Karadeniz´in incisi Trabzon´dan Doğu Anadolu´nun incisi Van´a ziyaret

Karadeniz´in incisi Trabzon´dan Doğu Anadolu´nun incisi Van´a ziyaret

İçişleri Bakanlığının kardeş şehirler projesi kapsamında Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesindeki illere geziler devam ediyor.

Karadeniz´in incisi Trabzon´dan Doğu Anadolu´nun incisi Van´a ziyaret

 

 

               İçişleri  Bakanlığının kardeş şehirler  projesi kapsamında Güneydoğu ve  Doğu Anadolu bölgesindeki illere geziler devam ediyor.

20-23 Ağustos tarihleri arasında Doğu Anadolu Bölgesinin incisi Van´a ziyaret gerçekleştirildi. 20 Ağustos Salı günü Trabzon Büyükşehir Belediyesine ait otobüs Trabzon Barosu  önünden kalktı. Yirmi beş kişilik grup içerisinde gazeteciler ve eşleri vardı. İstikamet  Doğu Anadolu´nun incisi Van´dı. Otobüs, Karadeniz´in yeşille mavinin buluştuğu Trabzon´dan ayrıldı.

Turizm cenneti Maçka´nın kıvrımlı yollarından hızla geçen otobüs Zigana Dağına doğru ilerledi. Bir tarafta yükselen dağlar, diğer tarafta uçurumun dibinde akan dere.

Sabahın erken saati olduğundan herkeste uyku mahmurluğu hakimdi. Kimi başını koltuğa yaslayıp, uyuyor, kimi de, etrafına uykulu gözlerle bakıyordu. Kaptanlardan biri sürekli etrafını süzüyor, kendi kendine bir şeyler söylüyordu.

 

                İlk Mola

 

               Trabzon´dan hareket ettiğinden otobüs ilk molayı Bayburt´ta verdi. Gazeteciler birer ikişer araçtan inerek, çay içilecek yere girdiler. Herkes kendine göre çektiği sandalyeye oturdu. Çaylar yudumlanırken, sohbet edildi.

Bir zamanlar Gümüşhane´nin ilçesi olan Bayburt, daha sonra vilayet oldu.  Bayburt, oldukça sade bir kent görünümündedir.  Daracık sokakları yüksek kaldırımlarıyla gelen konuklarını selamlamaktadır. Ünlü ketesiyle meşhur olan Bayburt, artık geleneksel ketesinin yerini fırınlarda pişirilen keteye bıraktı. Fazla kalabalık olmayan caddelerde akan trafik çoğu zaman yayalara yol verme nezaketine katlanmıyor.

Mola yerinde yudumlanan çayların yanında ketede yerini aldı.

Yol uzak, hava sıcaktı.  Proje Koordinatörü Ahmet Külekçi zamanı iyi kullanmalarını, bir an önce hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Otobüs bir kez daha yola revan oldu.

 

           Erzurum´da HacıBaba

 

                       Bayburt´tan bir kez daha yola çıkan otobüs artık düz yolda ilerliyordu.  Arabanın içinde sessizlik hakimdi. Çay içilmesine rağmen hala uyku hali devam etmekteydi. Belki de, öyle görünüyordu.

                      Van uzak, yollar usuz bucaksızdı. Geniş arazi arasında bir yılan gibi akan yol, her türlü aracı bağrına basmakta cömertti. Bazen tır, bazen de kamyon sollanarak, yola devam edildi.

Erzurum´a yaklaşınca, herkesin gözü fal taşı gibi açıldı. Her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Kimi orada kimi buradan gidilecek diyerek fikir beyan etmeye başladı. Şoföründe aklı karıştı. Neyse herkes cep telefonundan konum bulmaya çalıştı.  Oradan, buradan derken Erzurum caddesinde otobüs kendisini buluverdi.

Erzurum´un Yakutiye Medresesi otobüse göz kırparak, gözden kayboldu.Otobüs kalabalık caddede ağır ağır  ilerledi. Lokantanın otoparkına giriş yapan otobüs, yolcularını indirdi.

                      Erzurum valiliğinin rezervasyon yaptırdığı lokantaya giren gazeteciler kendilerine ayrılan, masa etrafında dizilen sandalyelere oturdular.  Vali Okay Memiş´in görevlendirdiği personel yemek boyunca Trabzon gazetecilerine eşlik etti. Erzurum´un çağ kebabının ardından yine meşhur tatlılarından kadayıf dolması ikram edildi.  Çaydan sonra bir kez daha gitme vaktinin geldiğini koordinatör Ahmet Külekçi hatırlattı.

