Siyaset ‘Kuma’ kabul etmez

Siyaset ‘Kuma’ kabul etmez

Gazetemizin Köşe yazarlarından Turhan Eyüboğlu  25 Ocak Cumartesi günü CHP Maçka İlçe Başkanlığı seçimiyle ilgili olarak Maçka Haber gazetesine röportaj verdi

Siyaset ‘Kuma’ kabul etmez

 

Gazetemizin Köşe yazarlarından Turhan Eyüboğlu  25 Ocak Cumartesi günü CHP Maçka İlçe Başkanlığı seçimiyle ilgili olarak Maçka Haber gazetesine röportaj verdi  

 

            Turhan Eyüboğlu’yla yaptığımız söyleşide çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sorularımızı içtenlikle cevapladı. Her soruya açıklıkla cevap verdi.

 

Bilgilendirmek adına siyasete girme isteğiniz nereden doğdu? Kısaca anlatabilir misiniz?

 

Maçka'nın sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili uzun süredir yazıyorum. Yazılarımı okuyanların çoğu "Bunları yazıyorsunuz; ancak elinizi taşın altına koymanız lazım!" anlamında çok fazla geri dönüşler almam beni bu konuya yöneltti.

 

Tabii bir de Maçka Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilçe başkanlık seçiminde istekli bir başkan adayının çıkmayışı ve birine başkan ol ısrarının yanlış olduğunu düşündüğüm için siyasete girmek istedim.

 

Siz nasıl bir siyasetçi olmayı düşünüyorsunuz?

 

Bu konuyu çok uzun konuşabiliriz. Ancak ne kadar uzun konuşursak konuşalım özü şu olacaktır: Hiç bir zaman insanlığın önüne siyaseti koymayacağım. Bütün davranışlarımız insan onurunu koruyan ve kollayan bir siyaset olacaktır.

 

Parti binasının her gün açık olmadığı ve iletişim zorluğu çekildiği üyeler tarafından dile getiriliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 

Üyelere katılıyorum. Ne yazık ki parti binası her gün açık olmuyor. Gün içinde ne zaman açık olduğu da tam olarak belli değil. Bunun bir an önce giderilip sabahtan akşama kadar kesintisiz açık olması üyelerin ulaşımını rahatlatacaktır.

 

Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanlığı için "Şimdiye kadar neredeydi?" sorusu soruluyor? Bunun için ne söyleyeceksiniz?

 

Emekli olmadan önce bir özel şirkette çalışıyordum. Emekli olduktan sonra da ailesel gerçekleri yazmam gerekiyordu. Ben geceleri yazan bir yazar değilim; gündüz yazıyorum. Günde dört ile altı saat yazabiliyorum. Bu da tüm günümü kapsıyor. Bırakın siyaset yapmayı haftada bir gün dışarı çıkabiliyordum. Yapmak istediğim işi tam anlamıyla yapmak için o işe kendini vermem gerektiğine inanan bir insan olduğum için bekledim. Planladığım beş romanımı yazdım ve bitirdim. Şimdi tüm zamanımı hiçbir yere bağımlı kalmadan Maçka'da aktif bir siyaset anlayışını yerleştirmek için çaba sarf ediyorum.

 

Sizin için "Daha partiye yeni kayıt oldu!" diye söylüyorlar; bu doğru mu?

 

Hem doğru, hem de yanlış! Bunu söyleyenlerin hafızası günlük çalıştığı için doğru sayılabilir. Ancak hafızasını geçmişe doğru çalıştırabilse yanlış olduğunu bulacak. Ancak o da işene yaramayacak. Çünkü ben 1980 darbesinden sonra kurulan SHP'ye 1985 tarihinde üye oldum. Bu üyeliğim 1995 tarihine kadar devam etti. Büyük bir ihtimalle bunu söyleyenlerden daha önce üyeydim. Bunu arşivlere bakarak öğrenebilirler. Ancak siyasette yanıltma işi bitmez. Şimdi de "CHP'ye üye değildi!" diyebilirler.

