Fatma Karahasanoğlu


SAVAŞIN GÖZYAŞLARI

Savaşlar? savaşlar? savaşlar!?


                                           SAVAŞIN GÖZYAŞLARI

 

                       Savaşlar? savaşlar? savaşlar!?

Suriye, altı yıldır savaşın sallanan beşiklerinden biri oldu. Kadınlar, her savaşta olduğu gibi bu savaşta da mağdur olan taraf oldu. Kadınlar savaşlarda her zaman istismar edilerek köle pazarlarında satılırdı. Bu yüzyılda da gelenek bozulmadı. Kadınlar pazarlarda terör örgütü mensuplarınca alınıp satılıyor. DEAŞ,  İŞID işgal ettikleri yerleşim yerlerindeki kadınları zorla alıkoyarken erkeklere zulüm edip, öldürmeleri bu yüzyılın insanlık adına en utanç eylemleridir.

                 Savaşın acımasız yüzünü gören kadınlardan birkaç tane paylaşmak istedim.  On üç yaşındaki Suriyeli genç kadın yedi ay evli kaldığını kocasının DEAŞ militanlar tarafından öldürüldüğünü anlattı. Bir başka kadın DEAŞ militanlarının işkence yükselen çığalıklar kesilmeden Suriye ateş hattında sine maruz kaldığını söylerken, acımasızlığın hangi boyutta olduğunu gösterdi. Bir başka kadın da, DEAŞ militanlarının insanlıktan nasibini almayan mahlukatlar olduğunu söyleyerek, peçelerinin üzerine ikinci bir peçe takmaya mecbur edildiklerini göz yaşları içinde anlattı.

Bir başka kadın köle pazarında nasıl satıldığını ve satıldıktan sonra hayatının nasıl bir çıkmaza sürüklendiğini boğazına düğümlenen hıçkırıklar arasında tamamladı. Savaşın kadınları kendilerinden başka genç delikanlıların DEAŞ militanları tarafından nasıl pay edildiklerine tanık olduğunu söyledi. Genç bir kadın babasının yanından zorla alınıp satıldığını söyledi. Babasının karşı durmasına rağmen işkenceyle yanından alındığını anlatırken, birkaç gün sonra babasının bitkin bir halde geri getirildiğini söyledi.

              Savaşların insanlığa ne kattığını merak edip soran bu kadınlara verilecek tek bir cevap bile yok. Savaşta her zaman gülen tarafın silah tüccarları olduğu bir gerçek.  Tüccarlar yeni silahlarını bu pazarlarda satmanın mutluluğunu ve keyfini yaşarken, ölen ve yiten canları hiç düşünmez. Düşündüğü tek şey, silahlardan elde edecek olduğu paradır. Bunun  dışında hiçbir şey umurunda olmadığı gibi diğer canlar onlar için bir anlam taşımaz. Bir çocuğun bombalanan bir binanın enkazında kalmasından yada kurşunlara hedef olan bir kadının can vermesinden bir haber yaşayarak bankaya yatırılan dolar hesabının dışında hiç bir şey önem taşımaz.        

                Hayatlar? hayatlar!Yaşanması zor hayatlar. Her hayat hayallerle kendine yer arar. Kimi zaman bulur kimi zaman bulamaz.  

 Savaşlar insanlığı öldürür. Savaşların yarattığı kaos ortamları yaşamın güzelliklerinden insanlığı koparır. Kendine zorbalığı adet edinir.

                Savaşın gözyaşları hiç dinmez. Her daim akar. Çocukların ve kadınların savaş dönemlerinde yaşadıkları olumsuzluklar,  ömürlerinin sonuna dek sürer.  Savaşın ortasından çıksalar bile üzerlerinden o esrarlı örtüyü kaldıramaz.

Savaşın ağır yükü altında ezildikçe ezilen insanlar nefes almak için başka ülkelere mülteci olmak için yola çıkıyorlar. Ne yazık ki bir kısmı bu yolculukta hayatlarını kaybediyor. Geriye onlardan sadece birkaç özel eşyası dışından hiçbir şey kalmıyor.   Denizin gri suları altında yok olup gidiyorlar.