Fatma Karahasanoğlu


NEREYE GİDİYORUZ

Hayvan haklarına saygısızlık pes dedirtecek boyutlara geldi. Horoz dövüştürmek her ne kadar yasal olmasa da, bazıları için vazgeçilmezler arasındadır.


                                               NEREYE GİDİYORUZ

 

 

                        Hayvan haklarına saygısızlık pes dedirtecek boyutlara geldi. Horoz dövüştürmek her ne kadar yasal olmasa da, bazıları için vazgeçilmezler arasındadır.

Ortaçağda gladyatörler vardı.  Bahisçiler devreye girerek, ortamı daha da kızıştırırlardı. Dövüş yapacak olan alanlar dolup taşardı. İnsanlıktan nasibini alamayan bu tip insanlara, ne yazık ki her dönemde  rastlamaktayız.  

                              Bir kumar çeşidi olan bahis günümüzde de, oldukça ilgi görmektedir. Bazen ölümüne yapılan dövüşler de, ortaya konulan paranın haddi hesabı yoktur. Düşünülen tek şey paradır. Dövüşen düşünülmez.

                             Haber kanalını izlerken, bir haber dikkatimi çekti. Kanatlı hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneğinin Lokalinde horoz dövüşü yaptırılıyordu. Polis baskınıyla ortaya çıkan bu haberin ilginç tarafı Kanatlı Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneğinin lokali olmasıydı. Horozlar sadece dövüştürülmüyor,işkenceye ediliyordu. Bazı horozların daha iyi, dövüşmesi için elektrik şok veriliyordu.         

Bu nasıl bir insanlık? Hayvanlara resmen işkence ve eziyettir. Para kazanacaksınız diye o hayvanların suçu ne? Onları dövüştürenler kadar horozların dövüşünü izlemek için oraya gidenlerde suçludur.

Bu kadar para hırsı nedir? Sen para kazanacaksın diye o hayvanların yaşama hakkını gasp edeceksin. Üstelik kanatlı hayvanları koruma ve yaşatma derneğinin yöneticisi olursan.

                            Hayat şartları ne olursa olsun insanlar kendilerine öz eleştiri yapmalıdır. Çoğu zaman edilen şikayetlerin başında ; ?hep ben mi yapacağım.? Gelmektedir.

            

                                                                     ***

                             Tahammülsüzlük aldı başını gidiyor. Kimsenin kimseye ne  sabrı, ne de tahammülü kaldı.. En küçük olay karşısında kıvılcıma benzin döker gibi parlayan  insanlarla sıkça karşılaşmaktayız.  Evde, sokakta, akan trafikte vb. gibi yerlerde. Sabırsızlık ön plandadır.  Özellikle trafikte yol verme, çoğu zaman şiddetle sonuçlanmaktadır. Öyle ya, aracında silah demir çubuk, kesici aletler taşıyanlar, savaşa gider gibi önüne çıkan her olay karşısında şiddete baş vurmaktadır.

Havada uçuşan küfürler, namludan çıkan kurşunlar. Tüm bunların alt yapısı eğitimsizlik, tahammülsüzlük ve sabırsızlıktır. Eğitim olmadan hiçbir şey olmaz.  toplumun kanayan yarası da, işte burada saklıdır. Kendini eğitimli sananlar, eğitimsizle aynı kefededir.

Siz siz olun, sabrınızı, öfkenizi kontrol altına alın.