak amanın yanına gider. Aynı soruyu ona da, sorar.  Ama; “gözlerim açılsın, etrafı göreyim. Koyunum olursa, onu da görmek isterim.” Melek, amanın gözlerine dokunur. Ve ama görmeye başlar. Hamile bir koyun hediye eden melek, yanından ayrılır.

                    Aradan uzun yıllar geçer. Allah’u Teala, aynı meleği bir kez daha görevlendirir. Kullarının memnun olup olmadığını öğrenmesini ister.

Melek, önce alaca hastalığı olup, iyileşenin yanına gider. Bir vadi dolusu devesi olmuştur. Melek, “yoldan geldim. Bir deveye ihtiyacım var. Bana verir misin? “ der. Adam, veremeyeceğini, söyleyince melek; “sen alaca hastası değil miydin?” adam, “öyle bir şey hatırlamıyorum. Bu develerde benim.” Deyince. Melek; “yalan diyorsan, eski haline dön.” Dedikten sonra adam eski hastalığına alacaya döner, develerde bir anda kaybolur gider. Melek; “bu senin imtihanındı.” Der.    

Kel adamında sığırları  bir vadi dolusu olmuştu. Melek adamın yanına giderek;  “yoldan geliyorum, bir sığıra ihtiyacım var. Bana verir misin?” der. Adam,  “veremem, tüm bunları ben yaptım.” Deyince, melek; “sen kel adam değil miydin? Bu sığırlarda sana hediye verilmedi mi?”

Kel adam; “ben kel,değildim. B u sığırlarda benim. Kimseden almadım.” dedi.

Melek; “yalan söylüyorsan, eski haline dön.” Dedikten bir müddet sonra kelliği geri döner, sığırlarda ortadan kaybolur.

Melek; “bu senin imtihanındı.” Der ve gider.

Melek son olarak,  amanın yanına gider. Amanın da, bir vadi dolusu koyunu olmuştur.

Meleği karşısında görür görmez tanır. Melek, aynı soruyu yineler. Ama olan adam; “bu gördüğün tüm koyunlardan istediğini alabilirsin. Almadığını bana bırakırsın.” Deyince, melek; “bu senin imtihanındı.” Der.