Turhan Eyüboğlu


2019 Yılını Nasıl Geçirdiniz?

2019 Yılını Nasıl Geçirdiniz?


2019 Yılını Nasıl Geçirdiniz?

 

Şöyle bir düşünün "2019 yılını iyi geçirdim mi?" diye. Sadece kendinizi düşünün; ne ülkeyi ne de dünyayı düşünün! Sadece kendinizi düşünün bu yılı nasıl geçirdiniz, diye. Ben şimdi öyle yapacağım ve sadece kendimi düşüneceğim.

 

"Sağlıklı bir yıl geçirdim!" diye sevindim. Çok sabahları güneşin doğuşunu izledim. Gün ışığı ile uyandım ve güneşin ışınlarının yaydan çıkmış ok gibi santim santim dağı aşıp bahçeye vurmasına şahit oldum. Sabah erkenden kuşların telaşını seyrettim. Havuzda balıkların güneşin ışınlarının onlara ulaşmadan kenarda otlanmalarına şahit oldum.

 

"Annemin Şarkıları" kitabımın bu yıl imza gününü yaptım. Hiç durmaksızın, altı saat boyunca gelen misafirlerin kitaplarını imzaladım. Çok sevindim, çok gururlandım, çok mutlu oldum. Kitabı okuyanlardan çok iyi geri dönüşler aldım. Ustalık kitabım gibi olmuştu, ilk yazdığım kitabı okuduğumda!

 

Çok insanı hastanede ziyaret ettim. Bir akrabamın katkılarıyla elimden geldiğince ihtiyacı olan insanlara yardım etmeye çalıştım. Her sabah yürüyüş yaparken çok köpek ve kedi sevdim. Ağaca astığım fındık dolu kabın içinden bahçedeki sincabın tedirgin hareketleriyle fındığı alışını seyrettim. Bu yılda yeni doğan bir bebeğin parmağını tutmadım ve onun o güzel kokusunu almadım.

 

Yaz geceleri bahçede yıldızlara baktığımda "Bu ne kadar yıldızdır!" diye şaşırmadım; çünkü her gece gördüğüm için bana şaşırtıcı gelmedi. Bu yıl gözlerimden yaş gelinceye kadar güldüm Sarı Tilki ve Küçük Porsuk'a! Gözlerimdeki yaşları saklayacak kadar da ağladım izlediğim filmlerde. Bu yılda ellerimle diktiğim ve koskocaman olan ağaçlarımla konuştum. Çimlerde uzandım köpeklerim Linda, Mavzer ve Tank'la.

 

Bahçenin çimlerine serildiğim bir gün, hür irade ve projelerle hak, hukuk, adaletin ne yazık ki kör topal olduğu bu ülkemde siyasette faydalı işler yapabilir miyim diye düşündüm. Bunun için girişim yapmaya karar verdim ve tüm eforumu bunun için harcadım.

 

İnsanların konuşmalarıyla siyasette değişimin olması gerektiğine şahit oldum. Seçimden seçime değil, seçim kaybedildikten hemen sonra aktif, planlı ve sürekli çalışılırsa yani halkın her daim yanında bulunulursa seçimin alınacağını gördüm.

 

Köyleri gezerken elma ağaçlarının altında binlerce elmanın kullanılmayarak yok olduğuna şahit oldum. Eskiden annelerimizin kış atıştırması olarak yaptığı elma kurutmayı veya doğal sirkeyi yapmanın ne yazık ki ortadan kalktığını gördüm. Güzelim güneşli havalarda bir evin bahçesinde dahi çulun üstünde kurutulmaya bırakılmış tek bir meyve sergisi görmedim!

 

Yavru köpeklerin bilinçsizlik yüzünden iki aylık olduktan sonra gençlik aşısının yapılmayışından dolayı, ağlayan çocukların önünde öldüğüne şahit oldum! Daha da önemlisi gerekli olan çocuk aşılarının bile televizyonda bilinçsiz konuşanların yüzünden etkilenerek çocuklarına aşı yaptırmayan aileleri hayretler içinde dinledim!

