DUYGU KARAHASANOĞLU


ÜCRETLİ OLURSA?

Yeni yılla birlikte bir çok değişiklikler hayatımıza girdi.


                                                         ÜCRETLİ OLURSA?

 

                             Yeni yılla birlikte bir çok değişiklikler hayatımıza girdi. Bunlardan biri de poşet uygulamasıydı. Marketlerde poşetler artık ücretli oldu.

Yıl başı öncesi yapılan market alışverişlerinde gereğinden fazla poşet alınırdı.  Bununda en büyük etkeni poşetlerin ücretsiz olmasıydı.

Bugünlerde marketler oldukça sakin ne alış veriş yapan var, nede poşet isteyen!..poşetler ücretli olunca, insanlarda kendilerine iyi bir ayar çekti.

Her ne olursa olsun, bir şeyi gereğinden fazla israf etmek sadece kendi ekonomisini değil ülke ekonomisine bile zarar getirir. Ekonomiyi bir tarafa bırakırsak, çevre kirliliği de, o oranda önemlidir. Bir naylon poşetin doğada erime süresi uzun zaman istiyor. Doğaya gelişi güzel atılan bu poşetler sobalarda yanmış olsa, kül olur.

Eskiden böyle miydi? Kaloriferli binalar parmakla gösterilirdi. Evler sobalıydı. Evsel atıklar, sobalara atılır. Harlı ateşte yanıp yok olurdu. Doğa da, atıklarla doldurulmazdı.

Bugün bir çok apartman demeyeceğim çünkü tüm apartmanlar veya daireler evde çöp kutusu yapıp, içine her türlü çöpü atarak, daha sonra belediyelerin konteynırlarına bırakmaktadır. Bu çöplerin içerisinde naylon poşetler, meyve sebze kabukları, yemek atıkları, kırık cam bardaklar, jelatinli kağıtlar, plastik kaplar gibi.

Tüm bu çöpler ne oluyor? Bir çoğu doğayı kirletmek için yola çıkıyor. Önceden yemek atıklarını meyve sebze kabuklarını hayvanlar yerdi. Naylon poşetleri, plastik kapları, mukavva kutuları soba yakardı. Geriye ne kaldı, kırık cam parçaları

                      Bugüne baktığımızda, durum çok karışık. Neyin ne olduğu belli değil. Karmaşa hayatlar içerisinde yaşam sürmeye çalışılmaktadır.  En küçük bir değişimi toplumun her karesi hissetmektedir.

Ekonomiden beli bükülenler, yılların yorgunluğundan yüzlerinde çizgiler oluşanlar, çalışmaktan elleri  nasırlaşanlar, yarınlarına umutla bakabilmenin umudunu yaşarken bile iç dünyalarında esen fırtınalardan kimsenin haberi yok.

Köyünden, toprağından kopan yada kopartılarak kentlere göç edenlerin bir çoğu ağır yaşam koşulları altında ezilirken, birkaç kuruş kazanmanın telaşı içerisinde öteye beriye koşturarak, nafakasını çıkarmaya çalışıyor. Yeniden toprağına geri dönmek istese de, gözlerinin önüne inen perdeyi kaldıramadığından toprağına  geri dönemiyor.

Birinin yada birilerinin yanında çalışacak yardımcı gerekir. Vasıflı olup olmaması hiç önemli değildir.

                    Zamanla her şey değişiyor. Bir zamanlar fileler göz bebeğiydi. Alış veriş yapılırken, mutlaka file kullanılırdı. File içerisine özenle yerleştirilen meyveler, sebzeler eve kadar güvenli bir şekilde taşınırdı. Filelerin yerini daha sonra naylon poşetler aldı. Filelerin pabucu dama atıldı. Evlerde bile saklanmaz oldular.

Bugünde poşetler yerini bez torbalara bırakmaya hazırlansa da, ücret  karşılığında hala marketlerde poşet bulabilirsiniz.  Fileler kadar piyasadan rahat çekilmeyecekleri aşikar.

Üretici firmalar şimdiden işsizlikten yakınarak işçi çıkartmaya kadar gideceklerini beyan etmektedir. Herkese hayırlı olsun.