DUYGU KARAHASANOĞLU


TARİHİ ŞAHSİYETLER

Son günlerde tarihi şahsiyetlere hakaret etmek moda haline geldi.


                                    TARİHİ ŞAHSİYETLER

 

                   Son günlerde tarihi şahsiyetlere hakaret etmek moda haline geldi. Eline kalem alan yazmaya başladı. Sözde bazı tarihçiler tarihi şahsiyetlere hakaret etmeyi kendilerine hak gördüler. Bunlar kendilerine saygısı olmayan toplumda ikilik yaratmak isteyen ortamı germeye çalışanlardır.  Ölmüş ve tarihe mal olmuş devlet adamlarının hatıratlarına çirkin sözlerle saldırı yapmak ne bugüne ne de yarına bir faydadadır.

              Türkiye´nin bu kadar dış düşmanı varken, bir de içerden bölünmeler  yaparak nifak tohumları ekmek  kime yarıyor?

Atalarımıza saygısızlık edenlerin cezai işleme tabi tutulmaları gerekmektedir. Bugün hiç kimse ecdadımıza dil uzatmaya ve hakaret etmeye hakkı yoktur. Son günlerde sözde tarihçiler sahneye çıkarak bir şey bildiklerini kamuoyu önünde açıklamaya başladı.  Tarihini bilmeyen ve tarihine sahip çıkmayan bir millet bunun bedelini öder.

             1071 yılında Anadolu´nun kapıları Alparslan´la birlikte Türklere açıldı. O günden bugüne hangi beylikler kuruldu, hangi imparatorluk kuruldu, kimler yaşadı? Her biri tarihe mal olmuş şahsiyetlerdir.

Alparslan´la başlayan süreç Ertuğrul Gazi´yle devam etti. Osman beyin kurduğu imparatorluk 600 yıl ayakta kalırken, yedi düvele hükmetti.

Batılı güçlerin Osmanlıyı zayıflatması ve hasta durumuna düşürmesi tesadüf değildi. Osmanlı devletinin son yılları acılı geçse de, Anadolu´da yakılan meşale Türklerin yeni bir dirilişi olmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden yeni bir devlet doğuyordu. Adı TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİYDİ.

Buraya kadar anlaşılmayan bir durum var mı? Şimdi o tarihçilere soruyorum, tabii gerçekten tarihçiyseler!

Bizans´ın baş kenti İstanbul´u 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet fethetti. Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet Han bir çağ kapatıp bir çağ açıyordu. Osmanlı devleti en parlak dönemlerini yaşıyordu. 2. Beyazıt´la devam eden Yavuz Sultan Selim Hanla, halifeliğin Osmanlı devletine alınması tesadüf değildi. Kanuni Sultan Süleyman´la devam eden süreç nasıl bir ecdadımızın olduğunu göstermektedir.

Osmanlı devleti ilerleyen zamanlarda batılı güçler tarafından zayıflatılması ve 1850´li yıllarda başlayan borçlanması süreci Osmanlı devletini zor durumda bırakmıştır. 1914 yılında patlak veren Birinci Dünya savaşı ardından Çanakkale ve diğer cepheler koca bir imparatorluğun çöküşü yaşanırken, Anadolu´ya çıkan Mustafa Kemal´le yeniden doğuşun temellerini atılıyordu.

İşte, böyle bir dönemde böyle bir durumda olan Türkler, yeniden diriliş gösterirken sözde tarihçiler tarihi şahsiyetlerin hatıratlarına hakaret etmeyi kendilerinde hak gibi görmeleri düşündürücüdür.

Saygısızlığın, aymazlığın, utanmazlığın, bir örneğidir.