 

Birde sizin için "Dışarıdan gelerek partiye başkan olacak!" söylemleri için ne diyorsunuz?

 

Bunu diyenlerin partiye hakim olmaları beni üzüyor. Benim dışarıdan gelen biri olmadığımı üyesi oldukları partinin birazcık tarihini bilebilseler anlayacaklar. Maçka ilçemizde partinin ilk kurucusunun dedem olduğunu, önemli dönemlerde başkanlık yapmış iki amcam olduğunu bilecekler. Ancak ne yazık ki partisini tanımamış insanların sözü de farklı olmazdı. Bu arada isimlerini yazmadım. Bir zahmet araştırsınlar. Herhalde o kadarını yapabilirler sanırım.

 

Ha bu arada unutmadan söylemek isterim. Eğer dışarıdan gelen birini arıyorlarsa partimizin belediye meclis üyesi birinci sırasına koyulan şahsa bakmalıydılar! Buna karar veren kaç kişiyse onlardan hesap sormalıydılar. Merak ettiğim için soruyorum! Bunu yapabilmiş mi bu şahıslar? Tabi birde belediye başkanlığı seciminde, başkanlıkla meclis arasında oluşan 520 oyun hesabını yapabilmişler mi?

 

Hazır bu konuyu açtınız. Belediye meclis üyesi birinci sırasında bulunan Ali Osman Aydın istifa etti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 

Vallahi benim ne düşündüğüm önemli değil. Önemli olan parti yöneticilerinin ne düşündüğü. Bu arkadaşımızı birinci sıraya koyan yöneticilerimizden "Evet, biz yanlış yaptık!" deyip istifa eden birini duydunuz mu? Daha da ilginci seçim öncesi bu olayı saklama çabasında olan yöneticilerin veya kendilerini parti üstü görenlerin daha onurlu bir davranış gösterip açıklama yapmalarını beklerdim. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaları partimizde yöneticilik yapanlara yakışmadı! Bunu söyleyebilirim.

 

Siz şimdiki yöneticileri başarılı bulmuyor musunuz?

 

Başarılı bulmuyorum. Başarısız olmalarının birkaç nedeni var.

Birinci nedeni, yöneticilerin bu işe kendilerini tam anlamıyla verememeleri. Çünkü çalışan insanlar boş zamanlarında parti için bir şeyler yapmak istiyorlar; fakat ne yazık ki fazla boş zaman bulamadıkları için aktif çalışamıyorlar.

 

İkinci nedeni, bu işi yapacak olan yöneticiler istekli, azimli olmalılar ve bunu da göstermeliler. Parti yöneticiliğine gelenler istedikleri için değil, isteyenler için geldiklerinden başarılı olamıyorlar. Bunu uzun süredir yaşıyoruz.

 

Üçüncü nedeni, genel seçim ve belediye seçimine üç ay kala halka gidiyorlar. Halbuki halkın arasından hiç çıkmamalılar ve planlı programlı çalışmalılar. Ne yazık ki bunu yapamıyorlar.

 

Parti seçiminde canla başla çalışanların parti seçimi bittikten sonra nekahet dönemine girdiklerini çok gördüm. Parti çalışmasının cenazelere ve düğünlere gitmek olduğunu sanan yöneticilerimiz var. Tabii ki cenaze ve düğünlere gidilecek. Bu, duygumuz gereği olmalı; bunda hiç şüphe yok. Ben parti çalışmasından söz ediyorum. Planlı programlı ve her gün yapılan çalışmalardan bahsediyorum. Yapılan çalışmaların sonuçlarının üyelerle paylaşılmasından bahsediyorum.

 

Örnek göstermem gerekirse bir belediye seçimi geçirdik ve kaybettik. Bu seçimden sonra mahallelerde aktif bir biçimde çalışma yaptılar mı? Bunun gibi bir sürü konu var. Bunu konuşmaya başlarsak konu uzar gider. Burada bırakalım isterseniz.

 

Siz farklı bir çalıma modeli mi düşünüyorsunuz?

