ismet eyüboğlu


24 KASİMLARLA İLGİLİ AYKIRI BİR GÖRÜŞ

24 Kasımlar bilindiği üzere 1981 yılından itibaren ülkemizde ÖĞRETMENLER GÜNÜ olarak kutlanır.


 24 KASİMLARLA İLGİLİ AYKIRI BİR GÖRÜŞ

24 Kasımlar bilindiği üzere 1981 yılından itibaren ülkemizde ÖĞRETMENLER 
GÜNÜ olarak kutlanır.
Her yıl 24 Kasımlarda öğretmenler hakkında cicili biçili lâflar edilir, güzel şeyler 
söylenir, öğrenciler de öğretmenlerine hediyeler verir, onlara minnet ve şükranlarını 
sunar,akşamları yemekler, eğlenceler düzenlenir,kısacası bugünde çok laf edilir, öğretmenlere dair.Öğretmenin de hoşuna gider garibinin.
Elbette ki bu madalyonun görünen yüzü, peki ya arka yüzü? Burası çok önemli.
Ancak bu soruyu yanıtlamadan önce şu soruyu yanıtlayalım isterseniz.
24 Kasım öğretmenler günü hangi yönetim öğretmenler günü olarak kabul etti yada ettirdi?
Bizim kuşak o günlerin tanığıdır, hemen söyleyelim:12Eylül darbecileri.
Peki kimdir bu darbeciler?
Bunlar askeriyle, siviliyle Amerika´nın başımıza belâ ettiği uşaklardır.
Bunu saklısı gizlisi yok, bugün tarih bu konuda açık ve net kararını vermiştir.
12Eylül sabahı saat 04.00 te Amerika´nın sesi radyosu bütün dünyaya duyuruyor:
"TURKİYE´DE BİZİM OĞLANLAR BECERDİ."
Peki bu oğlanlar neyi becerdi? Bakalım:
Önce yetmişli yıllarda halk çocuklarını sağcı-solcu, milliyetçi - komünist diye böldü, 
birbirine düşürdü, kanlı bir senaryo uyguladı ve bu kanlı senaryoda ne yazık ki 
5300 gencimiz, aydınımız, insanımız yaşamını yitirdi, memleketi cehenneme çevirdiler, yaşamaz duruma getirdiler.Ondan sonra da kurtarıcı pozlarında 
12 Eylül sabahı harekete geçip darbe yaptılar.Kısacası MİLLETİMİZE ÖLÜMÜ GÖSTERİP  O´NU HASTALIĞA RAZI ETTİLER.
Peki sonra ne yaptılar?Özellikle öğretmenler açısından olana bitene bakalım:
1)Binlerce öğretmen gibi öğretmeni sokağa attılar, zindana attılar, işkencelerden 
   geçirdiler.Bunların hepsi Atatürk´ün tarif ettiği gerçek öğretmenlerdi.Yani memlekete 
   FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR NESİL yetiştiren yetiştirecek olan öğretmenler.
2)Yine binlerce öğretmen mesleğinden koparıldı, ekmek kavgası için ilgisiz alâkasız 
    işlere yöneldi.
3)Aileler paramparça edildi, binlerce öğretmen çocuğu anasından babasından ayrı 
   yaşamak zorunda bırakıldı.
4)Öğretmen örgütlenmesi yok edildi, öğretmen örgütlerinin yerine ÖĞRETMEN EVİ 
    adi altında öğretmeni her türlü sosyal etkinlikten uzak tutmak için oyun salonları, 
    yeme içme lokalleri ihtas edildi.
5) Okul müfredatları değiştirildi, eğitim öğretimin içeriği bilimsel,  lâik eğitimden 
     uzaklaştırıldı, okullar, tarikatlara , cemaatlere teslim edildi.
6) üniversiteler bilim üreten kurumlar olmaktan çıkarılıp sadece diploma veren, 
     mesleki okullar düzeyine indirgendi.
7) Devletin okullarından koparılan nitelikli öğretmenler dershanelere sığındı, bir anda 
    neredeyse okulları sollayan koskocaman bir rant alanı, bir dershane sektörü oluştu, 
    bu aynı zamanda özel öğretilmede ardına kadar kapıları açtı.Daha sayalım mı?
    12 Eylülcülerin yaptıkları en büyük sahtekarlıkların birisi de Atatürk´ü itibarsızlaştırmak. Atatürk diye diye Atatürk ü milletin belleğinden kazımaya çalıştılar.12Eylül
     yönetiminin başındaki adam giyim kuşamıyla Atatürk´e özenerek nerdeyse kendini 
     ikinci Atatürk ilan edecekti.Her tarafı Atatürk büstleriyle donatmaya kalıtlar, halkın -
     alay konusu oldular.
     İşte 24 Kasım da bu sahte Atatürkçülerin armağanı(!)Bir yandan eğitimin , eğitimcinin
      canına okuyacaksın , diğer yandan 24 Kasımı ÖĞRETMENLER GÜNÜ ola-
     fak kutlayacaksın, insanların gözünü boyayacaksın, öyle mı?Yok öyle yağma.
     Neymiş efendim 24 Kasım 1928´de ATATÜRK´e  BAŞÖĞRETMENLİK unvanı verilmiş! Buna sahtekârlik denmez de ne denir, bilen beri gelsin.
     Elbette ki burada anlatılanlar M.Kemal´in gerçek Askerlerini bağlamaz, onlar her 
     zaman gerçek yurtsever, fedakâr insanlardır. Bunlar daha sonraki yıllarda , iki binlerde bedel ödemişler,diğer yurtsever aydınlara birlikte Silivri zindanlarına tıkılmışlardır.Burada söz konusu olan Amerika´nın bir dediğini iki etmeyen , NATOCU 
     bir avuç  zevattır. Bu da ayrı bir yazı konusudur.
     Peki eğittiğime , öğretmene ayrılmış bir özel günümüz olmasın mı?
     Tabii ki olsun.Peki hangi gün olsun.Benim önerim 17 NİSANLAR´dir.17 Nişanlar 
     gerçek bir eğitim ve öğretmen bayramı olarak kutlansın bu ülkede.
     Çünkü 17 Nisanlar, baharın müjdecisi,cumhuriyetin kurup yeşerttiği, Atatürk´ün 
     özlediği Türkiye´nin yolunu aydınlatan gerçek eğitim kurumları, KÖY ENSTİTÜLER´nin kuruluş günüdür.17NİSAN 1939.Neden Bayram olmasın?
     Elbette ki çelişkili bir durum , bir yandan Kö y Enstitüleri kuracaksın , diğer ta- 
     taraftan da 1948´de Amerika´nın dayattığı Marşal yardımından yararlanmak için
     de kendi kurduğun kurumları kendi elinle kapatacaksın, ondan sonra da Bayram 
     yapacaksın.
     O halde ne yapmak lâzım , hem o güzelim kurumları yeniden kurup ve gerçek
     ten Bayramları o zaman yapmak lazım.
     Bilmem sizler ne dersiniz?