Fatma Karahasanoğlu


ANILARA DEVAM MUSTAFA KEMAL KILIÇ USTASI

Mustafa Kemal, Şemsi Efendi Okulu 4. sınıfa giderken koşuda Selanik Şampiyonu olmuştu


                             ANILARA DEVAM MUSTAFA KEMAL KILIÇ USTASI 

 

       Mustafa Kemal, Şemsi Efendi Okulu 4. sınıfa giderken koşuda Selanik Şampiyonu olmuştu. Selanik Askeri Rüştiyesi ve Manastır Askeri İdadisi´ne giderken koşuyu bırakmadı. Arkadaşlarıyla her gün antrenman yapardı. Özellikle Manastır Askeri İdadisi´nde ( şimdiki askeri lise) 1 mil ( 1.609 metre ) koşusunda okulun yıldızıydı. Yarış başlar başlamaz öne geçer ve yarışı önde götürürdü. 1 mil koşusunda geçildiği görülmemişti. Askeri liseler arasındaki koşu yarışında Mustafa Kemal ülke şampiyonu olmuştu. Aynı yıl Manastır´da düzenlenen dünya askeri liseler şampiyonasında 1 milde birinci olarak dünya şampiyonu olmuş ve altın madalya kazanmıştı.

                                  ***
                   KILIÇ USTASI
                Harp Akademisi´nde derslerden arta kalan zamanlarda sporla uğraşırdık. Jimnastik, koşu ve eskrim favori sporlardı. Eskrimde ilk yıl hariç, epe, flöre ve kılıç müsabakalarında birinciliği kimseye kaptırmadım. Okulda her ay eskrim müsabakaları düzenlenirdi. Bu müsabakalarda birinci olmak için, yoğun çaba sarf ederdik. Devletimiz savaşlardan fırsat bulup da uluslararası yarışmalara katılamıyordu. 
                 Almanların Dünya Şampiyonu olmuş sporcusu Hans´a benim adımı söylemişler. İstanbul Harp Akademisi´nde Mustafa Kemal Bey var. Acar bir eskrimciymiş. Üç dalda şampiyonmuş. Sen onu yenemezsin, demişler. Geldi, beni buldu. Flörede karşılaştık. Alman çok hızlıydı. Karşımdayken bir anda içeri giriyor, bana kılıcıyla dokunmaya çalışıyor fakat ben ani bir refleksle hamlesini karşıladığımda benim hamle yapmama fırsat bırakmadan geri çekiliyordu. Bir an için bile olsa gözümü kırpmama izin vermiyordu. Alman´ın bileğinin hakkıyla Dünya Şampiyonu olduğuna kanıydım. Ama ben de şu son Dünya Şampiyonası´na katılabilseydim, belki bu Alman´la finalde karşılaşırdım. Kendi kendime, final maçı bu, dedim. Haydi, Mustafa Kemal, sen onu yenersin, dedim.
                 Alman´ın rakiplerini müsabaka başlar başlamaz, ilk dakikada sürklase ettiğini biliyordum ama benim de dirençli ve yenilgi kabul etmez bir yapım vardır. Devamlı olarak Almanca bir şeyler söylüyordu. Anladığım kadarıyla, söyledikleri beni tehdit eden bir boyuta ulaşmıştı. Ben de çok iyi bildiğim Fransızcayla tehdit vari konuşunca Alman´ın hareketlerinin yavaşladığını fark ettim. Belli ki yorulmaya başlamıştı. Yine Fransızca olarak, bak ben Türküm, ama önümde diz çökeceksin, dedim. Bu cümle Alman´ı bitiren son konuşma oldu. Peş peşe sayı alarak Alman´ı perişan ettim. 
               Ben Dünya Şampiyonuyum, bu gezegende kimse karşımda duramaz, diyen Alman yenilmişti. Benimle tokalaşmadan, başı önde sahadan yenik ayrıldı. Sonradan ilk gemiyle memleketine döndüğünü öğrendim. İntihar teşebbüsünde bulunmuş ama kurtarmışlar.