 

Evet, halka dokunacak, halkın ilgisini çekecek projeler yapmamız gerekiyor. Yaşananları ve aynı çalışmaları yaparak farklı bir sonuç elde edeceğimizi düşünüyorsak yanılıyoruz!

 

Şimdiye kadar yapılan tüm çalışmaları bir kenara bırakıp farklı bir çalışma programına geçmeliyiz ki farklı sonuç alalım. Bu da yönetimin 24 saat çalışmasıyla ve halkın yanında olmasıyla olur. Çalışarak bunu gerçekleştirebiliriz. Yöneticilik, boş zamanda yapılacak statüden çıkarılıp aktif çalışacak insanlardan oluşmalı.

 

Biliyorsunuz siyaset asla boşluk istemez ve beklemez. Kısacası "kuma" kabul etmez. Çalışmayı bıraktığınızda ilerlediğiniz yolun inanın iki katı kadar geri gidersiniz. Kısacası çalışmayı bırakamazsınız. O nedenle bu görevi kabul edenlerin bir hedefi ve parti amacı varsa 24 saat çalışır bir konumda olması gerekir.

 

Egoların ve küçük hesapların peşinde olmanın bir tarafa bırakıldığı değişikliklere imkan sağlamalıyız. Eğer bunu başaramazsak inanın hiçbir yere varamayıp onu bunu suçlamanın dışında hiçbir şey yapamayacağız.

 

Siz şimdi parti başkanı olsanız neyi değiştirirsiniz veya ne yaparsınız?

 

  1. İlçe başkanlığının ana siyasi hattı şahısların ileride ne olacağına endeksli değil, halkın nasıl ikna edileceği ve yanında nasıl olunacağına endeksli olmasını sağlarım.
  2. İlçe başkanlığı iç işleyişini değiştirip tam demokratik olmasını sağlarım. Yani hesap soran değil, hesap veren olmalıdır.
  3. Yıllık çalışma programını yapıp üyelere sunar ve onların bu programı takip ederek bize geri bildirim vermelerini sağlayarak bütünlük içinde çalışmanın ilk adımını atarım.
  4. Gençleri partiye nasıl üye yapamadığımızı değil, nasıl üye yapmalıyız projeleri anlatırım. Toplantılara gençlerin daha çok katılmasını sağlar ve onların özgürce konuşmasına odaklanırım.
  5. Şimdikilerin yaptığı gibi Ankara'dan, İstanbul'da gelecek rüzgarı beklemem. "Biz, Maçka'da nasıl rüzgar çıkarırız." arayışında olurdum.

 

Bunlar yapılmadığı sürece partimiz üç beş kişinin elinde kişisel egoların tatmininden ileri gidemez. Partinin geleceği değil, şahısların dar zihinlerinde "Ben ne olacağım!" düşüncesine dönüşür ki bu da partimize şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da zarar verir.

 

Şunu muhakkak yapmalıyız. Şahısların büyümesine hizmeti bırakıp partinin büyümesine hizmet etmeliyiz. Bulunduğumuz zaman aralığında parti başkanının ticari bir faaliyetinin olmayışının, başkanının özgür davranmasında büyük bir avantaj sağlayacağına da inanıyorum.

 

Parti ilçe başkanlığının getireceği ekonomik bir külfetin olduğunu biliyorsunuz. Bu konuda hazır mısınız?

 

Tabii biliyorum. Bunu konuşan başkanlara şahit oldum. Böyle durumlarda  içimden "Bunu halledemeyecektin veya planlayamayacaktın da neden başkan oldun?" sorusunu aklımdan geçirmişimdir.

 

Ben bunun için bir bütçe ayırdığımı ve yaptığım iki yıllık plandaki projelerimize yeteceğini parti üyelerine uzun süredir anlatıyorum. Bununla ilgili bir sorunum yok.

 

Bildiğimiz kadarıyla 2019 yılının Nisan ayından beri çalışıp üyelerin düşüncelerini alıyorsunuz. Bu konuda bize söyleyeceğiniz bir şeyler olur mu?

