DUYGU KARAHASANOĞLU


MİSAFİR RIZKIYLA GELİR

Çiftçinin biri Cuma vakti, eşeğiyle değirmene gider.


                                 MİSAFİR RIZKIYLA  GELİR

 

                           Çiftçinin biri Cuma vakti, eşeğiyle değirmene gider. Buğday çuvallarını indirir indirmez eşek kaçıp gözden kaybolur. O sırada ezan okunmaya başlar. Çiftçi ne yapacağını şaşırır, eşeğin arkasında mı, yoksa namaz için camiye mi gideyim diye düşünür. Sonunda camiye gitmeye karar verir. Komşusu hışımla yanına gelir. Tarla sulama nöbetinin kendisine geldiğini söyler. Çiftçi, bir kez daha şaşırır. Cuma namazına mı, eşeği aramaya mı, yoksa tarlayı sulamaya mı! Çiftçinin  aklına Cuma süresi gelir. Ve camiye gitmeye karar verir. Namazdan sonra yüreğine ferahlık gelir. İyi ki camiye gittim diye kendi kendine düşünür.  Eve vardığında yarım kalan tüm işlerinin hal olduğunu görür.  Buğdaylar öğütülmüş, ekmek pişmiş ve sofra kurulmuştu. Eşine bunların nasıl olduğunu sorar.  Eşi de anlatmaya başlar. ?Senden sonra değirmene komşu gitti. Bizim buğdayları öğütüp bize gönderdi. Eşek kendiliğinden geldi. Tarla sulamaya gelince, komşu tarlasını fazla sulayınca su taştı. Bizim tarla sulandı.?

               Misafirperver bir sahabe vardı. Hanımı ise her gün kocasının yanında bir kaç misafirle gelmesine artık tahammül edemez olmuştu. Birkaç defa kocasına:  ?Sen her gün birkaç misafirle geliyorsun, gelen misafirler, çocuklarımızın rızıklarını yiyorlar.? Dediyse de kocası, her gün yanında birkaç misafir getirmekte ısrar ediyordu. 
Kadın sahabe dayanamayıp, Resûlullah ´a şikâyete karar verdi: 
 ?Ya Resûlullah´ı Kocam her akşam eve birkaç misafir getiriyor, kocamın kazandıkları hep misafirlere gidiyor. Bir gün hastalanırsa, açlıktan ölmekten korkarım?, dedi. 
Peygamber efendimiz(s.a.v.) kadının kocasıyla konuşur;Adam: ?Ben misafirsiz edemem! Soframda misafir olması, bana neşe ve bereket veriyor.? Dedi.  
Bu sefer Peygamberimiz (s.a.v.) kadına, bundan sonra fazla değil, bir misafire razı olup olmadığını sordu. Kadın buna da razı değildi: ?Ben çocuklarımın rızkını başkalarının yemesine rıza gösteremem?, diyordu. 
Adam hiç olmazsa bir misafirde ısrar edince; kadın boşanmaktansa bir misafire razı oldu. Fakat o akşam üzeri beyinin, yine eve iki misafirle geldiğini gördü. Kadın sinirlenmişti, içi rahat değildi. Yemek hazırlamak için mutfağa girdi, üç kişilik yemek hazırlayıp tepsiyi kocasına verdi. Biraz sonra da misafirlerden birinin çıkıp gittiğini gördü. Hazırlanan yemeklerden biri yenmemişti. 
Kadın kocasına:  ?Misafirin biri niçin yemek yemeden çıkıp gitti?? diye sordu. 
Adam, ikinci misafirin farkında değildi: ?Sen hangi misafirden bahsediyorsun. Ben bir misafirle geldim, o da içerde işte diye cevap verdi.? 
Kadın çok iyi görmüştü. Misafirin birisi yemek yemeden çıkmıştı. 
Bu münakaşanın içinden çıkamayacaklarını anlayan karı - koca, hemen Hz. Muhammed´in yanına gittiler ve durumu anlattılar... 
Onları dinleyen Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu;  ?Evet! Eve iki misafir gelmişti. Fakat bunlardan birisi hakiki insan değil, insan suretine giren rızıktı. Allah (c.c.) hanımını akıllandırmak için rızkı insan kılığına sokmuştu.Hanımının ise, yine misafirler için bir miktar rızkı gözden çıkarıp hazırladı, ama o rızık, eksilmedi.? 
.