DUYGU KARAHASANOĞLU


İNSANLAR VE SAVAŞLAR

ABYB´nin Kahramanmaraş´ta ki, üç günlük toplantısına katılmak için Trabzon´dan karayoluyla yola çıktım


                                                  

                                    İNSANLAR VE SAVAŞLAR        

                    ABYB´nin Kahramanmaraş´ta ki, üç günlük toplantısına katılmak için Trabzon´dan karayoluyla yola çıktım. Otobüs, Gaziantep arabası olduğu için Kahramanmaraş otogarına girmedi. Bizi Narlı´da bıraktı. Narlı Kahramanmaraş´a  35 km  uzaklıkta olduğundan bizi servis arabası aldı. Bir müddet servis aracıyla  gittikten sonra ABYB Kahramanmaraş Şube Başkanı Gökhan Şahin, bizi arabasıyla aldı.  Aynı zamanda Flaş gazete sahibi olan Şahin, önce bizi gazeteye götürdü. Burada kahvaltı yaptıktan sonra dinlenmek için konaklayacağımız otele gittik. Burada bir gece kalacağımızı daha sonra gelecek olan kafileyle başka otelde konaklayacağımızı da bize söyledi.  

                  Trabzon´dan toplantıya üç kişi katıldık.Bir kaç saat odalarımızda dinlendikten sonra Şahin, bizi alarak önce yemeğe ardından Kahramanmaraş´ı kuş bakışı gören terasa götürdü. Hava soğuk olmasına rağmen yediğimiz dondurma fazla dokunmadı.

Çarşamba ve Cuma günleri cafede canlı müzik yapan Bayram Kara´yı dinlemeye gittik. Ardından Şahin´in çok met ettiği kelle paça içtik.

                    Sabah kahvaltı yaparken, diğer illerden gruplarda birer ikişer gelmeye başladı. Hoş beşten sonra ziyaretler yapıldı. Ardından geziler başladı.

                    Kahramanmaraş´ta kapalı çarşıya gitmek için sabırsızlanıyordum. Trabzon´a benzerliğinin olup olmadığını merak ediyordum. Birkaç tane tarihi binayı gezdikten sonra kapalı çarşıya giden dar sokağa girdik.

    Karşımıza Saçaklızade Vakfı çıktı. Binanın yan tarafında sıraya giren Suriyeliler dikkatimi çekti. Yaklaşık kırk kişiydiler. Her birinin duruşu aynıydı.  Onlar Türkçe bilmiyor bende Arapça bilmiyordum. Anlaşmak istediysem de, anlaşamadım. Ancak içlerinden bir tanesi kırık bir Türkçeyle sadece yemek diyebildi. Her biri aynı anda Arapça olarak bir şeyler söyledi.

Kadınların korkuya karışık söylenmeleri beni de, rahatsız etmişti.   Kadınların yanından ayrıldıktan sonra civardaki esnaflara durumlarını sordum. Esnaflarda durumdan pek memnun değildi.  Kadınların ses tonları bir çok şeyi aslında anlatmıştı.

Vakıftan üç öğün yemek alan bu insanlar tam yedi yıldır aynı durumda.  Ülkelerinin geldiği bu durumdan hiç de hoşnut değiller. Ama yapacak bir şeyleri de yok. Yedi yıldır ateş altında olan Suriye´de kanlı göz yaşlar hiç dinmedi. Her defasında fitili ateşleyenler yeni fitilleri yakmak için bir kez daha sıraya girdi.

               Türkiye Suriye´ye kayıtsız kalmadı önce sınıra dayanan masumları içeri aldı. Onları kamplara yerleştirdi.  Dile kolay! Tam üç buçuk milyon insan.

                   Suriye´de akan kanın bir an önce durması gerekmektedir. Türkiye, sadece kendi sınırlarını  temizlemiyor. Suriye´de terör örgütleri tarafından işgal edilen köylerdeki teröristleri de temizliyor. Neden? Vatanlarından kopartılan masum sivil halkın yeniden evlerine dönmeleri için.

Son olarak Türkiye zeytin dalı operasyonuyla 20 Ocak´ta düğmeye bastı. Terör yuvaları tek tek imha ediliyor. Mehmetçiğin destan yazdığı bu operasyonda  ne yazık ki üç şehit verdik.

Türkiye kararlı tutumunu göstermek zorundadır. Sınırında bir terör koridoru oluşmasına izin veremez. Afrin´in Türkiye sınırına yakın oluşu her daim tehdit  unsurudur. Taciz ateşlerinin yanı sıra roketlerin düşmesi, bu bölgenin  temizlenmesinden sonra bir daha gündeme gelmeyecek.  

                   Kahramanmaraş´ta üç günlük gezinin  ardından hafızamda kalan  Saçaklızade Vakfında yemek kuyruğuna giren Suriyeliler oldu.  Eminim onlarda ülkelerine dönmeyi umut ediyorlar.