Fatma Karahasanoğlu


TOPRAK UTANDI GÖK AĞLADI

İnsanlıkla bağdaşmayacak hadiselerle sıkça karşılaşmaktayız. Neden böyle olduğunu tartışacak değilim. Gelinen noktaya baktığımızda çirkin bir o kadar da, vicdanları rahatsız eden olaylarla baş başa kalıyoruz.


 

 

                                             TOPRAK UTANDI GÖK AĞLADI

 

                          İnsanlıkla bağdaşmayacak hadiselerle sıkça karşılaşmaktayız. Neden böyle olduğunu tartışacak değilim. Gelinen noktaya baktığımızda çirkin bir o kadar da, vicdanları rahatsız eden olaylarla baş başa kalıyoruz.

Bebek yaştaki çocuklara tecavüz etmek hangi akla hizmet etmektir?  Nasıl bir insan? Nasıl bir vicdan? Nasıl bir ruh? Nasıl bir mide? Nasıl bir anlayış? Anlamak mümkün değil.

On sekiz aylık Ecrin bebek, her kesimin yüreğini dağladı. Günlerce arandı. Anne ağladı, babaanne ağladı.  Ecrin bebeğin akıbeti de, diğer tecavüze kurban giden bebekler gibi oldu. Bir yasa çıksa da, çocuklara tecavüz edenler idam edilse. Caydırıcı cezalar olmadıkça, daha bir çok ailenin canı yanacak, küçük bedenler utancından toprağa girecek.

Yer gök utandı da, bunu yapan sözde insanlar utanmadı. Gök ağladı, yeryüzü üzüldü de, çocuklara kıyanlar, üzülmedi.

                       Nasıl bir ahlak, nasıl b ir vicdan, nasıl bir insan. Düşünceler körleşmiş, beyinler uyuşmuş, kalpler taşlaşmış. Bir robot gibi çocuklara pis el ve pis vicdanlarla saldıralar başladı.

Bebek katilleri, çocuk katillerine öyle ağır cezalar verilmeli ki, bir çocuk hakkında kötü emeller besleyenlerin beynine kazılsın ki, bir başka bebeğe el uzatmasın.

Onlar yeryüzünün en masumları, onlar yeryüzünün melekleri, onlar anne babaların göz bebekleri, onlar açmamış birer gonca, onlar geleceğin yeni yeşeren umutları.  Çocuklar, çocuklar. Günahsız, masum yavrular! Ah, o cellat kahpe insanlar yok mu? Çocukları bir çırpıda aileden alıp, kopartıyorlar. Sonra korkunç emellerini gerçekleştiriyorlar.

Nedir, bu vicdansızlık, bu aymazlık, bu doyumsuzluk, bu terbiyesizlik? ne oldu da, insanlar böyle hayvani duygulara bürünüverdi. Onları bu duygulara iten nelerdir? Hangi ara bu kadar iç güdüleriyle hareket etmeye başladılar. Bebeklere, çocuklara, tecavüz edenler, ne bu dünyada ne de, ahret hayatında rahat edecek. Her diam bir gölge onları takip edecek. Tabii, onlarda bunu anlayacak akıl  varsa. Akılları olsaydı, dünyanın en günahsızlarına kirli ellerini uzatmazlardı.

                        Masum bebekleri, masum dünyalarında bırakmalı, dallarından kopartılmamalı. Onların birer çiçek ve onların tertemiz bir melek olduğu asla unutulmamalı.