 

Önemsediğim ve kalbimde başkalarının da önemsemesi gerektiğini hissettiğim hak, hukuk, adaletin kim olursan ol, hangi partiye mensup olursan ol, gerçekten içinde benimsemediysen sözde kaldığını gördüm. Bu nedenle siyaset yapanların bir an önce değişmesi gerekliliğine daha da çok inandım.

 

Önemsediğim şahsiyetlerin yaptığı sahtekarlığı ve hukuksuzluğu gördüğümde ve eleştirildikleri halde tek adam olma yolunda hızlı adımlar attıklarına hayretler içinde şahit oldum. Kendini mensup olduğu partinin üstünde gören ve "Ben size eşit mesafede duruyorum!" diyecek kadar da samimiyetsizliklerine şahit oldum.

 

Benim, siyasetçide görmek istediklerim veya olması için çalışacağım değerler ise çok farklıydı. Ben merkezli bir yönetim yapmayan, yaşadığı yerin içinde bulunduğu toplumla kaynaşan, çevreyle anlamlı ilişkiler kurmayı, bilgiyi, sevgiyi ve başarıyı paylaşmayı seven bir siyasetçi olması gerektiğine inanıyordum.

 

Siyasetçinin kendisiyle barışık, herkese karşı gayet anlayışlı, güleryüzlü ve uyumlu, çevresindeki bireylere karşı empati değeri yüksek bir kişi olmalı diye düşünüyordum. Yalnız kendi menfaatini değil, diğer insanların menfaatlerini de düşünen, kimseye karşı önyargılı yaklaşmayan ve tavırları samimiyetsizlik kokmayan, yüreğinin kıvrımında kötülüğe yer olmayan insanların siyaset yapmasını hayal etmiştim.

 

Hepsinden de önemlisi dürüst olduğunu, hukukun gücüne inandığını, çalışkan olduğunu, halkın içinde ve güvenilir olduğunu, kendisine oy vermeyenlere de iyi davrandığını, her vatandaşın yanında olduğunu, kendi siyasi partisinin dışındaki fikirlere açık olduğunu açık açık söyleyen birilerinin siyaset yapmasını istemiştim. Ne yaşarsam yaşayayım hala daha dürüst insanların siyaset yapmasını düşünmekteyim.

 

Çocukluğumda olduğu gibi Maçka deresinde taş kaydıramamıştım. Dereye yasak koyulmuş gibi yanına gidip elimle okşayamamıştım. Maçka'nın doğasından, kültüründen, sanatından kopmasını durdurmak için ne kadar müdahil olmuşsam da başaramadım bu yıl!

 

Maçka'ya Karadeniz ilçelerinde ilk olacak tarihi müze için ne kadar girişim yapmışsam duvara konuştuğumu hissettim bu yıl! İnsan aklının bu yıl ters çalıştığına şahit oldum. Tüm siyasetçilerin aklın kullanımı yerine onlara veya beyinlerinde yarattıkları senaryonun esiri olduklarına şahit oldum bu yıl.

 

Evet, belki Maçka deresinde taş kaydıramamıştım; ama Maçka'nın değerli yıldızlarını insanlara okutarak gözlerinin önünde kaydırdım bu yıl. Pek çok sabah, tavuklara yem atarken kuşları da yedirdim. Dalında olan meyveyi de yedim, çiçeği de kokladım. Dedemden kalan güz güllerini hayranlıkla seyrettim.

 

Bu yıl iki kez gökkuşağı gördüm. Sevindirdiğim ailenin gözündeki pırıltıya da şahit oldum. Ancak ne yazık ki bu sene de dargın olduğum birileriyle barışamadığım gibi yeni dargınlar ekledim listeme. Eski dostlarımı aradım; daha da ileri giderek bu yıl üç kez de toplandık. Bu yıl eski dostlarımdan toprağa verdiklerim de oldu!

 

Şimdi bakıyorum da bu yılda çok mutlu olacağım çok şeyler yapmışım. Hayal kırıklığının uzun zamandır ne olduğunu unutmuştum; onu da hatırladım. Biliyorsunuz bu küçük şeylerin toplamı yaşadığın yılı mutlu yapar. Geçtiğimiz yılda çimenler benim üstüme yayılmadan ben çok yayılmışım çimenlerin üstüne!

 

Şimdi kendinizi düşünün!