Fatma Karahasanoğlu


BİZ İNSANOĞLUNA NE OLUYOR?

Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ve hiç kimsede doğa üstü bir yeteneğe sahip değildir.


                         BİZ İNSANOĞLUNA NE OLUYOR?

 

                    Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ve hiç kimsede doğa üstü bir yeteneğe sahip değildir. Kendisini üstün görenler, aslında bir hiçtir. Bunu bile anlayamıyor. Sözde kendisini başarılı görüp, diğer insanları aşağılayarak hakaret ediyor. Her şeyden önce saygı ve sevgi unutulmamalı. Unutulduğu vakit ortaya çok çirkin ve telafisi mümkün olmayan olaylar çıkar.   

                     Son günlerde şiddetin dozu arttı. Sözlü hakaretler yetmezmiş gibi fiziksel saldırıya  geçildi. Her kim olursa olsun bir başkasını aşağılama hakkına sahip değildir.

                   Toplumun en büyük düşmanı kibirdir. Kibrin yanında kıskançlık, hırs, kin, nefret gibi. İnsanda olmaması gerekenlerdir. ?ben bilirim, ben yaparım. Ben şuyum, ben buyum, ben istediğimi söylerim.´ Denildikçe, sevginin her geçen gün azaldığını görmekteyiz.

Sevginin yanında saygıda olmalıdır. Yanınızdakine nasılsın diyemez duruma gelindi. Aynı dili konuşsanız da, yabancılaşmak ne kadar acı bir tablo olarak karşımızda duruyor. Bunun bile farkında olunmuyor. Sevgi ve saygının olmadığı toplumlarda yabancılaşma daha çabuk oluyor. Bunun en güzel örneklerini yaşanan şiddet olaylarında görmekteyiz.  Göz kırpmadan, koca; eşini, baba; oğlunu, rahatlıkla öldürebiliyorsa, sevginin ve saygının nerelere geldiğini rahatlıkla görebilmekteyiz.

Hoş görü neredeyse kalmadı. Birbirlerine tahammül edemeyenler,  mutlak suretle şiddete baş vuruyor. Bunun en büyük nedeni de iletişimsizliktir. İletişim çağında, iletişimsizlik yaşıyoruz. Bunda bir gariplik olsa da, gerçek bu! Bunca iletişim araçları olmasına rağmen iletişimsizlik yaşamak herhalde bu çağın yeni hastalığıdır.

             Bugünlerde geçmişi arar olduk. Fazla eskiye gitmeyeceğim. 10-15 yıl önce edilen sohbetler bugün edilmiyor. Herkesin elinde bir cep telefonu ve telefona bağlı internet. Dostluklar sanal aleme değiştirilir oldu. Selamlaşmak eskiden olduğu gibi yapılamaz bir hal aldı.

Herkes yaş gruplarıyla toplanır, hal hatır sorup birbirlerinin sevincini ve hüznünü paylaşırdı. Bugün böyle mi, mekanik tuşlarla hal hatır sorulur oldu. Hüzünlerde o mekanik tuşlar aracılığıyla paylaşılmaya çalışılıyor. Gerçek dost gibi değil, gelen mesaja karşılık vermenin dışında hiçbir dostluk emaresi göremezsiniz. 

                Toplumda herkes ait olduğu yeri bilmeli ve kendi mesleğini icra etmeli. Allah´ü Teala hiçbir insanı diğerinden üstün yaratmadı. Öyleyse biz insanoğluna ne oluyor ki, böyle davranıyoruz.?