YEŞİL MUTABAKAT SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME MODELİ!

YEŞİL MUTABAKAT SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME MODELİ!

Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı; “Yeşil Mutabakat aslında sürdürülebilir bir büyüme modelidir.”

YEŞİL MUTABAKAT SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME MODELİ!

Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı; “Yeşil Mutabakat aslında sürdürülebilir bir büyüme modelidir.”

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda (TTSO) konferans veren Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Yeşil Mutabakat ile aslında sürdürülebilir bir büyüme modeli yaratılmaya çalışıldığını belirterek, “Bunun en önemli ayaklarından biri de dijitalleşme. Yani yapay zekâlı üretim yapan, taşıyan, ihraç eden firmalar olmamız gerekecek. Aksi takdirde yarışta geride kalacağız” dedi. TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu da AB’den yeşil mutabakata uyum çalışmalarına destek olarak gelecek olan hibe ve kredi desteklerinin tabandaki firmalara kadar yayılması konusunun önemli olduğunu vurguladı.

YEŞİL MUTABAKATI ÖĞRENDİLER
Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın organizasyonuyla Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı tarafından “AB Üyelik Süreci, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve TÜRKAK’ın Rolü” başlıklı bir konferans düzenlendi.
TTSO’da düzenlenen konferansa Başkan M. Suat Hacısalihoğlu, Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu, Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk, TTB Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Ergan. Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, TTSO Meclis Başkanlık Divanı, yönetim kurulu ve meclis üyeleri, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) Yönetim Kurulu üyeleri, iş insanları ve öğrenciler katıldı.


“HİBE VE DESTEKLER TABANA YAYILMALI”
TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Yeşil Mutabakatın önemine vurgu yaparak; “Yeşil mutabakat, ülkemizin ihracatında, özellikle de ürünlerimizin akredite olması ve gelişmiş ülkelerdeki standartlara uyumu açısından büyük önem taşıyor. Önümüzdeki süreçte gümrük kapılarında ihracatta cezai müeyyidelere takılmamak adına üreticiler olarak gereğini yapmamız gerekir. Firmalarımız bu standartlara uyma konusunda adım adım gerekli çalışmaları başlattılar. AB’den ülkemize yeşil mutabakata uyum çalışmalarına destek olarak gelecek olan hibe ve kredi desteklerinin tabana yayılması konusunu önemli vurgulamak istiyorum.” dedi.
Hacısalihoğlu, yeşil mutabakatın bir diğer önemli konusu olan karbon salınımının sağlığımıza olumsuz etkileri olduğunu da vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü;
“Mars’ta bir yaşam kurmak için çaba sarf ediyoruz ama elimizde insanların, canlıların yaşayacağı en güzel alan var. Bunu korumakta fayda var. Uzay çalışmaları tabii ki sürecek ama elimizdekini korumak da bizim asli görevimiz. Torunlarımıza yaşanabilir bir alan bırakmak hepimizin görevidir.”
Hacısalihoğlu TTSO’nun yeşil mutabakat ve AB ile ortaklaşa yürüttüğü projeler başta olmak üzere, Yeşil Endüstri Bölgesi konseptinde planlanan Yatırım Adası Endüstri Bölgesi, Biyoteknoloji, İnovasyon ve Yazılım Merkezi, Kapalı Devre Somon Balığı Yumurta Tesisi gibi projeler hakkında da bilgi verdi. Başkan Hacısalihoğlu, “Yaptığımız tüm çalışmaları AB standartlarına uygun olarak yürütüyoruz. Şehrimizi, bölgemizi ve üyelerimizi AB’ye hazır hale getiriyoruz.” diye konuştu.


