5te haftayım 10da biter
2008 de mahalle maçı adlı bir belgesel çektim. Konu tabi ki futboldu. Sanayileşen tesisleşen ve kirlenen futbolu konu edindik.
Geçmişte bizim de oynadığımız mahalle maçları üzerinden sorguladık günümüz futbolunu.
Trabzonspor sokaklarda doğdu mottosuyla başlayıp futbol hiç bu kadar temiz olmamıştı cümlesiyle bitirmiştik filmi.
Verilen mesajlar aslında ülke geneline idi.
Önce şehrimizin geçmişte ki futbol kültürünü anlattık.
Neden futbolcu yetişmiyor diyerek tesisleşen futbolun ruhsuzluğunu anlatmaya çalıştım.
Sadece bu filim işle bu ülkeye bu şehre olmayan borcumu fazlasıyla ödediğimi düşünüyorum.
10 yıl geçti Mahalle maçında vurguladığımız irdelediğimiz her detay Türk futbolunun üzerine bir karabasan gibi çöktü.
Milyon dolarlar harcanan milli takımlar küme düştü.
Ve futbol yorumcularımız; Basit bir oyun olan futbolu büyük bir fizik kanunu gibi ele alıp küçük bir gol pozisyonunu dahi ayştain gibi dakikalarca yorumlaması futbol kültürüne ve oyununa büyük bir savaş oyunu gibi kitlelere sunması bulunduğumuz vahim durumu gözle önüne seriyor
İktidar ise kirlenen bu süreci aklama peşinde.
Avrupa futbolu bir birleşke için kullanıyor biz ise ayrışma için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz.
Halbuki basit olan bu oyunu dakikalarla sınırlı olmayan, hakemi bulunmayan, korner ve taç atışı yapılmayan, ofsayt kuralı uygulanmayan , kale direklerinin taşlarla belirlendiği, 5te haftayım 10da biter diyerek oynadık. Dizlerimiz kanayana kadar.
Şimdi ise boş arsaların, arnavut kaldırımlı daracık sokakların yok edildiği sentetik sahaların yapıldığı yeni neslin futbolu bilgisayarda oynadığı kirlenen bir dönemi yaşıyoruz.
Kimse pis olduğunu kabul etmiyor, herkes temizlikten dem vuruyor. Ama kimse yıkanmıyor.
