Fatma Karahasanoğlu


KORKU ŞİDDETİ GETİRİR

Neden korkarız? Korku nedir? Korku, her zaman şiddeti getirir.


                           KORKU ŞİDDETİ GETİRİR

 

                 Neden korkarız? Korku nedir? Korku, her zaman şiddeti getirir. Korkulan yada korkutulan eylemlere bakıldığında karşımıza nelerin çıktığını analiz ederken, korkunun yarattığı etkenleri de, bilmekte fayda vardır.

 Korkuyla büyütülen bir çocuğun korkuyla büyütülmeyen bir çocuk arasında oldukça fark vardır. Bu farkı her alanda görmek mümkündür. İler ki yaşlarda korku kendini daha değişik versiyonlarda gösterir. En küçük olay karşısında şiddete baş vurulur. Korkutularak büyütülen bir çocuk yetişkin olduğunda şiddet yapmayı kendinde hak görür. Şiddetin  her türlüsü ona göre normaldir. Çünkü küçükken aldığı eğitim buna göreydi.  Çevresinde olan bitenleri kendi yaşayışına göre değerlendirdiğinde yaptığı eylemlerde aynı olur.

Korkunun ecele faydası yoktur. Fakat insanların içine korku yerleştiğinden bir daha çıkması mümkün olmuyor.

Gelişigüzel hayatlarda çekilen en büyük sıkıntı budur.  Rast gele evlenen çiftlerin dünyaya getirdiği çocuklar o çiftin birbirlerine davranış şekilleriyle şiddet ortamında büyümesine neden olur. O çocuk hangi okula giderse gitsin ne kadar yüksek tahsil alırsa alsın şiddet ortamında büyüdüğünden çevresindekilere şiddet yapması ona göre en doğal hadiselerden biridir.

                Herhangi bir böcekten korktuğumuzda hemen onu öldürmeyi düşünürüz. Bu akrep olur, fare olur, yılan olur. Vs. o anda ilk baş vuracağımız, onu öldürmektir. Bu da  diğer bir canlıya uyguladığımız bir şiddettir. Bu şiddet ne için yapıldı? o canlıdan korktuğumuz için.

 Demek ki, korku şiddeti getiriyor. Peki bir insan, diğer bir insanı ne için öldürüyor? Ondan korktuğu için mi? Yoksa şiddet içerisinde yetiştirildiği için mi?  Bu yorumu size bırakacağım.             İki arkadaş uzun bir yolculuğa çıkar. Yol uzun olduğundan bir handa gece konaklarlar. Atlar hanın ahırına bağlanır, kendileri de hanın bir odasında dinlenmeye gider. Fakat her ikisi de, birbirlerine güvenmez. Ve uyumaz. Sabaha kadar gözlerini kırpmadan öylece yataklarında yatarlar. Gün ışıdığında aynı anda ellerinde bir bıçakla yataktan kalkarlar. Her ikisinde gözleri  fal taşı gibi açılmıştır. Biri diğerine, ?o bıçakla beni mi öldürecektin.? diğeri; ?sen o bıçakla beni mi öldürecektin?? bir an susarlar. Sonra ikisi birden ?evet? der.