Gözler Erzurum´un düzlüğünde Nene Hatun ve Aziziye tabyalarındaydı. Tarihin derinliklerinde saklanan olayları arkamızda bırakarak Erzurum´dan ayrıldık.

 

                  Birbirine bağlı yollar

 

                         Türkiye´nin her köşesi bir cennet! Kentleri, ilçeleri birbirine bağlayan yollar bazen kıvrımlı, bazen de, düz bir yılanı andırmaktaydı. Karadeniz´in yeşilliği, Doğu Anadolu´ya geçildiğinde yerini kıraç ve düz topraklara  bırakıyordu. Her kent, kendine özgü yaşantısına göre yaşam sürerken gel geç araçlar onları belli süreliğine selamlamaktaydı.

Karayollarının hikayeleri hiç bitmez. Her gün başka hikaye yazılır. Yollar gider, araçlar gider, insan gider!..

Bazen yamaç, bazen düzlük , bazen de taşlık yollar araçları kucaklar. Doğa ana cömerttir. Bencil değildir. Yavrularını bağrına basar. Her birinin derdine ortak olur. Kimseye kırılmaz, kimseye küsmez. Ancak biz doğa ana kadar iyi değiliz. Kendi rahatlığımız için ağaçları kesiyor, yine kendi rahatlığımız için bir çok canlının barındığı arazileri kendimize yol yapıyoruz.

Zavallı, soyları tükenen canlılar!

 

                 Yolculuk devam ediyor

 

               Kentleri, ilçeleri, beldeleri birbirine bağlayan yol. Bu sefer Ağrı iline göz kırptı. Ağrı ilini de gün ışığıyla gördük. Düz ovanın ortasında akan yol, nereye gideceğini çok iyi bildiğinden adeta  yolcularına rehber oldu. Yine çay ve ihtiyaç mola zamanı geldi.

 Otobüs, akaryakıt istasyonunda kendine uygun bir yer buldu. Birer ikişer inen yolcuların bir kısmı çay semaverinin yanına giderken, bir kısmı da, lavaboyu tercih etti. Çaylar ayakta yudumlanırken, sohbetlerde koyulaştı. Herkes kendine göre etrafı inceliyor, fikir beyanında bulunuyordu.

Gün parlaklığını mai siyahlığa bırakmaya başladı. Proje koordinatörü Külekçi , alışagelmiş uyarıyı bir kez daha Ağrı´da da yaptı.

                 Otobüs yeniden yola revan oldu. Birbirine bağlı yollar otobüsün akışını sağlamada ön sıradaydı. Her yerleşim yeri ait olduğu yöreyi yansıtmada ustaydı. Bakanlar, nereden gittiğini anlamakta güçlük çekmezdi.

Patnos´un dar, karanlık caddelerinden geçerken, Van´a yaklaşmanın heyecanı arttı. Gün yerini geceye terk etti. Nöbet sırası artık gecenin oldu.

 

                      Van sınırları

 

                 Otobüs Van sınırlarına yaklaştıkça yaklaştı. Erciş´in karanlıkta parlayan sokak lambaları; otobüse, ?doğru yoldasın´ der gibiydi. Van Gölü bir deniz gibi karşımıza çıktı. Gecenin karanlığından  o da nasibine düşeni aldı.

Otobüsün bir yanında  Van Gölü diğer yanında Erciş´in yeşilliği vardı.  İkisinin arasında ki yolda otobüs ilerledi.

Van Gölü yol boyunca otobüsü bırakmadı. İkiz kardeş gibi hep yanında saf durdu. Arada bir kısa aralıklarla kaybolsa da, otobüse eşlik etmeye kararlıydı. Biraz sokak lambaları, biraz da otobüsün farları yola aydınlatmaktaydı. Gün ışığı gibi olmasa da, lambalar yeterince, yolu aydınlatıyordu.

                   Van, uzakta da, olsa artık göründü. Kentin ışıkları alabildiğine renkliydi. Van Gölü yine bizim arkadaşımızdı.

Saat oldukça ilerledi. Sabah, Trabzon´dan başlayan yolculuk saat 22.10´da sona erdi. Yirmi beş kişilik  kafile konaklamak için öğretmenevinin bahçesine valizlerle girdi.

