MEHMET ÇAKMAK YA DA APOCULAR
Kimdir Mehmet Çakmak, neden O´nu yazma gereği duydum,O´nu yazmak
bugün yaşanan süreci ne kadar ilgilendiriyor?
Bu sorunun yanıtını merak edenler lütfen bu yazıyı okusunlar.
Mehmet Çakmak öncelikle bir öğretmendir.Fakat sadece abc öğreten bir öğretmen
değil toplumu bilinçlendiren bir öğretmen.Ülke sorunlarıyla ilgilenen, çözüm arayan,
halkının mutluluğunu düşünen, onun için çaba gösteren, bir öğretmenden ziyade
bir toplum önderi.Elbette ki tek başına değil kendisi gibi düşünenlerle beraber olan
onlarla birlikte hareket eden örgütlü ve örgütçü bir önder.
Mehmet Çakmak´ı ben bundan yaklaşık kırk yıl önce o zamanki TÖB-DER´li öğretmenlerin Ankara´da düzenlediği bir toplantıda tanıdım.Görünüşte halim
selim,esmer, kara kuru bir Kürt delikanlısı .Diyarbakır´ın Lice ilçesindendi. Kendisi Kürttün ama Kürtçü değildi.
Halkların kardeşliğini savunuyordu.Ona göre Kürt emekçi halkıyla , Türk emekçi
halkının aralarında hiç bir çelişki yoktu, hepsinin çıkarları, sorunları ortaktır.
Yani Lice´deki köy emekçisi Hacel anayla , Maçka´nın Mulagasında yaşayan
Hatice ananın aralarında en ufak bir anlaşmazlık olamazdı, olsa olsa giyim kuşam
dil , örf, adet gelenek , görenek , dil farklılıkları olabilirdi.Onlar da ortak bir milletin
ortak paydası altında birleşince halledilmeyecek sorunlar değildi.Bunun için kavga etmeye birbirini boğazlamaya gerek yoktu.Bizim ayrılıktan çok birleşecek noktalarımız vardı.Ortak düşmanımız bizi sömüren, ileri gitmemizi engelleyen, bizi cahil bırakan ağalar, şeyhler, şıhlar, derebeyleri gibi ortaçağ kalıntıları ve onları besleyen ayakta tutan dış sömürücü güçler:ABD, AVRUPA gibi batılı emperyalist güç odakları.
Onlara karşı güçlerimizi birleştirip onları başımızdan defettikten sonra
bizler kendi aramızdaki ufak tefek ayrımızı gayrimizi uzlaşarak çok rahat halledebilirdik.Nitekim büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk de aynısını
zamanında yapmamış miydi.
Kısaca böyle düşünüyordu, Mehmet Çakmak ve arkadaşları, yani bizler.
Yani vatanın birliğini, bütünlüğünü, Türkiye´de yaşayan tüm halkların kardeşliğini
savunuyorduk.Sadece Türkiye´de değil bütün dünyada din, dil, ırk. renk ayrımı
gözetmeksizin bütün mazlum milletlerin kardeşliğini savunuyorduk.Bunu için de
bedeller ödüyorduk o dönemlerde.Mm.
Nitekim 1978´in bir kış ayında, Ocak ya da Şubat olabilir, bir akşam televizyonda
haberleri izlerken Mehmet Çakmak´ın Diyarbakır´da öldürüldüğü haberini aldık.
Kim vurdu, niye vurdu?
O zaman bir Apoculuk modası vardı, bütün ülke onunla çalkalanıyordu, hangi
gazeteyi eline alırsan al Apocular şöyle, Apocular böyle diye göklere çıkartılıyordu.
Sanki Apocular kutsal birer varlıkmış gibi topluma lanse ediliyordu, astıkları astık,
kestikleri kestik.Ne askerin ne polisin onlara karşı mücadele etme şansı hiç
yokmuş gibi.Güney Doğuda halkın birliği, kardeşliği diyen herkes onların boy hedefindeydi.Dönemin egemen güçleri Güney Doğu´da Kürtü Kürte, Batıda ise
Türkü Türk´e kırdırıyorlardı.
Mehmet Çakmak´ı da onun gibi nicelerini de o dönemin Apocuları öldürmüşlerdi.
Sonradan o dönemin Apocuları 12 Eylül askeri yönetiminden sonra , biraz da o
Amerikancı yönetimin baskıcı, kanlı uygulamalarını bahane edip siyasi partiye
dönüşerek PKK adını aldı, ayrılıkçı bir harekete dönüştü.
O günden bu güne arkalarında kimlerin olduğu, kimlerin besleyip
bu duruma getirdiği, artik gün gibi açık.Bilmeyene, bilmek istemeyene, isteyene
açıkça belirtelim:ABD, AB ve SİYONİZM (İsrail)
Mehmetçik bugün Suriye´de hainleri temizlemek için bu güçlerle aslanlar gibi savaşıyor.Emperyalizm bölgemizden kovuluncaya kadar da bu savaş devam edecek.
Ancak ondan sonra bölgemizde barış gülleri açabilecek ve bizler türkülerini söyleyebileceğiz, motorları da maviliklere sürebileceğiz.