 

Evet, üyelerin partinin geleceği ile ilgili düşüncelerini ve belediye başkanlığı seçimini kaybetmemizin ana nedenleri konusunda uzun zamandır konuşuyor ve fikir alış verişinde bulunuyordum. Anlatacağım çok şey var; ancak sayfamız sınırlı olduğu için şöyle özetleyeyim. Parti yöneticilerimiz oturmayı bırakıp bir zahmet bütün üyelerin ayağına giderek onların fikirlerini almasını öncelikle öneririm. Üyelerimizin ve halkımızın çok önemli ve değerli bilgileri olduklarını buradan belirtmek isterim.

 

Duyduğumuz kadarıyla size merkez ilçe başkanlığı, üye listesini sizin ısrarlı bir şekilde istemenize rağmen vermedi. Bu doğru mu?

 

Evet, doğru! Israrla istememe rağmen üyesi olduğum parti yöneticileri, üyeleri tanımama izin vermedi. İşte bu düşünceye sahip olan yöneticilerin bir an önce vicdan muhasebesi yaparak partiye mi yoksa şahıslara mı hizmet edeceğini gözden geçirmeli.

 

Bildiğimiz kadarıyla size delege listesini de vermediler; değil mi?

 

Evet, vermemek için uzun süre direndiler. Dilekçe vermeme rağmen delege listesini vermediler. İl başkanlığına gitmeme rağmen vermediler. Ancak ne hikmetse benim dilekçeme cevap vermeyenler, bunu duyup internet sitesinde yazan gazetecinin duyurusundan sonra hemen arayarak "Gelin, delege listesini vereceğiz!" dediler. Buradan o gazeteciye de teşekkür ederim. Ne garip değil mi?

 

Partimizin sloganı haline gelen hak, hukuk ve adaletin değerini içine sindiremeyen yöneticilerin elinde bu kavramlar ne hale geliyor? Yönetimin şeffaf olmadığı, hesap verir olmadığı, önemli kararlarda bütüncül olmadığı yerde önemli kavramları savunmanın zorluğunu her zaman yaşayacağız.

 

Cumhuriyet Halk Partisinin yönetim oluşturmada tüzük gereği cinsiyet ve genç kotaları bulunuyormuş. Bu doğru mu?

 

Evet, doğru! Maçka yönetimi bir başkan ve 12 kişiden oluşuyor. Bu 12 kişinin dördü cinsiyet kotasıdan (%30) kadın olmalı ve genç kotasından da (%20) 3 kişiden oluşmalı. Bu çok önemli! Yönetim yaparken tüzüğe uymak gerekiyor.

 

Bunun için de genç kotasında otuz yaşından büyük olmayan üyeler gerekiyor. Bunu mevcut yönetimler düşünmeli ve üye sayısını tüzük gereğine uygun üyelerden oluşturmalı. Bu üyelerin en azından %20'sini genç, yine en azından %30’unu kadın üyelerden oluşturmalıdır.

 

Ne yazık ki bizde genç sayısı çok az! Bildiğim kadarıyla 450 üyenin içinde genç kotasına girecek 16 kişi var. Çok az!

 

Siz delege seçiminin uygun yapıldığını düşünüyor musunuz?

 

Delege seçimlerinin formalite biçiminde değil genelgeye uygun ve üyelere en az bir hafta öncesinden bizzat haber verilerek gelmeleri sağlanarak yapılmalı. Mevzuata uygun olduğunu gösterir, insan vicdanını yaralayan uydurma delillerle yapılmamalı. Üyenin özgür iradesinin sandığa yansımasından bir yönetim korkmamalı; bilakis memnun olmalıdır.

 

Delegelerle konuşma fırsatınız oldu mu? Düşünceleriniz nedir?

 

Delege seçiminde bir sağlık sorunundan dolayı aktif bulunamadım. Delege seçimi, her zamanki gibi yönetimin istediği isimler delege yapılarak sonuçlandı. Daha da ilginci Maçka'da bulunmayanları ve seçime katılmayanları delege yapmışlar. Buradan isim açıklamam uygun olmaz! Delege olmadan önce konuştuğum bazı üyelerin parti çalışmaları ile ilgili haklı eleştirilerini delege olduktan sonra yüz seksen derece değiştirmelerine şahit oldum.

