DUYGU KARAHASANOĞLU


GÜLEN YÜZLER, AĞLAYAN YÜREKLER

ABD, Ortadoğu´da ki ateşin düşmesini hiç istemiyor.


                                   GÜLEN YÜZLER, AĞLAYAN YÜREKLER

                    

                      ABD, Ortadoğu´da ki ateşin düşmesini hiç istemiyor. Bu seferde Tel Aviv´de ki Büyükelçiliğini  Kudüs´e taşıdı. Büyükelçiliğin açılışını protesto eden Filistinlilerin üzerine ateş eden İsrail askerleri genç, yaşlı, kadın, çocuk demedi. Her biri ölüm çığlığı içerisinde ebedi hayata giderken, Trump´ın kızı ve damadı açılışta gülerek kameralara poz verdi. Bir tarafta gülen yüzler, diğer tarafta ağlayan yürekler!.  

Filistinliler davalarında haklı olduklarını ne zaman anlatmaya çalışsalar, İsrail askerlerinin ölüm kusan  kurşunlarıyla karşılaşıyorlar. Filistinlilerin elinde silah  olmamasına rağmen İsrail askerlerinin orantısız güç kullanması akıllara durgunluk veriyor.    

                 Başta Türkiye olmak üzere dünyanın bir çok yerinden kınama mesajları yağmur gibi yağdı. İsrail, Hamas´ı sorumlu tutması da olayın bir başka boyutu. Yıllardır Gazze´de ölüm saçan İsrail, yetmişinci kuruluş yıl dönümü olan 14 Mayıs günü Amerika büyükelçiliğinin Kudüs´e taşınmasının açılışında   yine ölüm kustular. Yetmiş yıldır Filistinlilere zulüm eden İsrail, kana doymuyor. 

Bir zamanlar Ariel Şaron, köpek balığı gibi kanla yaşıyordu. Bugün ebediyete intikal edenler arasında. Bugünde Netanyahu´da aynı yoldan ilerliyor.

Aslına bakılırsa, o toprakların asıl sahipleri Filistinlilerdir. İsrail  o topraklarda işgalci durumundadır. Kudüs kutsal bir şehirdir. Müslümanlar için bu şehir daha da kutsaldır. Mescidi Aksa ilk kıblemiz Kudüs´tedir. Peygamber Hz. Muhammed, Miraca Mescidi Aksa´da yükseldi.

                   Ne var ki, İsrailli yöneticiler bunu idrak edemeyecek kadar kör ve sağırdır. Bildikleri ve yaptıkları  tek şey masumları öldürmektir. Orantısız kullandıkları güç de ortadadır. Filistinliler ellerinde bayrakla büyük elçilik açılışını protesto ederken, İsrailli askerler, keskin nişancılar gerçek mermiyle karşılık verdi. Altmıştan fazla Filistinli hayatını kaybederken, üç binden fazla Filistinlide yaralandı. Ancak ABD, yine İsrail´in haklılığından yana söylemlerde bulunuyor.

ABD, giderek yalnızlaşınca, ne yapacağını şaşırmış durumda. İsrail´in o bölgelerde tek söz olmasını istediğinden bir gün İran´a saldıracağını açıklıyor, bir gün Irak´ın bölünmeyeceğini bir başka günde Suriye´de DEAŞ´la mücadele edileceğini kendi üslubuyla söyleyen Trump, kendi halkı tarafından bile kabul görmüyor. Nasıl bir seçimle geldiği ortada. Rusya´nın parmağı olduğu her defasında dile getiriliyor.  Rusya, seçimlerde Trump´ın başa gelmesini sağladı. Bu gerçeği herkes biliyor. Ancak Suriye´de olanları da görmezlikten gelmek  mümkün değildir. Beşar Esad, Rusya´yı yardım için ülkesine davet ederken, ABD, Suriye´ye hangi davetle girdi?

Bunun cevabı hala bulunamadı.