 

   

 

                       Van´da ilk kahvaltı    

 

                         İçişleri Bakanlığının ?Kardeş şehirler projesi? kapsamında 16. Gönül köprüsü Van´dı.  Kültürel kaynaşma ve paylaşmayı hedefleyen proje ile dostluğun pekişmesine gönül köprülerinin kurulmasına ön ayak olan proje amacına her şekilde ulaştı.

Proje koordinatörü Ahmet Külekçi, özverili çalışmasıyla göz doldurdu. Her gezide, başı çeken Külekçi, yaptığı işten büyük zevk aldığını da söyledi.

                      Trabzon ve Vanlı gazeteciler kahvaltıda buluştu. Karşılıklı sohbet etme imkanı bulan gazeteciler kentleri hakkında birbirlerine bilgi aktarımı yaptılar. Kahvaltının amacı, iki kent gazetecilerinin kültürel paylaşımı ve kaynaşmasıydı. Kahvaltı boyunca sohbet eden gazeteciler, günün anısına çekilen aile fotoğrafından sonra Trabzonlu gazeteciler getirdikleri hediyeleri meslektaşlarına takdim etti.

 Proje koordinatörü Ahmet Külekçi Van Gazeteciler  Cemiyeti Başkanı Fatih Sevinç´e Trabzonspor forması hediye etti. 

                           Bak Hele Bak Yusuf Konak Kahvaltı Salon sahibi Yusuf Konak, kahvaltı boyunca anlattığı kısa anekdotlarla gazetecileri güldürdü. Her gazeteciye bileklik hediye etti.

 

              Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Bilmez´e ziyaret

 

                         Trabzonlu Gazeteciler, kahvaltıdan sonra Van Valisi ve Büyükşehir Belediye başkan vekili M.Emin Bilmez´i  Vanlı gazetecilerle birlikte makamında ziyaret etti.

Proje Koordinatörü Ahmet Külekçi, Vali Bilmez´e proje hakkında bilgi verdi. Vali Bilmez, bu tür kültürel gezilerin önemine dikkat çekti. İdari kararla görevden alınan Van Büyükşehir Belediye başkanı yerine kayyum olarak atanan   Van Valisi  M. Emin Bilmez´i ilk ziyaret eden Trabzonlu gazeteciler oldu.

Kardeş şehirler proje koordinatörü Ahmet Külekçi Vali Bilmez´e Trabzonspor forması hediye ederek, gösterdiği ilgi ve nezaketten dolayı teşekkür etti.

 

                               Akdamar

 

                         Van Gölü,Van´ın harikalarından bir tanesi olarak karşımıza çıkar. Vanlılar Van Gölüne deniz demektedir. Onlara göre Van gölü deniz konumundadır. Van gölünün ortasında bulunan Akdamar kilisesi hakkında bir çok efsane söylenmektedir. Bunlardan biri papazın güzel bir kızı vardır. Vanlı erkekler kızı aşık olur. Kız gönlünü bir çoban kaptırmıştır. Papaz kızının sevdalandığını öğrenir ve bugünkü 1,5 km uzunluğunda, 500 metre genişliğinde ki adaya kilise yaptırır. Ve kızını oraya götürür. Fakat çobanla kızın aşkı bitmez daha da, derinleşir. Her gece çoban yüzerek gölün karşı kıyısında kızın tuttuğu fenere doğru yüzer. Bütün gece beraber olan aşıklar gün açarken ayrılırlar. Çoban tekrar yüzerek karşı tarafa geçer.

Papaz bir gün  kızıyla çobanın buluştuğunu öğrenir. Çoban yine bir gece Akdamar´a doğru yüzmeye başlar. Papaz sürekli fenerin yerini değiştirir. Çoban bir türlü karaya ulaşamaz ve kayalıklara çarparak, son  nefesini verirken ?Ah Tamara? diye bağırır sesini duyan Tamara da, kendini Van gölünün sularına bırakır. İki aşık Van gölünün derinliklerinde ölü olarak kavuşur.

                      Trabzonlu Gazeteciler grubu Edremit´ten feribota binerek efsanenin yaşandığı Akdamar´a doğru yola çıktı. Kırk dakikalık yolculuktan sonra Akdamar´ın bulunduğu adaya ayak bastılar. Taşlık yolda kiliseye gitmek için yürüdüler. Kimi fotoğraf çekti. Kimi de eşsiz manzaranın seyrine daldı.

