DUYGU KARAHASANOĞLU


SAKLANAN DÜNYA

Öyle anlar vardır ki, ne sözler ne de düşünceler yeterli olur. Engin denizlere dalıp gidersiniz. Akıntının, dalgaların sürüklediği yere varıncaya kadar tek düşünceniz ayakta kalmak olur.


 

 

 

                                                   SAKLANAN DÜNYA

 

                      Öyle anlar vardır ki, ne sözler ne de düşünceler yeterli olur. Engin denizlere dalıp gidersiniz. Akıntının, dalgaların sürüklediği yere varıncaya kadar tek düşünceniz ayakta kalmak olur. 

Küçükte olsa bir kara parçasına tutunduğunuzda, dünyalar sizin olduğuna, canlı kaldığınıza sevinirsiniz. Gözlerden uzak olmak sizi mutlu edip etmediğini daha sonra anlayacaksınız. Gerçek ve düş o anda benliğinizi tüm kuvvetiyle sarmıştır. Bir kara parçasında yapayalnız, kimsesiz ve çaresiz olsanız da, yalakaların, dolandırıcıların uzağında olmak sizi ziyadesiyle mutlu ettiği gerçektir.

                      Toplumun hangi yöne akış sağladığı sürekli gündeme gelerek, yorumlar yapılır. Ancak çıkış yolu bulmakta zorluk çekilir.  

Saklanan dünyada kimler yaşamıyor ki! Her düşünceye sahip, insan topluluklarıyla karşılaşmak mümkündür. Bunlar nasıldır? Bazıları iki yüzlü, yalaka, menfaatçi vb. bazıları da, umursamaz görünümlü ancak içten içe kıskançlık hislerine sahip olan gruplardır. Bu gibi insan gruplarının toplumda her türlü suç işlemeye açık olan gruplar olduğunu rahatlıkla söyleyebilir. Son yıllarda artan cinsel istismarın temelinde bu insan grubuna girenlerin olduğu açıkça ortadadır.

Kişilik bozukluğu ailede başlar, çevreyle beslenir sonra da, kişinin karakteri olup çıkar. Durup dururken şiddet olmaz. Şiddeti de tetikleyen etkenler mevcuttur. Bir insanın iç dünyasında yaşadıkları bilinmese de,  hareketleriyle dışa yansıtmaktadır. Düşünceler deryasında kayıp gitse de, hayatın gerçekleri yüzünde ışık gibi parlamaktadır.

Son yıllarda yalakacıların, menfaatçilerin sayısı iyice arttı. Bırakın yalakacıları iki yüzlülerde de, son derece artış görüldü. Adam birinin arkasından her türlü hakareti,  küfürlü sözü sarf ediyor, daha sonra yanına gidip, sohbet ediyor. Hiçbir şey olmamış gibi davranış sergiliyor. Birlikte çay içip muhabbet- ediyorlar. Bir saat önce onun hakkında küfürlü konuşan sanki o değildi.     

Menfaatçilerinde dozu iyice arttı. Bir yerden menfaat azcık da olsa görse, yapmadığı şaklabanlık kalmıyor.  Yeter ki, kafasında ki düşüncesi gerçekleşsin. Gerisi boş gelir. Bir söz vardır. Vatan mevzu bahisse gerisi teferruattır. Bugünlerde bu sözün yerini, menfaat mevzu bahisse gerisi teferruattır aldı.