Fatma Karahasanoğlu


VİRANE KÖY

VİRANE KÖY Köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı.


                                             VİRANE KÖY

 

                Köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı.
Bir gün köyden bir fakir gelip dedi ki :
-Yahu senin durumun iyi. Neden kimseye yardım yapmıyorsun. Bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. Kasap bazen Bedava et veriyor. Sen neden hiç yardım etmiyorsun?
Ressam tebessüm etti ama bir şey demedi.

Bu fakir bütün köyde sabah akşam ressamın aleyhinde propaganda yapıyor ve ressamı kötülüyordu.

Bir gün ressam hasta oldu . Kimse de onun yanına gelmedi ve sonunda ressam öldü.
Aradan bir kaç gün geçti .Artık ne fırıncı ekmek verdi fakirlere ne de kasap et verdi.
Sordular neden fakirlerin hakkını kestiniz?

Dediler ki her ay başı o merhum ressam bize para verip fakirlere ekmek ve et vermemizi söylerdi. O ölünce para veren kalmadı o yüzden.

İnsanların bazıları seni kötü bilir kimileri ise sudan daha temiz ve berrak.
Ne kötü diyenler sana zarar verir ne de iyi diyenlerin bir yararı olmaz.
Önemli olan senin gerçek ve hakiki durumundur. Onu da bir tek Allah bilir.
Kimseye karşı önyargılı olma. Eğer gerçek halini bilsen başka türlü davranırsın.

                 Padişahlardan biri; çok çalışkan, çok faal baş vezirini hakkında çokça yayılan dedikodular yüzünden azletti. Emeklerine karşılık olarak da emir verdi:

- Ülkeye için çok hayırlı işler yapmışlığın vardır. Şöyle güzel, toprağı bereketli ve kalkınmış bir köy beğen; orayı sana vereyim. Ailenle, akrabalarınla beraber orada yaşarsın.

Vezir:

- Hünkarım, kerem buyurdunuz, lütfettiniz!... Ancak izniniz olursa ben kalkınmış bir köy değil, virane bir köy isterim. Orada hem oturayım, hem de orayı imar edip düzenini kurayım.

Diye ricada bulundu... Padişah vezirin isteğini kabul etti ve adamlarına, eski başvezirin oturması için virane bir köy bulunmasını emretti.

Hükümdarın adamları ülkeyi en ücra yerlerine kadar dolaştılar fakat baş vezirin istediği gibi imara muhtaç bir yer bulamadılar. Bunu da gelip hükümdara haber verdiler. Padişah eski baş vezirini tekrar huzuruna çağırttı:

- Ülkede istediğin gibi virane bir yer yokmuş. Ne yapacağız şimdi?

Eski baş vezir:

- Efendimiz, ben ülkenizde virane bir yer olmadığını zaten biliyordum. Çünkü; ben uyku ve istirahatimi terk etmek, gecemi gündüzüme katmak pahasına ülkenin her yanını bizzat imar ettirdim. Amacım bunu sizin de öğrenmenizdi. Ayrıca uyarmak istedim ki; benim yerime atayacağınız baş vezir, ülkenizin bugünkü durumunu daha ileriye götürmese bile geriletmesin.

Eski baş vezirin açıklamasından sonra büyük bir hata yaptığını anlayan padişah; azlettiği baş veziri hemen tekrar eski görevine atadı.