Güneşin parlattığı taşlar, kayganlaşsa da,  gezinin seyrini bozmadı. Resmi açılışı yapılmadığı halde bir çok ziyaretçi Akdamar´a akın etti.

 

                      Norduz Sofrasın´dan eğitime katkı

 

                    Gürpınar  Van´ın bir başka ilçesi. Geniş sokakları, düzenli çarşısı, al benisiyle turistleri kendine çekmektedir.

 Akdamar Kilisesinin gezisinden sonra öğle yemeği için Gürpınar Belediyesinin Sosyal Tesisi olan Norduz Sofrasına gidildi.  Otobüs, kendine uygun yere park ettikten sonra birer ikişer yolcularını indirdi.

 Lokantaya girer girmez, et kokusu yüzümüzü yaladı.  Özenle hazırlanan masa etrafında dizilen sandalyelere oturduk.

Norduz sofrasının Salon müdürü Hamza Kurt, konuklarıyla tek tek ilgilendi. Mutfak şefi Adem Ergin, birbirinden güzel yemekler yaparak konukların damak zevkine sundu. Restaurant  şefi Ümit Kızıl, yemek boyunca, konukların her isteğini yerine getirdi. 

Norduz Sofrasının en büyük özelliği yemeklerinin organik ve yöresel olmasıydı. Özellikle koyun ve keçiden elde edilen ürünler mevcuttu.

Norduz çorbasıyla yemeğe başladık. Ardından bir çok yöresel yemek ikram edildi. Bunlardan; hamgerdan, keledoş, mencel kebabı, helise üzeri kuzu sırtı Norduz tava, yokluk yemeği vb. gibi. İçeceklerden ayran ve demirhindi şerbeti ikram edildi.

 Yemekten sonrahavuz başına geçildi. Dondurma,  cennet çamuru tatlısının üzerinde  kadayıfla birlikte sunum yapıldı.

Gürpınar Kaymakamı Osman Doğramacı.Gürpınar Belediye başkanı Hayrullah Tanış ilçe için el birliğiyle çalışmaktadır. Böyle bir tesisi Gürpınar´a kazandırdıkları için emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. 

Norduz Sofrasının gelirinin 3/2´si eğitime verilmektedir.  Başarılı öğrenciler her şekilde desteklenerek, ödüllendirilmektedir. Bu tür çalışmalar için her iki yöneticiyi ve emeği geçenleri  bir kez daha tebrik ediyoruz.

 

                        Serbest zaman

 

                        Kardeş Şehirler proje koordinatörü Ahmet Külekçi,  serbest zaman geldiğini söyledi. Öğretmenevinin bahçesinde toplanan grup, daha sonra kendilerine göre plan yaptı. Kimi çarşı pazar gezmeye, kimi odasında dinlemeye gitti. Bahçede kalanlar, öğretmen evinin tadına doyum  olmayan çayından yudumladı.

                        Van, bir kez daha geceye büründü. Gündüzün sıcaklığı yerini akşam serinliğine bıraktı.

Caddeler ışıl ışıl, insanlar cıvıl cıvıldı. Farklı notalardan süzülen müzik kulakların pasını almaya niyetliydi. Siyah örtü gün açana kadar, Van üzerinde kalmaya kararlıydı.

 

                     Muradiye Şelalesi                                

 

                       22 Ağustos Perşembe sabahı gazeteciler, Öğretmenevinin kahvaltı salonunda  kahvaltı yaptıktan sonra Muradiye Şelalesine gitmek için bir kez daha ?araç bin´ sloganıyla araca bindi.

Gün bütün sıcaklığıyla bizleri kucakladı. Van  gazeteciler yine bizimle beraberdi.

                     Muradiye Şelalesi görülmeye değer bir yer. Şelale bir kayanın ortasından akmayı becerebilen ender şelalelerden biridir. Otobüs şelaleye yakın park etti. Yaklaştıkça şelalenin sesi daha gür çıktı. Fotoğraf makinesini eline alan gazeteciler,  eşsiz güzellikteki şelaleyi fotoğraf karesinde ölümsüzleştirdi.

                     Şelale, gür ve coşkulu akması, seyrine doyum olmayan bir güzellikteydi Trabzon gazeteciler de şelalenin önünde durarak fotoğraf karesiyle ölümsüzleştirdi.

Yakıcı güneşin altında öteye beriye koşturarak şelaleyi doya doya seyrettiler.

