DUYGU KARAHASANOĞLU


               21. YÜZYILDA İNSANLIK DRAMI

               21. YÜZYILDA İNSANLIK DRAMI


                               21. YÜZYILDA İNSANLIK DRAMI

 

                            Suriye topraklarında yuvalanan terör örgütlerinin yanı sıra sözde başkanları Beşar Esad, rejim güçlerinin sivillere yönelik saldırılarının yarattığı göç dalgasını durdurmak isteyen Türkiye her defasında yalnız kaldı.

Son olarak 33 vatan evladının şehit edilmesi o bölgenin ne denli karanlık olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye, her defasında olaylara barışçı olarak yaklaşarak sivillerin öldürülmemesi ve evlerinden göçe zorlanmamaları konusunda hassasiyet göstermesi  Rusya ve İran’ın her defasında olaylara ateşle yaklaşmaları bugünkü sorunu daha da alevlendirdi.

Türkiye, gerek kendi güvenliği gerekse, göç dalgasını durdurmak için sürekli diplomasi görüşmeleri yaparak masayı işaret etmiştir. 

Ne var ki Rusya, daha önce imzaladığı Soçi antlaşmasını tanımak istemiyor. Rusya’nın hiç hakkı olmadığı halde bölgede bulunması ve sürekli rejim güçlerini kullanarak Türk askerine saldırması kabul edilir bir durum değildir.  Bombardıman altında kalan siviller soluğu Türkiye sınırında almaktadır. Bunların içerisinde çocuk da var teröristte.

Tüm bunlara rağmen Türkiye sınırını açarak mültecileri içeri aldı. Alamadığı mültecileri sınıra yakın bölgelerde ihtiyaçlarını karşılama suretiyle yardım elini uzattı. Dünya ülkeleri sadece olayları seyretmekle yetindi.

Burada bir insanlık dramı yaşanıyor. 21. Yüzyılda yaşanan insanlık dramına dünyada ne yazık ki, seyirci kaldı sadece Türkiye  ateşin sona ermesini istiyor. Tek başına hem savaşı durdurmaya çalışıyor hem de, canını kurtaran sivillere yardım elini uzatıyor. Her zeytin ağacı altında Suriyeli, aile var. Onlar yaşama tutunmak için büyük bir mücadele veriyor.

                     Mehmetçik barış tesis etmek için o topraklarda mücadele verirken, hain ve kalleş saldırıların hedefi oldu. 33 askerin şehit edilmesi Türkiye’nin ciğerini yaktı. Rusya hala olayla ilgisi olmadığını farklı cümleler kurarak, anlatmaya  çalışsa da, gerçeğin ne olduğunu kendisi de, çok iyi bilmektedir.

Esad, artık bir savaş suçlusudur. Onu destekleyen ülkelerde en az onun kadar suçludur. Ve aynı kategoriye girmektedir. Bugüne kadar Suriye’de beslenen ve büyüyen terör örgütleri her defasında Türkiye’nin başına bela oldu.

                    Avrupa göçmenleri almak istemediğini ve Türkiye’de kalmalarını her fırsatta dile getirdi. Ancak insanlık suçu işleyen Esad ve Rusya’yı hiçbir şekilde durdurmaya çalışmadı. Türkiye’ye hiçbir zaman destek olmadı. Bildiği tek şey “göçmenler bize gelmesin. Türkiye’de kalsın”

                   Ortadoğu’ya barış gelme zamanı çoktan geçti. O topraklarda iştahı kabaran ülkeler artık kendilerine gelmeli. Gerek ABD, gerek Avrupa gerek Rusya, gerek İran gerekse İsrail. Her kim o topraklarda gözü olup ve sivilleri Türkiye’ye göçe zorlayanlar, eteklerini ellerini o bölgeden çekip gitmelidir.

 

 

28.02.2020                                                                    DUYGU KARAHASANOĞLU