MAÇKALI KUZİNEDEN VAZGEÇMİYOR

MAÇKALI KUZİNEDEN VAZGEÇMİYOR

MAÇKALI KUZİNEDEN VAZGEÇMİYOR

MAÇKALI KUZİNEDEN VAZGEÇMİYOR

Kış mevsiminin insanı iliklerine kadar titrettiği Maçka’da vatandaşlar tüm alternatiflerine rağmen sobayı tercih ediyor.

Maçka’da yağmuru, soğuğu ve karıyla insanı iliklerine kadar titrettiği Kış mevsiminde soba satışları da özellikle kırsal kesimdeki vatandaşlar tarafından ilgi görmeye devam ediyor.
Doğalgazın ilçedeki soba satışlarını sekteye uğratacağı yönündeki beklentiye rağmen özellikle kuzineli sobalardan vazgeçmeyen Maçkalılar, geçmiş yıllardaki ilgisi olmasa da sobayı tercih ediyor.

HER ŞEYE RAĞMEN SOBADAN VAZ GEÇİLMİYOR
Katı yakıtlı merkezi ısıtma sistemleri, fuel-oil gibi alternatiflere bir de “Maçka’ya zor gelir” denilen doğalgaz eklenince biteceği beklenen soba satışları eskiyi aratsa da devam ediyor. Özellikle Maçka kırsalındaki vatandaşların tercih ettiği sobalarda ilk öncelik kuzineli olurken bunu (beşko) olarak adlandırılan küçük oda sobaları takip ediyor.
Demir Döküm kömür sobalarının daha çok ilçe merkezinde kullanıldığı Maçka’da köy halkı ısınmak için kuzineli ve tek odun sobasını tercih ediyor.

KUZİNELİ SOBALAR REVAÇTA!
Maçka’da Yaz-Kış demeden satılan kuzineli odun sobalarının sayısı Kış mevsiminde gözle görülür oranda artarken, ilçede tarihten gelen demircilik mesleğinin mirasçısı Refik usta (Çolak) satışların her geçen yıl azaldığını söylüyor.
Sadece kırsal kesimdeki vatandaşların değil, ilçe merkezindekilerin de ısınmak için sobayı tercih ettiklerini belirten Refik usta, bu tercihte önceliğin kuzineli sobalarda olduğunu belirterek; “Özellikle kırsal kesimdeki vatandaşlar için kuzineli sobalar vazgeçilmezler arasında yer alıyor.” ifadesini kullanıyor.

DEMİRCİLİK MİRASININ SON TEMSİLCİSİ
Maçka’da demircilik mesleğini oğlu İsmail Çolak’a aktararak sürdürmek gayesinde olan Refik Çolak; “Maçka’da demircilik mirasının sürdürüldüğü bir bu dükkân kaldı.Bizde mesleği oğlumuz vasıtasıyla bundan sonrasına taşımak istiyoruz. Bugün var yarın yokuz, amacımız içinde varken de, bırakıp gittiğimizde de bir hoş sada bırakmak” diyor.
Ali TİRİTOĞLU