Proje koordinatörü Ahmet Külekçi´nin alışagelmiş; ?arkadaşlar gidiyoruz. Acele edin.? Sesi bir kez daha kulaklarda çınladı.

 

                  Anavatanda birAtayurt

 

                              Atayurt, Muradiye ilçesinin sınırları içerisinde bulunan bir yurt. Geleneksel okçuluk, at biniciliği, yöresel yemekler, otağda konaklama, fotoğraf çektirme gibi etkinlikleri olan bir yurt.

Atayurt, beş ay önce devlet arazisi üzerine beş yıllığına kiralandı.  Türki Cumhuriyetlerinin bayraklarını kurdukları köprü üzerinden göndere çektiler.

Atayurt´un fikir babası Kenan Aytaç, Kırgızistan´dan Erciş´in Ulupamir köyüne yerleştiklerini, söyledi. Aytaç, yaşadıkları zorluklardan söz ederek; ?bizi bu bölgede istemiyorlar. Türk bayrağından rahatsızlık duyanlar var. Elektrik için müracaat ettik hala bağlanmadı. Sizlerde görüyorsunuz, sinek çok var. Yanı başımızda bir bataklık olduğu için onlardan kurtulamıyoruz. Ben burada altmış tane Van´lı çocuğu okçulukla tanıştırdım. Ata binmeyi öğrettim. Kapımız herkese açıktır.? Dedi.

Atayurt´tan ayrılmanda önce toplu aile fotoğrafı çekildi.

 

                   Kedi villası

 

                     Van iliyle özdeşleşen biri yeşil biri mavi gözlü olan Van kedisi. Yüzüncü Yıl Üniversitesinin kampüsü içerisinde yer alan kedi villası gezilip görülecek yerlerden biriydi. Villa içerisinde barınan  kediler, hem sağlıklı hem de temizdi biraz da şımarıktılar. Villanın içerisinde bir çok birim vardı.  Dişi dinlenme odası, yetişkin kedi dinlenme odası, bebek kedi odası, doğumhane, gibi. Birbirinden güzel beyaz tüylü, renkli gözlü Van kedilerinin hayatı kendilerine özeldi.

Dinlenmeleri, bahçede oynamaları da, yine kendilerine özel bir durumdu.

Van´a gidenler mutlaka kedi villasına uğrasınlar. Ve onların nasıl bir hayat içerisinde olduklarını görsünler. 

 

                 Van gölü sahilinde öğle yemeği

 

                      Gün boyu Van´ın eşsiz güzelliklerini gezen Van ve Trabzonlu gazeteciler yorgunluklarını Van Gölü kenarındaki Van  Gazeteciler Cemiyeti Sebahattin  Yılmaz Sosyal tesisinde attı.

  Van Gölüne karşı çaylar yudumlandı. Güneşin yakıcı sıcaklığı Van gölünün serinliğine karıştı.  Bir yanda durgun Van gölü diğer yanda serinlemeye çalışan insanlar?

Özenle hazırlanan masalarda balık unutulmadı. Trabzon hamsisi kadar lezzetli  olmasa da, yemeğe değerdi.

Van Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fatih Sevinç, kardeş şehirler projesi kapsamında Trabzonlu gazetecilerin Van´da olmasından büyük mutluluk ve onur duyduğunu söyledi. 

 

                 Trabzonspor Taraftarlar Derneği

 

                  Van´a gidip de, Van TrabzonsporTaraftarlar Derneğini ziyaret etmemek olmazdı. Rota bu kez oraya çevrildi. Dernekte dermek başkanı Erhan Eren´e Trabzonspor forması Ahmet Külekçi tarafından hediye  edildi. Daha sonra maçı seyretmek için başta Van Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fatih Sevinç ve Van´da görev yapan gazetecilerle bir cafeye gidildi.

UEFA Avrupa ligi playoff turunda,  AEK Atina takımıyla, Trabzonspor   karşılaştı.  Trabzonspor maça yavaş başlasa da, sonuca gitmeyi başardı. 1-0 yenik düştüğü maçı 3-1 kendi lehine çevirerek kazandı. 

               Maç bittikten sonra herkes kendine göre yorum yaptı. Van´lı  gazetecilerle birlikte seyredilen maçın seyrine doyum olmadı. Bir de Trabzonspor kazanınca,   ortaya büyük bir maç zevki çıktı.

