SAĞLIKLI BESLENME
Sağlıklı yaşamanın en başta galen koşulu sağlıklı beslenmedir.
Can boğazdan girdiği gibi boğazdan da çıkar.
Bu konu üzerinde ne kadar kafa yorsak azdır.
Konu tamamen bizim sağlığımızla ilgilidir. Lafa sıra gelince herkes her işin başı
sağlık der de uygulamada ne yazık ki tam bunun karşıtı gerçekleşir.
Neden acaba ?
Çünkü ülkemizde uygulanan sağlık sistemi yanlıştır.
Nasıl mı?
Bakın açıklayalım .Başta iki türlü sağlığa bakış var. Önce insani hasta edeceksin
sonra iyileştireceksin.Bu birincisi. İkincisi ise insani hasta etmeden O´nu sağlıklı
tutmaya çalışacaksın
Birincisi masraflı bir sistemidir, ilâç sanayicilerinin , hastayı bir müşteri gözüyle
görmek isteyenlerin sistemidir.Bol para kazanmaya yarar.
İkincisi ise insanın direkt yaşam koşulları ile ilgilidir, iyi besleneceksin, dinleneceksin,
kaliteli yaşayacaksın, doğadan ayrılmayacaksınız.O zaman kolay kolay sağlığın
bozulmaz.
Uygarlıkta yol kat etmiş ülkelerde bu yöntem uygulanıyor, onun için sağlıklı yaşıyorlar.
Diğer bir konu da kaliteli beslenmek için de kaliteli gıdalar almak lazım.
Kaliteli yağlar, kaliteli sebzeler, kaliteli meyveler, etler vb.
Oysa günümüze baktığımızda bu tip kaliteli gıdalara ulaşmak da çok mümkün
gözükmüyor.
Hepsinde hile hurda, örneğin tereyağ Maçka´mız bir tereyağ memleketidir, en azından
yakin geçmişimizde böyleydi.Şimdi böyle mı acaba?Maçka´ya tereyağ nerden geliyor
acaba?Bir araştırır mısınız, yaylalardan mı, ya da merdiven altlarından mı?
Gıdaları seçmek bile bir bilinç işi oldu.
İşin kolayını bulmuşuz, hata oldun mu doğru doktora, doğru hastaneye, oradan da
eczaneye.
Bir de herkesin ağzında "Efendim ben falan yemeği sevmem, ben şu yemeği severim."
İyi has da senin o yemeği yemek için ona âşık olman gerekmez, ama o yemek
senin sağlığın için gereklidir.
Örneğin ben ıspanağı pek severek yemem, damak tadı olarak, ancak tulumba
tatlısına ise bayılırım, peki ben şimdi her gün tulumba tatlısı mı yemem gerekir?
Doğru beslenme alışkanlığı çocukluk çağlarında başlar, yaşam boyu da devam eder
gider.
Doğru beslenme konusunda devlete, aileler, özellikle annelere çok büyük iş düşüyor.
Bunu kimse göstermelik olarak yapmasınlar, inanarak, yapsınlar.
Biz çocukken okullarda yerli malı haftaları kutlandık, okullarda güzel,ülkemizin
güzel yemişlerini, fındıklarını, fıstıklarını, incirlerini , çeşit çeşit meyvelerini getirip
sergiler ve birbiriyle paylaşıldık, hatta öğretmenlerimiz bize sağlıklı yemek pişirmeyi
öğretirlerdi.
Nerde o günler şimdi?
Çocuklarımız ne idüğü belirsiz gıdalarda besleniyor, patates cipsleri, renkli renkli
uyduruk şekerlemeler, hele hele o kolalı içecekler..
Çocuklarınıza kıymayın anneler, onların doğru beslenmelerine önem verin, onun
için de önce kendiniz doğru beslenmenin ne demek olduğunu öğrenin.
Şu televizyonlara çıkan Canan Karataylara, Osman Müftüoğlu ´na azıcık kulak verin,
Ne diyor bunlar, nedir bunların derdi zoru?
Doğru beslenmek zor değil, pahalı da değil sadece alışkanlıklardan kurtulmak zor.