DUYGU KARAHASANOĞLU


VAN GEZİSİNDEN NOTLAR

VAN GEZİSİNDEN NOTLAR


                         VAN GEZİSİNDEN NOTLAR                                  

 

                   Üç günlük Van gezisinde Van´la ilgili bir çok şey gözlemledim. Halkın bakış açısıyla meslektaşlarımın bakış açısı aynı değildi. Halk farklı pencerelerden bakarken, meslektaşlarım daha farklı pencereden bakmaktadır.  

                   İçişleri Bakanlığının kardeş şehirler projesiyle başlayan Doğu illerine ziyaretlere iştirak eden basın mensupları nasıl görev üstlendiklerinin bilincinde olmalıdır. Bu basit bir gezi değildir. derinliği olan bir gezidir.

                    Bu makalemde siz değerli okurlarıma Van gezisini anlatacak değilim. Biraz Van´ı tanıyalım istedim. Ve kısaca tarihçesine değinmek istedim.   Anadolu´nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli akarsuları bol iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Bu yüzden tarihin eski çağlarından beri birçok medeniyetin hakim olduğu bir yer olmuştur.

 M.Ö. 5000-3000 yılları Kalkolitik dönem başlarına kadar uzanmaktadır. M.Ö. 2000 yılında bu bölgede ilk olarak devlet kuranlar Hurrilerdir.  
Hz. Osman zamanında Bizans´ı bozguna uğratan Müslüman orduları 644 yılında Van ve yöresini ele geçirmiş bu hakimiyet Emevi ve Abbasi devletleri tarafından da sürdürülmüştür. Eskiden beri Van bölgesinde yaşayan Ermeni azınlığı kısa bir süre Van çevresinde bir krallık kurmuş ve İslam İmparatorluğu´na tabi olmuşlardır.

 1071 yılında Alparslan´ın Malazgirt zaferiyle Anadolu kapılarını Türklere açmasıyla Van  ve çevresi Selçuklu Devletinin  egemenliğine girdi. Selçuklu devletinden bir süre sonra Eyyübi egemenliğinde kalan şehir 1230 yılında Karakoyunlular´ın egemenliğine  girdi. Bu tarihlerde eski Van şehrinde bulunan Ulu cami Karakoyunlu Yusuf tarafından yaptırılmıştır. Karakoyunlular´ın Uzun Hasan´a mağlup olmalarıyla Van ve havalisi Akkoyunluların eline geçmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Safevi Devleti´ni yenen Osmanlı orduları 1458´de Van´ı fethetti ve bu fetih 1555 yılında yapılan Amasya Antlaşması ile kesinlik kazanmıştır. Van Beyler Beyliği´ne atanan Hüsrev Paşa ve Kayaçelebizade Koçi Bey kendi adlarını taşıyan birer cami yaptırmışlardır.                      XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Van´da ekonomik bakımdan güçlü olan Ermeniler ihtilal cemiyetleri kurarak Ruslar´ın da desteğiyle silahlanmaya başlamış 1915´te bir çok kaza ve köyde katliama girdiler.  Aynı yıl Van´ı istila eden Ruslar, Ermenileri destekleyerek şehri ateşe vermiş ve Osmanlı ahalisi şehri boşaltmak zorunda kalmıştır.

 1918 yılında Van yakılıp yıkılarak büyük oranda nüfus kaybına uğradığından bugünkü yerinde yeniden kurulmuştur.

 Ruslar, işgal ettikleri topraklardan Türk askerinin kararlı tutumu karşısında çekilmek zorunda kaldı. Türk ordusu ve doğudaki aşiretlerin desteğiyle Ruslar ve Ermeniler  tamamen Anadolu´dan çıkarıldı.  Türk ordusu 2 Nisan 1918´ de Van´a girerek şehri kurtararak,  16 Mart 1921´ de imzalanan Moskova antlaşması ile Ruslar, Van ve Bitlis´e ait isteklerinden vazgeçtiler.

                    Bugün o topraklarda gözü olup, parçalamak isteyenler ve iştahı kabaranlar şunu bilmelidir ki, bu millet sizi o topraklara diri diri gömer.