                  Bir kez daha Van´da gün kapandı. Nöbet sırası yine geceye geldi. Sokak lambaları yandı. İnsanlar yavaş yavaş sokağı terk etti. Kimi evine, kimi de, konakladığı otel veya misafirhanelere gitti. Sokak yine kedi ve köpeklere kaldı. Gece onların gecesi oldu. Bu devinim her gece yaşanır.

                                  Van Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fatih Sevinç, Trabzonlu gazetecilere çam sakızı çoban armağanı yöreline ait hediye takdim etti.  

 

                  Erciş´te kahvaltı

 

                     Üç günlük Van gezisi bitti. Dönüş başlayacaktı. 23 Ağustos Cuma sabahı Trabzon kafilesi erkenden kalktı. Rota Trabzon olsa da, yol güzergahında uğranılıp ziyaret edilecek kişiler vardı. Önce Erciş Kaymakamı Nuri Mehmetbeyoğlu makamında ziyaret edildi. Kaymakamın Trabzonlu olması bizleri oldukça mutlu etti. Aslen Arsinli olan Kaymakam Mehmetbeyoğlu İstanbul´da doğup büyümüştü. Sıcak ortamda geçen sohbet çayı bile aratmadı. Ziyaret sırasında Emniyet Müdürü Can Candaş da hazır bulundu. Bir ilginçlik daha Emniyet müdürü  de, Trabzon Beşikdüzü ilçesindendi.  Kahvaltı Erciş´te şairler derneği başkanı  ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte derneğin işletmeciliğini yaptığı bir düğün salonunda yapıldı.

Hazırlanan kahvaltı masasında meşhur otlu peynir baş köşede yerini aldı. Kahvaltının sonlarına doğru dernek başkanı  Gökmen Sakin kendisinin yazdığı ?otomatik gelinler´ adlı şiiri  Erciş şivesiyle okudu. Daha sonra büyük aile fotoğrafıyla Van gezisi tamamlandı.

Emniyet müdürü Can Candaş, Erciş´in çıkışına kadar Trabzon kafilesini taşıyan otobüse eşlik etti.

 

                           Trabzon´a dönüş

 

                   Kardeş şehirler projesi kapsamında üç günlük Van gezisinin sonuna doğru yaklaşıldı.  Tüm yaşanmışlıkları ve yaşanmamışlıkları geride bırakan otobüs yolcuları neşe içerisindeydi. Müzik eşliğinde tempo tutularak, hep bir ağızdan çalınan türkülere eşlik edildi. Arada bir ayağa kalkan Ali Rıza Bayram kendine has oyunuyla herkesi güldürdü.

Arada verilen küçük molalar kısa tutuldu. Bayburt Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci Trabzon kafilesini makamında kabul etti. Eski gazeteci olan Pekmezci anılarından anlattı. İçilen çaydan sonra belediyenin dış merdivenlerinde yine aile fotoğrafı çekildi. Başkan Pekmezci Dede Korkut Festivalinde yaptırdığı şapkalardan gazetecilere hediye etti.

Alman usulü yenilen yemekten sonra Bayburt Gazeteciler Cemiyeti ziyaret edilerek cemiyet başkanı Yaşar Yıldız´la basın sorunları konuşuldu.  Cemiyetin onursal başkanı Sadık Yavuz´da gazetecilerin yaşadığı sorunlara değindi.

Otobüs gecenin karanlığında Bayburt sokaklarından ağır ağır ilerledi.

 Rota Trabzon. Doğup büyüdüğümüz Trabzon´du yeşille mavinin buluştuğu Karadeniz´in incisi Trabzon´du. Gümüşhane, Torul hızla geçildi. Doğu´ya açılan ilk kapı ve turizm cenneti  Maçka´ya geldik.

 

                 Amacına ulaşan kardeşlik projesi

 

             Kardeş Şehirler proje koordinatörü Ahmet Külekçi´nin sabrı, özverisi kültürel geziye katılan gazeteciler tarafından takdirle karşılandı.Külekçi, on altı ile gittiklerini ifade ederek, tek amacının iller arasında kaynaşma ve kültür bağının kurulması olduğunu söyledi.

Tüm gazeteciler adına proje koordinatörü Ahmet Külekçi´ye  emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ediyoruz.

 

 

 

 

Hazırlayanlar; Duygu Karahasanoğlu ve Fatma Karahasanoğlu

Fotoğraflar   ; Ömer Altuntaş