 

Aklıma bir partiyi eleştiren bir parti başkanının eleştirdiği partiye geçip parti başkan yardımcısı olduktan sonra sarfettiği sözler geldi. Bilmiyorum sizin geldi mi? Bizde olmaz diye düşünüyordum. Neyse hemen hemen tüm delegeleri gezdim. Fikirlerini almaya çalıştım.

 

Mevcut yönetimin sizden sonra son yıllarda görülmedik derecede delege çalışması yaptıkları ve seçimi almak için çok istekli ve ısrarcı oldukları gözleniyor. Siz bu konuya ne diyorsunuz?

 

Çok doğru diyorsunuz. Böyle de olmalı; istekli ve ısrarcı olunmalı. Rekabet her zaman kalite getirir. Bunu partililerimiz anlamalı. Artık bundan sonra "Başkan adayı yoktu. Başkanlığı isteyen olmadı; mecbur ben yapıyorum!" diyecek bir yönetim ve başkan olmayacak. Bunu partime getirmem bile benim için bir övünç kaynağıdır. Bundan mutluluk duyuyorum.

 

Seçimlerde küskünlük yaratmayacağız. Rekabeti devam ettirip yönetimin daha çok çalışması için dışarıdan denetlememizi ve olumlu olumsuz eleştirilerimizi parti içinde yapacağız. Artık bu yaşama hazır olmalı seçimi kazanan yönetim! Daima dinamik, planlı ve çalışır halde olması gerekecek. Buna hazır olanlar yönetime aday olmalı. Birinin adayı değil, kendini partiye adayanlar aday olmalı.

 

Seçim 25 Ocak'ta gerçekleşecek. Siz hala aday olup olmayacağınızı açıklamadınız. Bir süre önce yapılan parti toplantısında Başkan Nihan Göktürk aday olacağını delegelere açıklamış. Siz seçime katılacak mısınız?

 

İl Başkanımız Güzide Hanım tarafından kendimi anlatmam ve projelerimi sunmam için yeterince zaman verilmeyen toplantıda Nihan Hanım başkanlığını açıkladı.

 

Düşünebiliyor musunuz seçime kısa bir süre kala adayların kendini tanıtması ve projelerini sunması gereken toplantının yapısını değiştirerek konuşma yaptırmayışlarını demokratik bir davranış olarak düşünebiliyorlar. Daha da ilginci kendini yönetim üstü düşünen şahsın neredeyse "Neden aday oluyorsunuz? Sen kimsin?" gibiye varan sınırsız konuşmasını sükunetle dinledim.

 

Toplantıda gözlemlediğim ilçe yönetiminin yeni yapılacak seçimi kazanması için yapamayacakları şey olmayacağını her ne olursa olsun bu seçimi biz kazacağız hırsı ve heyecanı içinde olduklarına şahit oldum. Bu partimiz için önemli. "Son 10-15 yıldır istemiyoruz; ama yapacak kimse yok, mecbur yapıyoruz!" düşüncesinden kurtulmak için biz bu yönetimi istiyoruz. Bütün zamanımızı bunun için harcayacağız. Aktif çalışma dönemine girecek bir döneme dönülmesini sağlamam bile partimiz için bir kazançtır.

 

Daha fazla gerginlik yaratmamak, seçim süresince yeni küskünler oluşturmamak, partide bulunan ve düşüncelerine önem verdiğim arkadaş ve büyüklerimin düşüncelerini de dinleyerek bu seçime girmeme kararı aldım.

 

Ancak parti çalışmasını çok yakından takip ederek seçim süresince yönetimin gösterdiği agresif yapıyı, hırs ve çalışmayı planlanmış projelerde ve halk çalışmalarında göstermezlerse şimdiye kadar görmedikleri bir muhalefet yapacağımın buradan sözünü verebilirim. Partimin bana ihtiyaç duyduğu anda yanında olacağımı belirtir, seçilecek olan yönetime başarılar dilerim.