TÜRKÇE´NİN SUYU MÜ ÇIKTI?
M.Ö. yaşamış Çinli düşünüre sormuşlar ki:"Bir ülkeyi yönetmek görevi size
verilse nerden işe başlarsınız?"
Düşünür önce o ülkenin dilini düzeltirim , demiş.Neden sormuşlar:
Dil bozuksa insanlar arasında iletişim de bozuktur, iletişimin bozuk olduğu toplumda
insanlar arasında anlaşmazlık doğar.Anlaşmazlığın egemen olduğu toplumlarda ise
karmaşa olur.Böyle bir karmaşada hakli haksızı ayırmak mümkün olmaz.Haklinin haksızın birbirine karıştığı toplumlarsa ayakta kalamaz, dağılır gider.
Gelelim bize:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne yaptı?Onca işlerin arasında Türkçeyi
ele almadı mı?
Güzel Türkçemizin sadeleşmesine, zenginleşmesine, yenilenmesine önem vermedi mı?
Bunun için bir çok bilimsel araştırmalara önderlik etmedi mi ?Dil kurultayları düzenlemedi mı?Türkçenin bütün kaynaklarına yönelmedi mı?
Tarama , derleme çalışmaları yaptırmadı mı?
Neden acaba?
Kendisi bir dil ustası miydi? Ya da dile karşı aşırı bir merakı mı vardı? Neden onca işlerinin arasında Türk diline öncelik tanıması?
Bir asker kişinin, bir devlet adamının dile karşı bu ilgisi neden?
Çünkü Atatürk bir miras devralmıştı, yıkım dökük bir Osmanlı mirası.
Osmanlı´nın yıkılış nedenlerinden birisinin dil etmeni olduğunu görüyordu.Çünkü Osmanlı´da yüz yıllar boyu büyük bir dil kopukluğu yaşanıyordu:
:Saray dili, medreseden yetişmiş okumuşların dili Osmanlıca ,
Diğeri de Anadolu´da geniş halk kesimlerinin kullandığı Halk dili.
O zaman ne oluyor ?
Ne okumuşlar, yada yönetenler halkın dilini anlıyor, ne de halk
yönetenlerin ya da aydınların dilini anlıyor?
Hatta Osmanlı´nın son dönemlerinde iş öyle bir noktaya geliyor ki, Tanzimat
döneminde Fransızca bilmeyenler "cahil Türk" denilerek aşağılanıyordu.
Yüzyıllarca süren bu kopukluk sonunda çöküşle sonlanıyor.
İşte Gazi Mustafa Kemal Atatürk dil devrimiyle bu uçurumu ortadan kaldırarak,
ümmeti millet yapmak istemiştir, dile karşı ilgisi de bu nedenledir.
Dil işlerini de TDK adı altında kurduğu bir kuruma devretmiştir, kurumun yaşatılması için kendi kendi kişisel mal varlığından para aktarmıştır.
Bugün neler oluyor?
Bugün büyük bir dil kirliliği yaşıyoruz.Beşikten yeni çıkmış bebelere bile yabancı dil
özellikle de İngilizce öğretmeye çalışıyoruz.Bunu derken yabancı dil öğrenmeye
karsı olduğumuz anlaşılmasın . İnsan bir değil beş yabancı dil öğrensin isterse.
Ancak önce kendi anadilini adam gibi öğrensin.Çünkü anadil sadece iletişim kurmak
için değil düşünmenin de en önemli aracıdır.Boş bir beyinle nasıl düşüneceksiniz?
O nedenle kendi anadilini doğru öğrenmeden yabancı bir dili öğrenmeye kalkmak
suyun içine temel atmaya benzer.
Bunun dışında kullandığımız günlük dile bakalım.
Her gün başını gözünü yarıyoruz.
Yalan yanlış yabancı sözcük kullanmayı bilgiçlik ya da beceri sayıyoruz.
Bakıyorsunuz koskoca adamlar :"Türkiye büyük bir "transformasyon" geçiriyor, diyor.
Neymiş "transformasyon" "?
Değişirmiş.
.Peki Türkiye büyük bir değişim geçiriyor dersen ne olur?
Olmaz, fiyakası bozulur.
Şu sokak tabelalarına bir bakar mısınız ?Türkçe isim arar olduk:
Gold, Hill , star, start, Show , butiqe,Cafe, restoran , by by...
Peki Atatürk ´ün kurduğu TDK ne işle uğraşıyor.Bilen varsa beri gelsin.
12Eylul yöneticilerinin en büyük becerilerinden biri de TDK işlevsizleştirmek.Şu anda
Türkçemiz sahipsiz,bir avuç yazar çizer ne kadar sahiplenebiliyorsa o kadar.
Ulusu yok etmek isteyenler önce dilden başlamışlar işe.
Bu gidişle anadilimizi büyük bir tehdit altında.Bilimin, teknolojinin baş döndürücü
hızla geliştiği bir dünyada yaşıyoruz.Her gün yeni yeni buluşlar oluyor, yeni yeni
terimlerle karşı karşıya kalıyoruz.Bu terimler Akın akın dilimize aktarılıyor.Bunları
kim eleyecek, kim inceleyecek, kim Türkçeleştirerek dilimize kazandıracak?
Bunlar yapılmadığı için bizim gibi insanlar teknolojiye öcü gözüyle bakıyorlar.
Türkiye büyük bir "TRANSFORMASYON"geçiriyor, ama yönü nereye?