Fatma Karahasanoğlu


GEÇMİŞTEN BUGÜNE

Hayat şartlarınız,nasıl olursa olsun geçmişten günümüze geldiğinizde biraz burukluk yaşarsınız. Bu da insanlık gereği bir durumdur. Kısacası insanlığın doğasında olan bir şeydir.


                              GEÇMİŞTEN BUGÜNE

 

                  Hayat şartlarınız,nasıl olursa olsun geçmişten günümüze geldiğinizde biraz burukluk yaşarsınız. Bu da insanlık gereği bir durumdur. Kısacası insanlığın doğasında olan bir şeydir.

Doğarsınız, yaşarsınız ve ölürsünüz.

                  Türkiye Yazarlar Birliği Trabzon Şubesi 15 yılını geride bıraktı. On beş yıl içerisinde kimler geldi, kimler geçti. Biraz on beş yıl öncesine dönelim.

Yıl 2003, aylardan Haziran ayı. Türkiye Yazarlar Birliği Trabzon Şubesi kuruluşu için çalışmalar yapıldı. Haftada bir yapılan toplantılarda izlenecek yollar, gidilecek rotanın neresi olacağı hususunda bilgi alış verişi yapıldı. Ziyaretler, art arda geldi. Dönemin valisine, rektörüne,belediye başkanına, gazete imtiyaz sahiplerine, televizyon yöneticilerine kadar bir çok ziyaretler yapıldı.  

Herkes, kendine göre  fikir beyan  ederek, derneğin bir an önce Trabzon´a kazandırılması gerektiği vurgulandı.

Geçici yönetim kurulunun ardından Türkiye Yazarlar Birliği Trabzon Şubesi ilk genel kurulunu 2003 yılının Aralık ayında yaptı. Yeni yönetim kurulu görev dağılımından sonra çalışmalara büyük bir şevkle devam edildi.

               Türkiye Yazarlar Birliği Trabzon şubesi, 29 Aralık 2018 tarihinde on beşinci yılını mütevazi bir şekilde kutladı. Hazırlanan slaytta on beş yıllık program gözler önüne serildi. Üyeler, başkanlar, ziyaretler, imza günleri, kahvaltılar gibi bir çok etkinlik peşi sıra gözler önünden geçip gitti.

Mevcut başkan Kamuran Tuna, önceki yönetimlere teşekkür ederken, böyle bir derneğin başkanı olmaktan her zaman gurur duyduğunu söyledi.

              Yazara, gazeteciye ne yazık ki yeterince değer verilmemektedir.  Bu da bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.  Okuma oranının giderek düştüğü ülkemizde sanal alemde dolaşanların sayısı da arttı. Bir tuşa basarak, istenilen bilgiler masa üzerine geliyorsa, bu bilgilerin bir çoğu yalan yanlışsa, söylenecek fazla söz de yoktur.

Tüketen bir toplum olduğumuz için bir çok şeyi de erkenden tüketiyoruz. Bunların bir çoğunu marifet sayıyoruz. Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek zorundadır.

Son yıllarda artan dernek kurma sevdası da, anlaşılır gibi değil. Adam tencere tava satar ama  yazar olduğunu iddia eder. Adam,  emekli olur kendisine hobi olarak yazarlığı seçer.  Kalitenin nasıl düştüğü de, ortadadır.

Ayaklar baş olunca, çekilen sıkıntılar da böyle olur! Bilgi donanımı olmayanların kitap yazması nasıl olur? Yukarıda, okuma oranının düştüğünü yazmıştım.  Hiçbir donanımı olmayanlar; kitap yazarsa, okuma oranı daha da düşecek.

Birileri i buna dur demeli. Kütüphanelerden çalınan eserlere, fotokopi çekerek, daha sonra kendi adıyla baskıya vererek, kendi yazmış gibi gösteren, taklitçiler mantar gibi türedi.  Her biri  hırs, şan ve şöhret peşindedir. Kendilerini toplumda kanıtlamaya çalışanlardır.

Herkes kendi görevini icra ederse emin olun ki, bir çok sorun  kendiliğinden çözülecektir.