Fatma Karahasanoğlu


GEL KAHVENİ İÇ

Selamlaşmak, hal hatır sormak insanlık görevlerinin başında gelir. Ne yazık ki, selam alıp vermek unutulmaya yüz tuttu. Bir güler yüz göstermeyi, çok görenlerin sayısı artmaya başladı.


                                     GEL KAHVENİ İÇ

 

                  Selamlaşmak, hal hatır sormak insanlık görevlerinin başında gelir. Ne yazık ki, selam alıp vermek unutulmaya yüz tuttu. Bir güler yüz göstermeyi, çok görenlerin sayısı artmaya başladı.

İki  ay önce İngiltere´de seksen yaşında bir adam, intihar eder. İntihar etmeden önce yazdığı mektup oldukça ilginçti. ?evimle köprü arasında iki kilometre mesafe bulunmakta. Köprüye kadar yürüme gittim. Yolda rastladığım insanların bir tanesi yüzüme gülümseseydi, intihar etmeyecektim.?

Demek ki; gülümseme, hal hatır sorma ne kadar önem taşıyor. Bunun farkında bile değiliz. Sokağa birlikte çıkalım. Herkeste bir telaş bir telaş. Kimi borçlarının telaşında, kimi de alacaklarının heyecanında. Kimi de, avare avare dolaşmanın peşinde. Yüzler, somurtkan, kaşlar çatık, gözler yabani, dudaklar hırçın, burun delikleri kızgın boğayı andırmakta. Kollar iki yana sarkık.

Adamın biri dükkanın önünde kahvesini yudumlarken, kapı komşusu hızla adımlarla yoldan geçmekteydi. Kahve içen adam; ? hey komşu, gel bir kahve ısmarlayayım, birlikte içeriz.? İşine koşan adam, kısa kesik cümleler kurarak; ?yok ben işe gideyim. Bitirmem gereken çok işim var.? Kahve içen adam; ?gel, gel arkadaş. Büyükbaban ne iş yapıyordu? Şu dükkanda yorgancılık. Baban ne iş yapıyordu? O da o dükkanda yorgancılık. Sen ne iş yapıyorsun? Sen de onların işine devam ediyorsun. Demek ki, iş bitmez. Gel kahveni iç.?

                   Dünya işi bitmez. Ne yapılırsa yapılsın, yarına mutlaka iş kalır. Dünyanın ne cefası, ne sefası biter. Bugünü yaşıyorsan, ne mutlu sana. Dün geçti bitti. Yarını bilmediğine göre bugünü yaşayacaksın.  Yaşarken de, çevrende olan biteni göz ardı etmeyeceksin. Komşunun, dostunun, akrabanın halini hatırını, sormayı ihmal etmeyeceksin. Selam vermeyi ve selam almayı alışkanlık haline getireceksin. Asansörde, somurtkan bir yüz değil, güler yüzle komşunun yüzüne bakacaksın. Sokakta, hiç tanımadığın birine bile selam verip, selam alacaksın. Haramdan, gıybetten, dedikodudan uzak duracaksın. ?Falancının şu su var, falancının busu var.? Dünya mallarıyla ilgilenmek yerine ahiret hayatına ne getireceğinin hesabını yapacaksın.

Adamın biri, mezarını kazmaya başlar. Toprakları özenle öteye beriye  dağıtır. Hz. Ebubekir,  adama ne yaptığını sorar. Adam, gayet sakin, bir sesle;  ?mezarımı hazırlıyorum.? Der. Hz. Ebubekir, ?sen kendine mezar hazırlayacağına, kendini mezara hazırla.? Der.