ÜYELİĞİMİZİN AB İÇİN DE ÇOK YARARLI OLACAĞINA İNANIYORUZ
Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı; “AB Üyelik Süreci, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve TÜRKAK’ın Rolü” konulu konferansını verdi. Türkiye olarak amacın AB’ye tüm üyelik olduğunu belirten Büyükelçi Kaymakcı, şunları söyledi;
“AB ile gerçekten samimi, güvene dayalı, ortak çıkarları gözeten bir ilişki istiyoruz. Bu ilişkiyi de tam üyelik dışında yapmamız mümkün değil. Türkiye’nin AB’ye üyeliği ne için gerekli? Anadolu coğrafyasında yaşayan bizler, Avrupa’nın coğrafi, tarihi, kültürel, siyasi ve ekonomik açısından önemli bir parçasıyız. Bugün AB, Avrupa kıtasında genel karar alıcı ve yönlendirici konumuna geldi. Türkiye’nin kendi çıkarlarını ve egemenliğini en iyi şekilde savunabilmesi için bu karar alma mekanizmasının içinde olması gerekiyor. Aksi takdirde üniversitelerde öğrencilerimizin alacağı diplomaların denkliğinden, firmalarımızın başta AB olmak üzere başka ülkelere ihraç edeceği ürünlerin standartlarına ve tabi olacakları vergiye kadar birçok konuyu AB belirlemeye başladı. Dolayısıyla Türkiye’nin Avrupalı olup da AB dışında kalma seçeneği yok. Bu bizim için bir kara sevda değil, bir çıkar ilişkisi. Biz üyeliğimizin aynı zamanda AB için de çok yararlı olacağına inanıyoruz. Eğer gerçekten bir değerler Avrupası oluşturulacaksa, eğer gerçekten dünyada Avrupa kıtası ve yükselen Çin, Hindistan, Brezilya, ABD ve Rusya ile kural temelli düzen yaratılmak isteniyorsa, Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa’ya katkısı son derece vazgeçilmez ve önemlidir.  Dolayısıyla bunu sadece kendimiz için değil, Avrupa’nın daha huzurlu ve medeni geleceği için de arzu ediyoruz. Bu hem Türkiye, hem AB hem de üçüncü tarafların yararına olacak bir üyelik sürecidir.”


“YEŞİL MUTABAKAT ASLINDA BİR BÜYÜME MODELİ”
Büyükelçi Kaymakcı, mevcut Gümrük Birliği’nin Avrupa yeşil ticaretinde ve dijital ticaretinde işleyecek durumda olmadığını da vurgulayarak şunları söyledi;
“Yeni ticaret, yatırım ve ekonomi dünyamızı yeşil, sürdürülebilir ve dijital yapmamız gerekiyor. Karbon düzenlemesi mekanizması bizi doğrudan etkileyecek. Ürünlerimizin içinde ne kadar karbon su olduğu AB tarafından tespit edilecek. Rekabetimizi doğrudan etkileyecek bu durum. AB’nin yeşil mutabakatı dediğimiz zaman sadece yeşil bir çevreyi düşünmeyelim. Bunun altında bir tarım stratejisi var. Ulaştırma, nitrojen, metan stratejileri, taşıma ve şehir modelleri var. Tüketim ve üretim modelleri var. Yani yeşil mutabakat bir büyüme modeli. Sürdürülebilir bir yeni model oluşturmaya çalışılıyor. Bunun en önemli ayaklarından biri de dijitalleşme. Yani yapay zekâlı üretim yapan, taşıyan, ihraç eden firmalar olmamız gerekecek. Aksi takdirde yarışta geride kalacağız. Gümrük Birliği güncellemesi bu açından da zorunluluk haline dönüştü. Keza pandemi sırası ve sonrasında gördük ki tedarik zincirlerinde kırılma oldu. Türkiye bu anlamda özellikle Uzakdoğu’dan çok ciddi yatırımlar almaya başladı. Dolayısıyla Türkiye – AB ilişkileri daha iyi bir konumda olsaydı çok daha fazla yatırım alma imkânımız da olabilirdi. Bütün bu gerginliğe rağmen Türkiye önemli yatırım çekti. Türkiye bu tedarik zincirini Avrupa’da güvenlik sağlama anlamında satmaya çalışıyor. Yatırımlar bize kayıyor. Bu da aslında Gümrük Birliği güncellemesi açısından önemli bir nokta.”


PROJE DOSYASI SUNULDU
Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı ayrıca TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu’nu makamında da ziyaret etti. Başkan Hacısalihoğlu, TTSO tarafından yürütülen AB ile ilgili projeler konusunda Kaymakcı’ya bilgi verdi ve kapsamlı bir dosya sunarak destek istedi.